Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '16

 
Kategori
Söyleşi
 

Big Chefs’in mucidi Gamze Cizreli ile bir marka nasıl büyüyor? - Röportaj

Big Chefs’in mucidi Gamze Cizreli ile bir marka nasıl büyüyor? - Röportaj
 

2007 yılında Ankara’da kurulan ve başarıyla büyüyen Big Chefs bugün tam 36 şube ile faaliyet gösteriyor. Türkiye’de 33 şube ile İstanbul’dan Diyarbakır’a Antalya’dan İskenderun’a çok farklı lokasyonlarda mevut. Türkiye dışında Dubai’de açılacak 3. şube ile birlikte Suudi Arabistan ve Bahreyn başta olmak üzere, Kuveyt ve İran'da da Big Chefs şubelerinin inşaatları sürüyor. Hedef New York gibi dünyanın en büyük metropollerinde Türkiye’nin adını duyurmak!
 

Aslen Diyarbakırlı ODTÜ İşletme mezunu olan girişimci iş kadını Gamze Cizreli ile başarı öyküsünden Big Chefs’e, marka yönetiminden, yeni nesil dürümün öncüsü hızlı mutfak konseptinde hizmet veren Dorom.co’ya kadar her şeyi konuştuk.

 

Öncelikle tam bir başarı öykünüz var. Güzel işler yaptınız peki bundan sonra Gamze Cizreli’nin yol haritasında neler var?

Çocukluğumdan beri hayal ettiğim mesleği yapıyorum. Tekrar dünyaya gelsem yine aynı işi yapardım. Big Chefs markasını 36 şubeyle tüm Türkiye ve dünyaya taşıyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bundan sonra da ruhu ve hikayesi olan özgün markalar yaratmaya devam etmek istiyorum; bu konuda çok heyecanlıyım ve tutkuluyum! Gelecek için hedefim, yerel tatlara ve kültürel zenginliğe modern dokunuşlar getirerek dünyada bir nevi “gastronomi elçisi” olmak ve New York gibi dünyanın en büyük metropollerinde ülkemizin adını duyurmak.
 

Bize biraz menülerinizin oluşum öyküsünden bahseder misiniz? Yeni bir tat oluşturulurken yön veriyor musunuz?

Big Chefs’te amacımız, ailemizin lezzetlerini, yerel mutfağı her zaman güncel tutmak oldu. Ben gastronomik seyahatlere ve keşiflere bayılıyorum. Tüm bu seyahatler beni besliyor, motive ediyor; ilham kaynağı oluyor menümüzü oluştururken. Yerel lezzetlere kattığımız modern dokunuşlar ve sunumlarla yarattığımız farklılıklar bizi sevdiriyor sanırım. Her mevsim menümüzde bir takım farklı lezzetler görebilirsiniz; örnek vermek gerekirse Hatay’da künefe yedik menümüze mozarellalı künefeyi koyduk. Adana'nın bıcı bıcısını kendimizce yorumladık. Gittiğimiz her yerden, tattığımız her lezzetten ilham alıyoruz. Bunun dışında şube açtığımız coğrafyalardaki şeflerimiz de menümüze büyük katkıda bulunuyorlar. Favorilerime gelecek olursak sonbahar – kış menümüze bu sene yeni eklenen sumak ekşili köfteyi çok severek yedim. Yaz menümüzde yaptığımız sürprizlerimiz arasında; gastronomide UNESCO’nun "Yaratıcı Şehirler" grubuna giren Gaziantep mutfağımızdan güzel tatlarımız var.  Bu menüdeki favorim de Arap Köftesi… Ayrıca bu yaz Chia tohumlu yemekler de ekledik menümüze… Chia tohumu lif, mineral, protein deposu olması nedeniyle çok faydalı bir besin... Tatlılarımızdan bu yaz favorilerim; akide şekerli ve satsumalı dondurmalar... İçecek menümüzü de Mikonos'un ünlü barmeni Panos’un hazırladığı lezzetli kokteyller ile çeşitlendirdik.

 

Türkiye’de kaç tane Big Chefs var ve nerelerdesiniz?

Şu anda Türkiye’de 33 şubemiz var.  İstanbul’da 19, Ankara’da 5, İzmir, Bodrum, Adana, Mersin, Antalya İskenderun, Gaziantep, Diyarbakır ve Bursa’da varız. 2016 sonunda Denizli, Karaköy, Capitol ve Çamlıca'da açılacak noktalarla 37 şubeye ulaşacağız.

 

Dünya’da kaç tane var Big Chef var? Yurtdışı pazarına genelde Avrupa’dan giriliyor fakat siz Ortadoğu'dan başladınız...

Şu an Türkiye dışında 3 şubemiz var. Dubai’de açılacak 3. şubemiz ile birlikte Suudi Arabistan ve Bahreyn başta olmak üzere, Kuveyt ve İran'da da Big Chefs şubelerinin inşaatları sürüyor. Markamız Ortadoğu’da çok tercih edildiği ve sevildiği için öncelikli tercihimiz bu yönde oldu. Suudi Arabistan başta olmak üzere Ortadoğu ülkelerinde yeme içme sektörü çok hızlı büyüyor. İstanbul hayranlığı çok fazla… Tüm bu nedenlerle markamız açıldığı ilk lokasyonlarda büyük ilgi gördü.

Big Chef dışında başka hangi yatırımlarınız var?

Big Chefs’e kardeş, fakat bu sefer hızlı mutfak konseptinde hizmet verecek yepyeni bir marka oluşturduk: Dorom.co…

 

Dorom.co’nun hikayesini dinleyebilir miyiz?

Bu konsept hızlı ve acımasız şehir hayatında zamanla yarışırken iyi yemekten ödün vermek istemeyenler için tasarlandı. Dorom.co bir dürümcü… Çıkış noktamız: Dinamik, şehir hayatında koşuşturan, genç ruhlu, kendine dikkat eden, iyi yiyip iyi yaşayan, doya doya ve kaliteli yemek isteyen, Anadolu’nun yerel lezzetlerini sahiplenen, güvenilir tedarik zincirini önemseyen ve bu imkana ulaşılabilir fiyatlarla sahip olmak isteyen herkese hitap edecek bir dürümcü zinciri yaratmak oldu. Yaklaşık bir yıl süren yoğun bir çalışma sonrasında dürüme DOROM diyerek “DOROM.CO”’yu yarattık.

 

Dorom.co’nun farkı nedir? Nasıl bir dürümden bahsediyorsunuz?

Konseptimizin en çarpıcı özelliği; baştan sona ürünü kendiniz oluşturmanız. Etli, tavuklu, köfteli ya da sebzeli bir dorom yapmak için önce lavaşınızı, sonra sosunuzu ve garnitürlerinizi kendiniz seçebiliyorsunuz. Marka adımızın söylediği gibi; bizimki dürüm değil, DOROM! Kişiselleştirilebilen, doyurucu, yerel lezzetlerle harmanlanan, güvenilir, herkesin kesesine uygun, lezzetli, pişmanlık yaratmayan, uygun fiyatlı; Bi’Dolu Dürüm…

Bu konsepte nasıl karar verdiniz?

Bu marka benim 2. göz ağrım… O yüzden üzerine çok titriyorum. Big Chefs ile çıktığımız lezzet yolculuğunda edindiğimiz tüm bilgi birikimi ve tecrübeyi aktararak sıfırdan bir marka yaratmanın heyecanını tekrar yaşıyoruz. Big Chefs’i belirli bir noktaya getirdik; şimdi sıra DOROM.CO da.
 

Mönüyü nasıl hazırladınız?

Bir Ar-Ge mutfağı kurduk. Burada Anadolu’dan topladığımız bilgilerle yaklaşık bir yıl dürümümüzün içine konulacak; hızlı tüketime elverişli, doyurucu, besleyici, lezzetli yerel lezzetler üzerine çalıştık. Tandır unundan sade, otlu, tam buğdaylı lavaşlar geliştirdik. Lavaşın üzerine humus, patlıcan beğendi, ajvar ve zahterli bezirganiyi sürülecek kıvamda soslar haline getirdik. Garnitür olarak fırınlanmış kekikli domates, nohut piyazı, patates sote, mantar sote, kavrulmuş soğan, karışık biberler kullandık. Dana etini ve köy tavuğunu olabilecek en yağsız şekilde sacımızda kavurduk. Bu süreçte ürünlerimizi fokus gruplar üzerinde deneyip yorumlara göre sürekli geliştirdik. Sonrasında ise menümüzü belirleyip yerel tedarik için danışmanlarımızdan yardım aldık.
 

İlk noktanızı Maslak olarak seçmenizin özel bir nedeni var mı?

Evet, bu lokasyonu uzun bir süre bekledik hatta… Hızlı şehir hayatıyla boğuşan, dinamik, genç, doya doya ve kaliteli yemek yemek isteyen hedef kitlemiz için en uygun lokasyonlardan birinin burası olduğunu düşündük. 26 Nisan’da Maslak metro çıkışında, Windowist Plaza’nın tam altında açılan ilk şubemiz kapısında büyük bir kuyrukla karşılandı. Burada ürünümüzün Ar-Ge sürecini büyük bir titizlikle tamamlıyor, her gün anketler yaparak kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Çok kısa bir süre içinde de yemeksepeti işbirliğimiz başlıyor

Dorom.co’nun yerel üreticileri destekleyen yönü dikkat çekiyor. Bunu nasıl belirlediniz? Bu konuda nasıl ilerliyorsunuz?

Markanın oluşum sürecinde bütün ekip yollara düştük. Köklerimizi

sahiplenip Anadolu lezzetlerini araştırdık; Beğendiyi, Ajvarı, Bezirganiyi, Humusu kullandık. Malzemelerimizi hep yerel üreticilerden almaya özen gösterdik. Tedarik konusunda danışmanlarımızdan yardım aldık. Şeker yerine elma özü kullandık; taş değirmen unumuz, gezen tavuğumuz, mandıra peynirimiz ile güvenilir bir tedarik zinciri kurduk. Bu konuda Prof.Dr. Osman Müftüoğlu ve onun beslenme uzmanı ekibinden büyük destek aldık. Çünkü güvenilir olmak, markamızın en önemli değerlerinden biri.
 

İstanbul’da başka nerelerde Dorom.co’yu açmayı planlıyorsunuz?

Yakın bir zamanda Capitol AVM’de bir şube açmayı planlıyoruz ve hızlı bir şekilde markamızı İstanbul’da doğru lokasyonlarda büyütmeye devam edeceğiz.

 

Big Chefs gibi Dorom.co’yu da yurt dışına taşıyacak mısınız? Bununla ilgili hedeflediğiniz yerler neresi?

Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere öncelikle Anadolu’da bu markayı büyük bir ivmeyle büyüteceğiz. Fakat hedefimiz sadece yurtiçinde değil, yurtdışında da bu markayı büyük bir fine fast food zinciri haline getirmek. Dubai için hazırlıklara şimdiden başladık bile!

Bir marka nasıl büyüyor?


Öncelikle hedefi çok iyi belirlemek lazım... Bu hedef doğrultusunda da bana göre beş ana nokta var:

 

- ODAKLAN! Her şeyi yapmaya çalışarak bölünme, zamanı iyi kullan!

- DOĞRU BİR EKİPLE YOLA ÇIK!   Değişen dünya koşullarında her konuda uzman olamazsın. İyi ekip kur, bilgi birikimi yüksek ve kendileriyle aynı değerlerde buluşan yol arkadaşlarıyla çalışmak çok önemli…

- PARAYI İYİ YÖNET!  Sermayeyi yönetmek büyük hatalardan kurtarır.

- DEĞİŞEN DÜNYAYA AYAK UYDUR! Değişen dünyanın trendlerini sürekli takip et

- YARATICI OL!  Bundan sonra sadece bilenlerin değil, bilgiyi zevkle sunabilenlerin, yenilikçi ve yaratıcı olabilenlerin yükseldiği bir dönem olacak.

İş hayatınızın dışında kendinize nasıl vakit ayırıyorsunuz? Neler yapmaktan mutlu olur ve nasıl motive olursunuz? Mesela yemek yapmayı sever misiniz?

Çocuklarıma, aileme ve kendime ayırdığım zamanlar benim için çok değerli. Oğullarımla beraber seyahat etmek,  yeni tatlar denemek,  farklı deneyimler yaşamak en sevdiğim şeyler arasında yer alıyor.  Bunun yanı sıra ailem ve dostlarımla birlikte olmaya, onlara keyifli sofralar hazırlamaya bayılıyorum. Sürekli öğrenmeye inanan bir insanım, hem bilgi anlamında hem de spiritüel anlamda kendimi daha iyi yerlere taşıyabilmek için kitaplar okuyorum, çeşitli sohbet toplantılarına ve eğitimlere katılıyorum. Okumak, hem tarih, hem maneviyat, hem hakikat bilinci hem de iş açısından geliştiriyor beni. En sevdiğim ve bana ilham veren mottolardan biri Shakespear’in şu sözüdür: “Düşüncelerin neyse hayatın da odur.” Hayatımın her aşamasında bu söz aklımdadır. Aynı zamanda, hem bilgi anlamında hem de spiritüel anlamda kendimi daha iyi yerlere taşıyabilmek için pek çok eğitimlere katılıyorum. Bu eğitimleri alabilmek, bu bilgilere ulaşabilmenin de benim için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Hayatı keyifle yaşamaya çalışıyorum; her anın farkında olarak…


Son söz sizin...

Mutluluğun yarında değil sadece “AN”da olduğunun çok net farkındayım. Huzurlu ve dingin bir dönem yaşıyorum… Ve bu hayatta hep çevremi aydınlatarak ve iz bırakacak işler yaparak yaşamak istiyorum…

 

Röportaj: Anıl Sural


twitter.com/AnilSural


 

Inhouse İletişim Marka Grup Direktörü Aslı Aksoy’a desteklerinden dolayı teşekkür ederim…

 

 
Toplam blog
: 32
: 1589
Kayıt tarihi
: 20.02.16
 
 

11 Ağustos 1990 Amasya doğumludur. Diyarbakır, Karabük, Sakarya, Orlando - Florida, Trieste ve İs..