Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Nisan '10

 
Kategori
Felsefe
 

Bilim adamlarının gördükleri rüyalar

Bilim adamlarının gördükleri rüyalar
 

Gölgemiz ile gerçeğimiz arasında çözülemez olduğuna inandığımız bir bağ olmasaydı bundan sonraki yaşamımız ve çalışmamız çok farklı olacaktı. Günlük, uyanık ve gölge halindeki kişiliğimizden daha büyük bilgeliğe sahip olan içimizdeki gizli bahçeye ulaşabilmenin bir yolu, bir kapısı da rüyalardır.

İnsanların gördüğü rüyalar;

· Günlük olaylarla ilgili yani üst beyinden görümü sağlanan rüyalar,

· İnsanların egolarının (bilinçaltlarının) gösterdiği rüyalar,

· İnsanların ruhsallığının gösterdiği rüyalar, olmak üzere üç ana gruptan oluşmaktadır. İnsanın egolarından kurtulup direkt ruhunun bilgi aldığı rüyalar kolay görülebilecek rüyalar değildir, çünkü insanın egosuyla barışı imzalamış olması gerekir ki ruhsal anlamda Tanrıdan bilgi alabilsin ve farkındalığı çok daha fazla artsın ama insanlar egoları ile ruhları arasındaki barışı imzalamadan negatif ile pozitif arasında gidip geldikleri müddetçe rüyaların da bir bölümü doğru bir bölümü yanlış olabilir. O yüzden Kur’anı Kerim’de rüyalara çok önem verilmemiştir.

Haber alma mekanizmaları yanlış yada doğru olabilir. O yüzden de Allah der ki “sizler yalan söylemeyen sizler, Allah’ın istediği ölçüde, bir ruhun olması gerektiği ölçüde iyi niteliklere sahip olabilirseniz zaten rüyalarla uğraşmanıza bile gerek kalmaz. Çünkü siz kendi kendinize her şeyi görür ve halledersiniz.” Bu da demek oluyor ki rüyalara çok dikkat etmemiz gerekmiyor. Ancak belirli bir barış sağlanmışsa belirli bir arınmışlık sağlanmışsa ve görmüş olduğunuz şey Allah’ın kitabına uyuyorsa o zaman Allah’ın size bir mesajı vardır. Siz o yol üzerine gidebilirsiniz.

Rüyaları yorarken hep hayıra yormak gerekir diye düşünürler. Şimdi şöyle bir şey var pozitif düşünmek gerekir ama eğer rüyalar bir şeyi haber vermek içinse bunu çözmek gerekir. Bazen gelecekle ilgili rüyalar görebilirsiniz ama gelecekle ilgili bir rüya olduğunu fark etmezsiniz ben bunu rüyamda görmüştüm dersiniz, ya da siz bilgi alıp gelebilirsiniz. Zaten bilgi bilgiyi fark edebilen insanlara geliyor. Onunla ilgili çalışmalar yapabilirsiniz. İşte rüyalarında birçok olayı gören bilim adamları vardır Rüyalarla gelen birçok buluşlar vardır.

Gerçekten bilim adamlarının çoğunun ruhları seçkindir. Yani seçkin ruh demek fark etmesi kolay bir şeyi söylediğinizde hemen yakalıyor. Kelimeler onda anlamaz gibi geçmiyor. Söylediğiniz her şey yakalanıyor. Tıpkı bir bilgisayar gibi çalışan beyinler onu alıyor ama bazı insanlara anlattığınızda sanki duymuyor gibi, kelimeler ve sesler önünden geliyor geçiyor. Yani ruh fark edemiyor tabi evrim fark ediyor ama sizin anlattığınızı fark edebilecek durumda değil. Gerçekten ruhları bazı şeyleri fark edebilen insanlar, rüyalarında bilgi almaya başlıyorlar. Artı Kur’anda rüyalar yoluyla bilgi alma konusu da var. Tanrı, “ben son elçi olarak peygamberi gönderdim ama sizlere ruhları seçkin ve fark edebilecek olanlar aracılığıyla bilgiler göndereceğim” diyor. Şimdi böyle olunca uyanıp bir bakıyorsunuz ki bizler her konuda bilgi istemeyi unutuyoruz.

Bilgi isteyin arkadaşlar yani kendinizde belirli bir negatifliği temizlemeyi başardıktan sonra herhangi bir konu hakkında rüyanızı yönlendirebiliyorsunuz ve istediğiniz bilginin gelmesi için Tanrıya yöneldiğinizde o bilgi geliyor. Bunu görebiliyorsunuz. Allah Adem Peygamberin ruhuna insanoğlu yaşadığı ve bu adına evren dediğimiz alem yok olasıya kadarki tüm bilgileri, tüm bulunacak olan buluşların bilgilerini koymuştur. Bütün ademoğulları da ruhlarında bu bilgilere sahip olarak dünyaya gelirler. Bir insan negatif taraflarını tamamen kaldırıp egosu ile barış yaptıktan sonra ruhu genişlediği için gelecekteki bilgiyi de alabilir. Aldığı bilgi Allah’ın izin verdiği bilgidir. Bilgiyi almak her zaman onu alan kişinin yapabileceği anlamına gelmez. O Buluşu yapabilecek kişi farklı bir yerde de olabilir ama bu bilgileri bilen konusunda uzman insanlarla çalışarak, bir çaba sarf ederek bunları halletmesi gerekir.

Bilgi görüldüğü üzere tembellere pek gelmiyor, mücadele eden, uğraşan, didinen ve hak eden kişilere geliyor ve bencillik yapmamak, ekip çalışması yapmak gerekiyor. Dünyada en az buluş yapan ve patent alan ülkelerden biriyiz. Bizim 87 yıllık Cumhuriyet tarihimizde aldığımız buluş patent sayısına Amerika bir ayda ulaşıyor. Belki de biz Türk insanı olarak AR-GE konularına çok önem vermiyoruz, bir şeyler yapmak için çok fazla bir çabamız yok. Teknolojiyi tekrar keşfetmek yerine işin kolayına kaçıp keşfedenlerden kopyalamayı seçiyoruz. Her şeyi Allah’tan bekleyip oturuyoruz. Beklemek güzel de, beklerken de bir çaba göstermek gerekiyor. Bilgi dağının üzerinde oturup ta bilgi fakiri olmak ne kadar acı bir durum.

Bir sonraki yazımda da rüyaları anlamaya çalışmaya devam edeceğiz, tekrar görüşünceye kadar sevgiyle kalın

Alahattin Öztekin

 
Toplam blog
: 101
: 5279
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Ege Üniv. İşletme Fakultesi'ni, daha sonra da Harward Üniversitesi'nin Master programını Türkiye'de ..