- Kategori
- İlişkiler
Bilsen!

Uzaklaştıkça yakan, yaklaştıkça kavuran
Bilsen!
Ne çok özlüyorum seni.
Bilsen bu özlemimi çıkar gelir misin?
Senden kaçtıkça yine, yeniden sana doğru geldiğimi bilsen!
Ruhum, aklım, kalbim seninle iken sensizliğim de sessiz acılarımı bilsen!
Seni inkâr ettikçe daha çok çoğaldığını bilsen!
Ve yokluğunda hiç eksilmeden arttığını bilebilsen!
Telaşla oradan oraya koştururken aslında varmak istediğim yolum olduğunu bilsen!
Hüznümde, sevincimde, gözyaşımda ve kahkahamda burukluğumun sen olduğunu bir bilsen!
Sensiz eksik, sensiz yarım ve sensiz ben bensizim.
Yolum yönüm sensin bunu bilsen!
Kalbim, sensiz öksüz bir çocuk gibi, kimsesiz ve çaresizim bunu bir bilsen!
Ve bilsen nasıl derin bir aşkla, ölesiye, çıldırasıya sevildiğini
Bilsen de gelsen!
Silsen tüm kırgınlıklarımı ve varlığında, yokluğunda akıttığın gözyaşlarımı.
Her şeye rağmen sevilmenin o eşsiz tadına varabilmiş olabilsen.
Ve hala elimi tutman için umutla beklemekten vazgeçmediğimi bilebilsen!
Öfkem de, nefretim de, kızgınlığımda dahi seni sevmekten bir an bile vazgeçmediğimi bilsen!
Bilsen! Ve gelsen!
Korkularının esiri olmuş beynin yüreğinin sesini bastırdığı için.
Yüreğinin sesini bastırmak adına yaralarına başka bedenleri bastığın için.
Kendinden kaçtığın, yüreğinden kaçtığın için.
Ve yüreğinden kaçarken yaşanabilecek o sevgi dolu güzel anları ateşe verdiğin için.
O ateşte ikimizi de yaktığın için.
Ve bu aşkın tekrar tekrar küllerinden doğduğunu gördüğün halde korkaklığına yenildiğin için.
Yok, etmeye çalıştıkça yok olmayan bu sevdaya yenilmemek için.
Bilsen de seni ne çok sevdiğimi görmezden geleceksin.
Çünkü sen bir korkaksın.
Çünkü sen bir AŞK korkağısın!
hercaideniz
Gül pembe bahar türküleriyle, kıyıda gölgesine oturup zeytin ağacının
Ben geldim derim eski günlerin düşelim yollarına kanayan sevgi çiçeğinin
Yeniden doğup eline günün, yeniden duyup adını gülün
Yeniden...
Yeniden başlamalı, yeniden anlamalı, yeniden dinlemeli o yiten türküleri
"Hüsnü Arıkan"