Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Nisan '08

 
Kategori
Siyaset
 

Bir adım öne çıkın!

Demokrasi bilincinin yerleşmediği toplumlarda, demokratik sorumluluğun varlığından bahsedilemez. Böylesi toplumların hemen her faaliyetinde demokratik değil; ama asalak bir ilişkinin varlığından emin olabilirsiniz (2001).

Şu asalak ilişkiler nedeniyledir ki kabul etmek zor gelse de gerçeklerle yüzleşmeliyiz...

Ülkemizde sistemler maalesef çökmüştür:

Politik sistem çökmüştür.

Değerler sistemi çökmüştür; her bir değer, isteyenin istediği şekilde istismarına açık hale gelmiştir.

Ahlâk Sistemimiz ve Aile Sistemimiz can çekişiyor; büyük büyüklüğünü, küçük küçüklüğünü bilmez noktaya gelmiştir. Boşanmalar had safhaya ulaşmış, evlilikten kaçış ivme kazanmıştır.

Hukuk Sistemimiz can çekişiyor; aynı dava üzerindeki bir kararda “Ak”, öbür kararda “Kara” denilebilmektedir.

Adalet Sistemi ciddi yaralar almıştır. İllegal yollara sapmalar ivme kazanmıştır.

Görev, yetki ve sorumluluklar belirsizleşmiştir.

Siyasi Sitem (Kamu Yönetimi) bürokrasiye kurban edilmektedir. Bürokrasinin koyu rengi, karabasan gibi
Kamunun üstüne çökmüştür.

Milli Eğitim Sistemi iflas ermiştir.

Sosyal Devlet ilkesine inat... Sağlık Sistemi, insan odaklılıktan hızla kâr odaklılığa kaymış, Sosyal Güvenlik Sistemini uçurumun kıyısına itmiştir.

Yüksek Öğretim içler acısıdır.

Ekonomik Sistem ciddi riskler altındadır.

Tarım Sistemi çökmüştür.

Altyapı Sistemleri ve Çevre Sistemleri can çekişiyor.

İç Güvenlik Sistemi, mensuplarının üstün fedakârlıklarıyla ayakta tutulmaya çalışılıyor.

Kentleşme, Yerleşme ve Kıyı Sistemleri, kısa vadeli kazançlara kurban edilmektedir.

Halk, politikacılar, medya ve yöneticiler üzerindeki güven duygusunu yitirmiştir.

Gelecek endişesi, gençlerimiz başta olmak üzere tüm kesimleri sarsmaktadır.

Devletimizi devlet yapan değişmez ilkelerimize ve cemiyet hayatına olan güven sarsılmış, cemaatleşmeye yönelim ivme kazanmıştır.

Kendini güven içinde hissedebilmek için yığınlar, kimi art niyetli cemaatlerin istismar aracı olmayı maalesef kabullenmiştir.

Bütün bu musibetlere yol açan; kimilerinin ısrar ettiği gibi ne Laiklik, ne Demokrasi, ne Sosyal Devlet, ne Hukukun Üstünlüğü ilkeleri ne de Atatürk'ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun inkılap ve ilkeleridir. Aksine;

tüm musibetlerin kaynağı, Politik Sistemin ta kendisidir
.

Geldiğimiz bugünlerde eğer övünebileceğimiz bir takım işleri başarmışsak, bunlar, söz konusu ilke ve prensipler sayesinde ve kabul etmek gerekir ki inatla sürdürülen Politik Sisteme rağmen gerçekleşmiştir.

Bugünkü Politik sistem, Türkiye’nin başına gelen her türlü musibetin yegâne kaynağı durumundadır. Bu gidişe bir son verilmelidir.

Söz konusu sistemin sürekliliğinde ısrar eden kesimlere bir bakın...

Sistemin çarpıklığından ve darboğazlarından daima yarar sağlayan, Ülkenin geleceği ve menfaatleri üzerinde yaratılan krizleri “Fırsatlar” kabul eden kesimleri göreceksiniz...

İpleri dışarıda veya içeride; yerel veya beynelmilel, legal veya illegal kimi cemaatlerin mensuplarını göreceksiniz...

Türkiye üzerinde ya açık ya da üstü örtülü hesabı olanları; her devirde, her durumda ve her yerde, kişisel çıkar ve ihtiraslarını her şeyin üstünde tutan kesimleri göreceksiniz.

Biz ise... çözmeye daima gücümüzün yetebileceği şu sorunların etrafında halâ dönüp dolaşıyoruz!


Sorunlarımızı Millet olarak, gönül birliği içinde ve ortak akılla sahiplenip çözemezsek kim çözecek? Yoksa beynelmilel cemaetlerin iplerini elinde tutan ABD mi, Avrupa mı, İsrail mi?

Şu sorunları çözmek için:

2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu
, 2839 Sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu ve bunlarla ilgili Anayasa Maddeleri ile diğer yasalar, İçinde bulunduğumuz şu şartlar dikkate alınarak süratle yeniden düzenlenmelidir.

Gelişme uğruna kemiyetlerin esiri olduk; her alanda nitelikleri, niceliklere boğdurduk.

Çok geç olmadan ve öncelikle şu musibetlerin kaynağı politik Sistemde nitelikleri öne çıkartacak;

İpi içeride veya ipi dışarıda olan şu kimi cemaatlerin Devlet bekasına ve Millet bütünlüğüne ters düşen art niyetli kimi mensuplarına geçit vermeyecek... yasal düzenlemeler süratle gerçekleştirilmelidir.

Unutulmamalıdır ki tercihlerimizin kalitesini yükseltmedikçe hiçbir şeyin kalitesini yükseltemeyiz; ne politikacının ne politikanın, ne siyasetçinin (yöneticinin) ne siyasetin (yönetimin) ne de hizmetlerin...

Bu nedenlerle:

İnsan için var olan DEĞERLER’den,
İnsan onuru KATILIMCI DEMOKRASİ’den, ŞEFFAFLIK’tan ve HESAP VEREBİLİRLİK’ten
İnsan haysiyeti LAİKLİK’ten,
İnsan şahsiyeti HÜR İRADE’den,
Varlığın teminatı HUKUK’tan ve ADALET’ten
Gelişmenin teminatı ÖĞRENMEK’ten, BİLMEK’ten ve BİLDİĞİNİ PAYLAŞMAK’ tan...

Taviz vermeden, değişmeli ve değiştirmeliyiz.

Bu düzenlemeleri yapmak için, şu vahim gidişe dur demek için, Ülkesini seven her yetkiliye ve her sorumluya çağrımız şudur:

ÜLKEMİZ İÇİN LÜTFEN BİR ADIM ÖNE ÇIKIN!


Bekir Ali

 
Toplam blog
: 141
: 926
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

Türk san'at müziği dinlemeyi, okumayı, yazmayı ve paylaşmayı seviyorum. Kamudan emekli inşaat mühend..