Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '06

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Bir anıt, bir söz...

Bir anıt, bir söz...
 

Beyciler; sıcak insanları, kozmopolit yapısı ile Silivri’ ye bağlı tipik bir Trakya köyü. Köy Muhtarı Fikret Özkan yapığı başarılı çalışmalar ile göreve geldiği ilk günden bu yana adından ve köyünden fazlası ile bahis ettiriyor.

Saat 14 de Atatürk Anıtının açılış töreni için Beyciler köyünde olmamız gerekiyor. Bizim kaptanı; Ömer ağabeyi alıyorum, saat bir buçuk gibi yola çıkıyoruz. Hangi yoldan gideceğimiz konusunda anlaşamasak da. Aracı ben kullandığım için, benim dediğim oluyor. Alipaşa üzerinden, Seymen köyünün içine girmeden sola dönüyoruz.

Sola döndüğümüz anda, Beyciler tabelası 5 km yazısını görüyoruz.

Yolla ilgili aldığım bir takım notlar var ama yazıp da kimsenin keyfini kaçırmak istemiyorum şimdi. Önümüzdeki günlerde Muhtarın bir çayını içmeye gitmeyi planlıyorum.

Gittiğim zaman yolla ilgili soruları sorar, cevaplarını da alırım elbet. Köye girmeden, ilk dikkatimizi çeken devasa büyüklükteki, Türk Bayrağı oluyor.

“Bu bayrağı nereye dikmiş olabilirler ki” diye aramızda konuşmaya başlamışken, bir jandarma eri yolumuzu kesiyor.

Çok kibar bir üslupla buradan öteye, araç geçişinin yasak olduğunu söylüyor. Geri dönüp, boş zannettiğim bir dükkânın önüne aracı park ediyorum. Tam araçtan inerken, dükkânın kapısı açılıyor. Orta yaşlı bir bey çıkıyor kapıya.

Şimdi “kapatmayın dükkânın önünü kardeşim” diyecek diye beklerken ve yarım saat kalıp gideceğiz cevabını hazırlamışken.

O bize “Ooooo Hoş geldiniz” deyince, uzattığı elini sıkıyoruz ve kalabalığın olduğu meydana doğru ağır adımlarla bakına bakına yürümeye başlıyoruz.

Güneşli pırıl pırıl bir hava var. Köyün girişindeki taka yine büyük bir Türk Bayrağı asılmış. Ne yalan söyleyeyim ben Böyle bir kalabalık, bu kadar büyük bir organizasyon beklemiyordum.

Köydeki ilköğretim okulunun öğrencileri meydandaki yerlerini almışlar ellerindeki bayrakları büyük bir coşku ile sallıyorlar.

Protokol için hazırlanan bir bölüm var. Bu bölümde Askeri erkân, Silivri Belediye Başkanı ve Silivri Kaymakamı oturuyor. Biz zamanımızı hangi yoldan geleceğimiz konusunda harcarken, konuşmacılar konuşmalarını yapmış. Köyün Halk Oyunları ekibi sahne almış.

Fotoğraf makinemi çalıştırmaya başlamışken, Arif Şentürk’le karşılaşıyorum.

Sanırım Meltem TV adına bir program hazırlıyor.

“Ne yapıyasın be agacım” deyip elimi uzatıyorum. Büyük bir samimiyetle sıkıyor.

“Yuun işler beya” diyor “ koşturup duruyarız, te böööle köy köy meydan meydan”

Askeri bando tüm ciddiyetiyle, hazır olda izliyor töreni. Bandonun karşısında köylüler ellerinde bayraklar; kadını, erkeği, çoluğu, çocuğu, çarşaflısı, feracelisi, başörtülüsü, saçı açığı, omuz omuza tek vücut!

Gözlerinde bu kadar insanı ağırlıyor olmanın verdiği gururla izliyorlar olanı biteni.

Kendimi kaybedip “sallayın diyorum bayrakları”, ellerinde bayraklar gülen yüzleri, donduruyorum bir fotoğraf karesinin içine.

Halk oyunları gösterisi bitiyor.

Büyük kalabalık, büstün önüne geliyor.

Anıtın üzerindeki Şanlı Bayrak, onlarca el tarafından büyük bir ciddiyetle çekiliyor.

Atamızın aydınlık yüzü kendini gösteriyor.

Anıtın altındaki yazı tokat gibi çarpıyor;

EGEMENLİK VERİLMEZ ALINIR.

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..