- Kategori
- Şiir
Bir Çınar daha devrildi !..

90 yıllık hayatına ne hatıralar, ne şiirler sıgdır sen üstat
Evet bir Çınar daha devrildi hayatımızdan. Bu öyle bir Çınar değil. Yaşamına tam 90 yıl sığdırmış, Türk Edebiyatına nice eserler katmış, doyumsuz şiirlerin sahibi İlhan Berk bugün yaşamını noktalayıp, sonlu alemden sonsuz aleme intikal etti.
İlhan Berk, tam bir Cumhuriyet çocuğu. 1918 yılında doğmuş. Cumhuriyet ilan edildiğinde 5-6 yaşlarındaymış. Atatürk öldüğünde de yirmili yaşlarda. O yıllara değin, dimağında ne anılar vardır kimbilir. Onun Cumhuriyet çocuğu oluşu belki de akranları gibi Öğretmen Okuluna girmiş. Mezun olduktan sonra 2 yıl kadar İlkokul öğretmenliği yaptıktan sonra, Anakara Gazi Eğitim enstitüsünü bitirdikten sonra uzun yıllar Fransızca öğretmenliği yapmış.
ilk şiirlerini 1935 yılında Manisa Halkevi'nin dergisi Uyanış'ta yayımlamıştır. Fransızca öğretmenliği yapmış olmasından dolayı olsa gerek, uzun yıllar çevirmenlik yapmış. Hatta çeviri yaparak özellikle Arthur Rimbaud ve Ezra Pound'un şiirlerini çevirerek kitaplaştırarak Edebiyatımıza kazandırmıştır. Yazdığı eserlerinden KÜL adlı eseri ile de 1979 yılında Türk Dil Kurumu, 1980 yılında da Behçet Necatigil Şiir ödülünü, 1983'te <ı>Deniz Eskisiı> adlı kitabıyla, Yedi Tepe şiir Armağanı’nın 1988'de de <ı>Güzel Irmakı> adlı kitabıyla Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü kazanmış. Yazmayı çok seven Berk, bunları hak etmemiş mi ? Bakın nasıl anlatıyor yazmayı ?
“Yazmak mutsuzluktur, mutlu insan yazmaz.
bu yeryüzünü olduğu gibi görmeme engel olan
ve bana bu yeryüzünü cehennem eden
bu yazmak eyleminden kurtulduğum,
mutlu olduğum bir tek şey var: resim yapmak.”
Uzun yıllar Bodrum’da yaşayan İlhan Berk, kendini yazmaya adamış bir edebiyat adamı. Birkaç tane eserini okuma imkanı bulabildim. Eserleri zevk alınarak okunacak bir üstattı. Yalın anlatımlı şiirlerinde bir hayat, iyi bir gözlem yatar.
Üç kez seni seviyorum diye uyandım
Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim
Bir bulut başını almış gidiyordu görüyordum.
<ı>Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün.
ı>Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim
Sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum
-Taflanım! diyordu bir ses duyuyordum.
<ı>Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün.
ı>Kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım
Şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim
Karanfil sakız kokan soluğunu üstümde duydum.
<ı>Eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun.
..........
ı>
Kal böyle aşkım, kal böyle
Ve yalnız
Bana bak.
Bakmak aşktır
'Soyundum işte sana yol olsun diye.'
Böyle çıplak böyle et ete
Bırak gezinsin üstünde soluğum.
Saydamdır aşk, o naif şeytan
Gözlerin, çıplak memelerin, dudakların
Böyle işte böyle gel gir yatağıma.
Ve öp sonra da
Durmadan bir daha , bir daha öp beni
Böyle uzun bir yolculuk ister aşk.
Ve çek sonra da, daha bir kendine beni
Çek ki
Bileyim benim olduğunu.
Böyle işte böyle kasık kasığa.
.../...