- Kategori
- Şiir
Bir düşün istersen...

İlke Veral Coşkuner'in "San ki" adlı sergisinden
Derin esin(ti)lerini, paylaşımlarını
Öyle yüzüstü bırakıp unutmuş gibi
Nereye gidiyorsun ey güzel insan?
Yeni denizyıldızlarını kurtarmaya mı?
Yoksa en kırılgan olanın
Ve direnemeyenin gitmesi üzerine
Evcilik mi oynuyorsun yaşadıklarınla?
Biraz düşün istersen!
Bazen, sahilleri olmayan bir deniz gibisin
Hırçınlaşan sorular vururken yüzeyine.
Oysa başlangıç bir yaz sıcağıydı
Soruyorum: "Ya kavrulanlar şimdi,
Kanatları ebruli kelebekler midir?"
Bilesin ki bu son “ne olacak” sorusu değildir
Yanıtını bir de eski resimlerine sor,
Şiirlerine, öykülerine, yazdıklarına da sor!
Düşününce bileceksin,
Ten de, ruh ısısı da
Mevsimlerden farklı türde değişkendir.
Bazen Temmuzda üşürken
Ekimde kavrulursun
Zamanı da bir düşün,
Su gibi akıp geçer
Bir bakarsın yollar da insanlar gibi
İnsana küser,
Dostları, arkadaş ve sevenleri hep kavuşturan
O yollar.
Ama bil ki yine de seni resmeder
Bazen o uzun ve dost geceler,
Kaygıdan, berrak sularla yıkanıp da
Kar beyazı kesilen, o uykusuz geceler de
Sen dönene dek!
İncinmene karşı serzenişim sürer
Ay ışığı altında,
Salkım saçak perçemleriyle gökyüzü
Yıldızlar arasında nameleşen
İçli bir gitar sesi
Ve gün doğumlarının alnına sürülürken renkler
Masum pembe, isyânkar kızıl,
derin mavi ya da düşünceli lâcivert
Sıyrılarak utangaç, mistik ve gizemli
siyahlığından...
İ.Ersin Kabaoğlu,
23 Ağustos 2011, Ankara