Bir eşeğim bile yok!

Dur, gitme!
Beni,
Sultan Ahmet Camisinin
5 nci basamağında bekle

Lay lay lom’lu blogları,
Aralık kapıları
Köstebek yuvası metroları
Sevmem, bilirsin.
Hep bir şey götürdüler benden,
Sabahları ettik hep erken

Dur, gitme n’olursun
O şarkıdaki gibi, ağlatma beni
Gidesin tutmuşsa, git be yau
Tutan mı var?
Asılsan da asılmasan da
Bu tramvay depoya gider.

İstersen, sevme beni, çek fişi, bitir işi,
Sallama mendil, sık dişini
Gitme diyemiyorum
Kahroluyorum

Dayandım Tilki Fatma’nın kapısına
Dedi:  “ Terelellim, terelellim,
Önce spali’leri görelim
Bir üç görürüm ama,
Üç afta mı desem, bir afta mı
Bizim kıkırdak Septuze’nin
Kıkırdağı gitmiş, değirmen kıçlı
Bir taze var peşinde
Bacağı ahan da bu kadar
Epten yürekler yakar,
Sızma  zentinyağı gibi, sızmış içine
Benzetiyor seni William Holden’e
O türküdeki gibi, Ay dolana dolana
Yağ yakan Dizel motoru gibi ateşli
Birisi var peşinde
Kalça desen, şadırvan gibi görkemli,
Kaş desen, Madonna’nın don lastiği gibi kavisli
Gece gündüz görüyor düşünde
At bi 20 lik, sonunu sülüyeyim
Abe sen ne güzelsin, ağzından öpülesin.”

Sonracığıma
Mına goduğumun dünyası
Bi eşeğim bile yok.
Vay anasını, reva mı?
Len gitme diyorum, laf anla
Ağlatma beni, çakarım ha!
Hoppala cuppala
İki kuruş on para

Çak çakmağını
Yak sigaramı
Semaveri alıştır
Maşa salıp karıştır,
Küskün ile barıştır
Ula bu ne biçim aşktır lo
He bebo, he bebo