Bir FARC'ımız eksikti!

FARC terör örgütü son zamanlarda gündeme gelen, esasında yıllardır mücadele eden bir terör örgütü. 1964'te kurulan ''Kolombiya Devrimci Silahlı Kuvvetleri'' FARC; Kolombiya, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Latin Amerika Birliği ve Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak tanınıyor.

FARC esasında PKK'ya çok benzeyen bir yapılanmaya sahip. Esas düşmanını Kolombiya olarak belirleyen örgütün üsleri ise yoğunlukla komşu ülke Ekvador'da bulunuyor. Bu durumda gördüğümüz de uluslararası işbirliği olmadan hiçbir ülkenin kendisini yönelen teröristlere karşı başarılı olamayacağı. Son iki yılda Fransız diplomatları kaçıran ve üç Amerikalı sivili öldüren FARC; Pentagon'a göre ''küresel bir terör örgütü'' haline gelmiştir.

Kolombiya 2008 başında FARC'a baskı uyguladı ve FARC ''iyi niyet göstergesi'' olarak altı rehineyi serbest bıraktı. Bu hareketleri Kolombiya Başbakanı Alvaro Uribe'yi yeteri kadar memnun etmedi ki Kolombiya 29 Şubat gecesi Ekvador sınırlarına girerek örgütün iki numaralı adamı Raul Reyes ve 17 terörist öldürüldü. Operasyondan önemlisi ise diplomatik gerginlik oldu. Ekvador Başkanı Rafael Correa ''izin istenmediğini'' belirtti ve Kolombiya'nın kendilerine savaşa giriştiğini açıkladı. Kolombiya Dışişleri Bakanı özür dilerken, işin içine bir de Venezüella girdi. Devlet Başkanı Hugo Chavez ağırlığını Ekvador'dan yana koyarken, Kolombiya Başbakanı Uribe'yi ''satılmış olmak''la suçladı.

Olayın son tarafı da Amerika Birleşik Devletleri oldu. Başkan Bush ''Kolombiya'nın teröre karşı mücadelesini desteklediğini, gerginliğin sorumlusunun Hugo Chavez olduğunu'' söyledi. ABD'nin teröre karşı ne kadar çifte standartla yaklaştığını son bir ayda son derece net gördük. İsrail'in beş günde 110 Filistinli'yi öldürmesini ''meşru müdafaa'' olarak niteleyen ABD, Kolombiya'nın sınırötesi operasyonunu da açıkça destekledi. Aynı ABD, Türkiye'nin yıllardır agresifleşmediği Kuzey Irak'ta politikasını sınırötesi operasyona çevirmesine ise kesinlikle karşı çıktı, operasyonun başladığı günden itibaren ''Hemen çıkın'' söylemleri ağırlık kazandı.

Kolombiya'nın sınırötesi operasyonu Güney Amerika'da tamamen gerginlikle sonuçlandı. Ekvador ve Venezüella bu ülkeyle ilişkileri keserken, Arjantin ve Meksika da kınadı. Amerika'nın Kolombiya'yı desteklemesini ise ''böl-parçala-yönet'' stratejisinin uygulaması olarak değerlendiriyoruz. Kolombiya'nın geçmişine baktığımızda da durumun hiç hoş olmadığını görüyoruz. Ortadoğu'da Ürdün'ün üstlendiği rolü Güney Amerika'da üstlenen Kolombiya Amerika'nın isteği doğrultusunda politikalarını yönlendiriyor ve bölge ülkelerinin şimşeklerini üzerine çekiyor.

Amerika'nın Kolombiya'yı desteklemesinin bir başka nedeni ise Başkan Bush'un açıkça belirttiği ''tehlikeli bir ideolojinin Güney Amerika'da yükselmesi'' gerçeği. Nitekim, bölgede son iki yıldır solcu liderlerin göreve geldiği ve ABD'nin de bundan hoşnut olmadığı aşikar. Correa'nın Ekvador'u ve Chavez'in Venezüella'sına karşı Kolombiya'yı desteklemeleri, Arjantin gibi ülkelerin tepkilerini çekmeleri de son derece normal.

Güney Amerika'da bu kriz azalır diye tahmin ediyoruz. Karlı olan ise yine Amerika Birleşik Devletleri olacaktır. ABD, bu krizle yine Güney Amerika'daki gücünü gösterdi ve ''suç cenneti'' Kolombiya sayesinde stratejilerini yaşama geçirme şansını buldu...