Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Haziran '16

 
Kategori
Güncel
 

Bir futbol maçı ve sonrası...

Bir futbol maçı ve sonrası...
 

Doksan dakika sona erdiğinde çalan düdük, maçın bittiğini de ilan ediyordu bir çok şeyle birlikte. Maç bitmişti alında ama, bir başka gerçek başlıyordu. Her bitişin bir başka yeni başlangıca neden olduğu gibi. Beklenmeyen bir netice çıkmıştı ortaya. Ve İzlanda kazanmıştı İngiltere karşısında. Asıl kazanan temiz ahlaktı oysa... İşini terinin son damlasına kadar dökerek harcayıp, elinden geleni bütünüyle başka hiç bir şey düşünmeksizin, yalnızca görevi olduğu bilinciyle yapmanın ahlakı. Ders verir gibi bazılarına...

Aslında kuzey kutup dairesi yakınlarındaki bir adanın, zor koşullarda mücadele etmenin bilediği kişilik yapılarıyla, rafine bir ırkın delikanlı temsilcilerinin akıttıkları ter, hak edilmiş bir sonucu taçlandırıyordu bir ada öyküsünün yaşam satırlarında. İsimlerinin sonu "son" ekleriyle sonlanan Viking delikanlıları, emperyalist, sömürgeci "üzerinde güneş batmayan" bir imparatorluğun, Britanya adalarına çekilmiş mağrur kalıntılarından gelen karma renkli takımını alt ediyorlardı bir Akdeniz akşamının sıcağında. Maç bittiğinde gece yarılamış, uykulu, memnun ve düşünceliydim çokça. Ender memnunluklarımdan birine neden olmuştu sonuç. Nedendir bilmem; belki kişilik yapımın yansıması olsa gerek, hemen her spor karşılaşmasında güçlü olan, favori olanı değil, kaybetmesi kaçınılmaz olan zayıf olanı tutar ve hep hayal kırıklığı yaşardım çoğu kez. Ender de olsa memnun olduğum bir sonuç çıkmıştı ortaya son zamanlarda hemen hiç yaşamadığım. Aslında maç İngiltere'nin erken bir penaltı golüyle beklenen sonuca evrileceği işaretini vermişti oysa. Aradan çok geçmeden kazanılan bir taç atışında kızıl sakallı, mavi gözlü, sert yüz hatlarıyla rafine bir ırkın temsilcisi olduğu belli oyuncunun ellerinden çıkan topun gol olarak sonuçlanması, elbette ki yalnızca bir gol değildi! Çok geçmeden gelen ikinci gol maçın sonucunun da yalnıca bir yengi olmayacağını vurur gibiydi Britanya mağruriyetinin suratına...

"Volkanik dağları profosyenel futbolcu sayısından fazla olan bir ada ülkesinin takımına mı yenileceğiz?" diye başlık atan İngiliz gazetelerenin kırılan kibiri, şimdi yerini nasıl başlık atmalı diye düşünmenin hayal kırıklığına dönüşmüştü çoktan. Bu sorun ve hayal kırıklığı bizim de neleri düşünmemiz gerektiği işaretleri ile doluydu. Kibiri gölgesinden büyük bir "imparator", kamp süreci prim kavgası, transfer ve takım polemiği yaşayan topçularımızın da!...

Bu ülkeye mesleğinde elinden geldiğince hizmet etmiş şimdi emekliliklerinde maddi sorunlarla boğuşan onca insana, gelir dağılımı bozukluğuna, kıvrandıran yosulluğa, ülke gerçeklerine duyarsız ölçüsüz gelirli futbol "direktörleri", oyuncular, TRT spikerleri, bir uçak dolusu görevli, görevsiz misafir etiketli "yağma hasanın böreği" misali savurgan federasyon temsilcileri, gazetelerin bazı "köşeli" futbol yorumcuları; düşünmek zamanıdır şimdi...

Futbol gerçekten yalnızca futbol değildir!.. Yaşamın her alanında olduğu gibi bir sistem ve kültür meselesi ve onun yansımasıdır. Sevinçler de, üzüntüler de, ortaya konan maç sonu görüntüler de bu yansımanın bir sonucudur. Bu maçın sonucunun bir daha tekrarı, yaşamın diğer alanlarındaki benzer tekrarı da bu günün dünyasında biraz zor görünüyor ama, " canım böylesi kırk yılda bir olur" diye hafife almaya gelmez, işaret ettiği alanlar çoktur. Sisteminiz ne olursa olsun, temelleri mutlaka zengin bir kültür ve mutlaka "ahlak" üzerine oturmalıdır! Yoksa kazanılan futbol maçı olabilir ama, yitirilen çok şey. Ve bu durum sürgit devam edemez...

Her yolun "mubah" olduğu kazanmak, kazanmak değildir! Aslında ender olsa da, arada bir olsa da, benzer olaylar toplumsal bir bozuk düzenin karanlığını aydınlatan işaret fişekleri gibidir. İsimlerinin sonu "son" ekleriyle biten delikanlılar kazandı. Ve bu bir son değil bir başlangıçtı. Öyle de olmalı. Top bir başkaldırıydı bozuk düzenin ağlarında...

Akın Yazıcı 

28 Haziran 2016/İzmit

 
Toplam blog
: 190
: 391
Kayıt tarihi
: 07.05.14
 
 

1965 Ankara Üniversitesi Tıp fakültesinden asker hekim olarak mezun oldum. Gülhane Askeri Tıp Aka..