Bir hazırlık maçı ve Galatasaray değerlendirmesi

Galatasaray, Bundesliga takımlarından Hannover 96 ile oynanan hazırlık maçını 3-0 kazandı. Genel olarak maçın kontrolü Galatasaray'dı. Rakibin 29. dakikada 10 kişi kalmakla beraber kendi liginde 4. sırada olduğunu göz ardı etmemek gerekir. 

Maçın 29. dakikasında Hakem Kuddusi Müftüoğlu ceza alanı dışında topu elle kesen kaleci Fromlowitz'e kırmızı kartını gösterdi. Galatasaraylı futbolcular, kırmızı kartın ardından hakem Kuddusi Müftüoğlu'nun etrafını sararak, hazırlık mücadelesi olduğu için kararını değiştirmesini istedi ancak hakem kararından dönmedi. Bana kalırsa böyle bir pozisyonda elle oynayan kaleci değil de herhangi bir oyuncu olsaydı elle oynama bile verilmeyip "çarpma" olarak değerlendirilirdi. Yani pozisyonda elle oynama olduğunu düşünmüyorum. 

Aslında kart göstermediğinde itiraz etmeyeceklerini bilse belki de göstermezdi. Ancak göstermese bu kez de suçlu ilan edilir, hemen darağacı kurulurdu. O pozisyonda düdüğü çaldıktan sonra hakem olayın olduğu bölgeye ilerlerken, Galatasaraylı futbolcuların hakemin kırmızı kartını çıkaracağını bilmeleri gerekirdi. Dolayısıyla kart göstermeme ricasını hakem kartını çıkarmadan yapmaları gerekirdi. 

Hagi göle maya çalıyor 

Galatasaray'ın maçı farklı kazanması bizi yanıltmasın, hala bildik eksikleri var. Takım mücadele ediyor ancak oyun kurma, ileride çoğalma, gol pozisyonlarına girme ve hatlar arasını yakınlaştırmada problemler var. Galatasaray'ın özellikle bir forvete acil olarak ihtiyacı olduğu gözüküyor. Bunun dışında, oyunun her iki yönünü de oynayacak, teknik, mücadele gücü yüksek bir orta saha oyuncusuna ihtiyaç var. Hatta bir de defansif özellikleri kuvvetli ama pas hatası yapmayan, ileri oynayabilen ve oynayabilecek bir oyuncuya daha ihtiyaç var. Hagi de bu eksikliği şimdilik Hakan Balta ile kapatmaya çalışıyor. Yani göle maya çalıyor. Galatasaray iyi niyetli ancak oyunu (özellikle rakip alanda) kuramıyor, bu sorunu çözerse zor kaybeder. 

Arda Turan yine iyi bir başlangıç yapacak gibi görünüyor. Sahada ne yaptığını en iyi bilen, en yaratıcı oyuncuydu. Maç boyunca etkili ara pasları, gol pozisyonlarının içinde olması, zekası, tekniği ve şutları ile dikkat çekti. 

Aydın, bildiğiniz gibi.. Çok yetenekli ama kaç yıldan beri aynı, üstüne bir gram koymadan, savruk, aceleci, acemi bir şekilde devam ediyor. Şu oyununa futbol zekasını eklemeyi beceremedi gitti. 

Colin Kazım'ın Hagi'nin oynattığı gibi tek forvet oynayabileceğine katılmıyorum. Gol atmasına rağmen başka bir varlık gösteremedi. Kazım kanatlarda çok daha verimli olacaktır. Sahip olduğu kuvvet ve sürat özelliklerinden faydalanılmalı. Ayrıca takımla birlikte oynamaya da alışması gerekiyor, zamana ihtiyacı var. 

Culio hakkında yorum yapmak için de bizim zamana ihtiyacımız var. Ancak -bazıları tarafından kıyaslandığı- Alex kadar verimli olabileceğini sanmıyorum. Sol ayağı iyi ancak ne kadar etkili olduğunu ve yaratıcılığını zamanla göreceğiz. 

Acemi olmadan usta olunmaz 

Kalecilerin bu sezon için yeterli olduğunu düşünüyorum. İkisi de kritik kurtarışlar yaptılar. Aykut'un ne olduğunu bildiğimiz için, Ufuk'a sezon sonuna kadar şans verilmeli ve gelecek sezon neler yapabileceği görülmelidir. Şu ana kadar yapılan; ondan "acemi" olmadan "usta" olmasını istemektir. Ufuk, Galatasaray kalesinin acemisidir.. 

Emre Çolak ve Cumhur'un yıldız olacağını bekleyenlere Ahmet Kesim'i izlemelerini tavsiye ederim. Yıldız demek, müthiş bir teknik, top cambazı ya da artistik hareketler demekse, o zaman tavsiyemi dinlemelerine de gerek yok.. 

Bugün itibariyle Galatasaray'ın en etkili yabancısı Pino'dur. Her geçen gün daha yüksek özgüvenle oynuyor, tekniği fena değil ve çok süratli. Sezonun ikinci yarısında çok can yakacak. 

İnsua iyi oynuyor ama "Avrupa'da hedefleri olan" bir Galatasaray'da oynaması zor gözüküyor. Çok çalışması lazım. 

Eğer bir sakatlıkları yoksa Mehmet Batdal ve Anıl Dilaver'in neden oynatılmadıklarını iyi düşünmek gerekir. 

Pembe formalara ısınamadım gitti. Bu formayı beğenenler beni bağışlasın.. 

Sabri'nin golü çok güzeldi..