Bir hikaye

Yıllar önce ülkenin birinde gizli ilimlerle uğraşan bir bilgin varmış. Bu bilgin hava ve suya yaptığı çeşitli deneylerle tanınırmış. Günün birinde bir deneyde bir şeyle karşılaşmış. Kendi ülkesine uzun bir kuraklıktan sonra bir yağmur yağacak ve yağmurda ıslanan yada suyunu kullanan bütün insanlar delirecek veya çıldıracak. Hemen halkına duyurmaya başlamış bu durumu…

- Ey insanlar uzun bir kuraklıktan sonra bu ülkeye bir yağmur yağacak, sakın bu yağmurda ıslanmayın! Çünkü; bu yağmurda ıslananlar delirecek, çıldıracak" demiş.

Halk bir anlamda verememiş bu işe doğrusu..? Anlam verememiş ama bu bilgine de inanmışlar doğrusu. Ve aradan bir yıl geçmiş ve beklenen kuraklık gelmiş ve hemen ardında beklenen bulut çöreklenmiş, dağlarında nilüfer çiçekleri açan bu güzel ülkenin üzerine. BEKLENEN yağmur yağmaya başlamış fütursuzca hiç bir şeyden habersiz insanların üstüne. Ve kehanet gerçekleşmiş, insanlar birer birer delirmeye başlamış, garip tuhaf hareketler yaparak bilginin etrafında dolaşıp duruyorlarmış. Ülke dışarıdan bakıldığında büyük bir tımarhaneyi andırıyormuş adeta.

Etrafında konuşacağı, dertleşeceği, kendisini anlayan bir kişi bile bulamamak derinden yaralıyormuş bilgini, kısa süre içinde sararmış solmuş, ızdırabından yataklara düşmüş... Ve acı da olsa kararını vermiş, dudakları titreye titreye “bu yağmur” demiş, “bu yağmur, bir daha ne zaman yağacak. BENDE ISLANACAĞIM...”

Bilgin pes etmiş ama siz pes etmeyin, çünkü; akıllı olan, normal olan sizsiniz, etrafınızdaki insanların anormal olması ve çoğunlukta olması, sizin gibi düşünüp hissetmemesi ümitsizliğe sürüklemesin, direnin..savaşın..kendi doğrularınızı yaşayın, başkalarının doğrularını değil...