- Kategori
- Doğal Hayat / Çevre
Bir kar tanesinin bir köşesi

Kar tanesinin hikâyesini bilirsiniz. Milyar olup elek, elek elenirler dünyaya ama her ne hikmetse biri öbürüne benzemez. Kar dersin geçer gidersin. Ay ışığı altında savrulurken diyar, diyar hepsi aynı görünür. Yâda güneşi görüp erirken aynı kaderi paylaşırlar fakat hepsinin hikâyesi ayrı, ayrıdır. Neden bilinmez aynı kaderi paylaşan bir sürü kar tanesi aynı bulut anneden ayrı bir birey olarak dünyayı beyaza boyarlar.
Kar tanesinin öyküsünü bilir misiniz? Çok zaman önce minik bir kar tanesi dünyaya ilk düştüğü an, daha önce yağan karları görmezden gelip. Ben olmasaydım her yan kapkara ve eğri büğrüydü. Ben geldim etraf bembeyaz, düm düz oldu. Ben neymişim diye böbürlenmeye başladı. Öbürlerinden ayrı tuttu kendini. Hatta bir esintiye kapılıp öbürlerinden ayırdı kendini iyice. Ötekiler şaşkın ve üzgün izlediler. Bir süre sonra güneş çıkınca ortaya kibirli kar tanesi başlar erimeye. Öbürlerine bir şey olmaz. Neden diye düşünürken bir ses duyar. Gel der ses, yanımıza gel. Tut elimizi yoksa eriyip gideceksin. Sesi dinler döner arkadaşlarının yanına ve erimekten kurtulur. Tutar arkadaşlarının bir köşesinden. Katılır aralarına. Anlar ki tek başına eriyip gitmek işten bile değil. Erimemek için birlik olmak gerek.