Bir Karar Verin; Amerika Dost mu, Düşman mı?

İktidara yakın medya ve yazarlar, misal, Yeni Şafak ve onun yazarı İbrahim Karagül, TV24’ ve onun yorumcusu Ardan Zentürk, ABD’nin Türkiye’yi kuşattığını dile getiriyorlar.

İktidar sözcüleri, ABD’deki Zarrab davasının “kurmaca” ve “kumpas”, mahkeme kararının “skandal” olduğunu söylüyorlar.

Hatta ve hatta 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında ABD/CIA olduğu en yetkili ağızlardan defalarca dile getirildi.

Şimdi, bunlara, İran’daki hadiseler eklendi. Gösterilerin, “ABD ve İsrail kışkırtması olduğu”na dair iktidara yakın medyanın hiç şüphesi yok. Bu kışkırtmaların, nihayette, Türkiye’yi de hedef aldığı en yüksek perdeden dile getiriliyor.

Bu vaziyette, Amerika Birleşik Devletleri, altımızı oymaya çalışan sinsi bir düşman, bizi kuşatan bir hasım… Sözüne güvenilmez, duvarına dayanılmaz bir devlet… Bu şartlarda, diyelim ki iki ülkenin dışişleri bakanlarının telefonda görüşmesinin fazla bir kıymeti-önemi olmaması lâzım, değil mi?

Ama öyle olmuyor!

Bibakıyorsunuz, gece yarısına doğru, TV kanalları, bilhassa yanal kanallarda bir “Son Dakika” haberi!

Ne olmuş?

Türk dışişleri bakanıyla ABD dışişleri bakanı telefonla görüşmüş.

Bu haberin yanal kanalları memnun ettiğini, sevinçten havalara uçtuklarını anlıyorsunuz!

Nereden anlıyorsunuz?

Şuradan: O bir cümlelik “Son Dakika” haberi saatler boyu kayan yazı şeklinde geçtiği halde, ne konuştuklarına, neyi çözdüklerine dair tek kelime yok. Ha, anlıyorsunuz ki konuşmanın içeriği hiç önemli değil! Önemli olan Amerika’nın dışişleri bakanıyla bizim bakanın görüşmüş olması!

Arkadaş, ABD dışişleri bakanıyla benim dışişleri bakanımın görüşmesi bu kadar önemliyse,

Gece vakti saatlerce, “Son Dakika” haberi olarak verilmeye layıksa,

O vakit, ABD mahkemesinin verdiği karar da önemlidir. Hatta daha önemlidir. Çünkü ABD, Dünya Siyasî Tarihi’ndeki yerini, “sert kuvvetler ayrılığı sistemi” ile almıştır.

Oradaki mahkemeler, oradaki bakanlardan, hatta başkanlardan çok daha ciddi, çok daha istikrarlıdır.