- Kategori
- Anılar
Bir öğrencinin gözyaşları
Söke'de Seyda Fırat İlköğretim Okulu'nda değerli ve idealist bir meslektaşım,öğretmenimiz vardır. Öğretmen Nihat KORKMAZ...Öğrencileriyle sağlıklı bir diyalog kuran çalışkan, üretken bir öğretmendirNihatKORKMAZ..
Geçenlerde Söke İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'müzde değerli meslektaşım Şube Müdürü Yaşar Ünal Bey'i ziyaret ettim. Yaşar Bey'in çayını içerken sohbetimiz sırasında bana bir zarf uzattı. Bu zarfın içinde öğretmen Nihat Kormaz 'ın 26. 01. 2012 tarihli bir mektubu vardı. Mektubu heyecanla alıp okudum. Yüreğim yandı.. Öğretmen Nhat KORKMAZ zamanla hasta olan bir öğrencisiyle yakından ilgilenmiş, yaptığıbilgi vearaştırmalar sonucunda sağlığına kavuşturmuş ve onu askere gidene kadar izlemiştir. Ne yazık ki sevgili öğretmenimiz Nihat Korkmaz ASL hastalığına yakalanmış ve halen evinde tedavi görüp sırtı üstü yatıyor.....
Sevgili öğretmenimiz Nihat KORKMAZ, çalışkan, vefalı öğrencisi Mehmet'le ilgili bir anı yazısını kaleme almışlardır. Bu yazıyı buraya almak istedim. Sevgili öğretmenimiz hepimizden DUA bekliyor. değerli öğretmenize acil şifalar diliyoruz. Vefalı BİR ÖĞRENCİNİN GÖZYAŞLALARI yazınısını aynen sunuyorum:
" İnsan gözyaşı döker. Bu duygunun ifadesidir. İnsan yakınını kaybedince, sevindiğinde, aciz kaldığında, en önemlisi de dua ederken dökülen gözyaşıdır. 1999 - 2000’li yıllarında O’nu, sessiz ve sakin yaradılışı içe dönük ince çerçeveli gözlüğünün arkasında buğulu ve derin bakışıydı. 7 / A sınıfının iyi karakterli öğrencisi olan Mehmet’i ilk gördüğümde sevmiştim. Nitekim kısa zamanda bu durum ortaya çıkmıştı.
Sevgili Mehmet önce gözlerini bir noktaya dikip, birkaç saniye sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Mehmet’e ne oluyordu? Biz şaşkına dönmüştük. O’na nasıl yardım edeceğim Allah’ım !... Diye içimden geçirdim. Mehmet ağlarken bana yardım edin” der gibi bakıyordu. İlkin Mehmet’in takibe alınmamız gerekiyordu. Sınıftaki öğrencilerden benimle aynı sahneyi paylaşacak olanları seçtim önce. Mehmet ise sıklıkla ağlama krizine giriyordu.
Önce bunun tespit edilmesi gerekiyordu. Daha sonra benim görev yaptığım iş atölyesinde ikili görüşmeler yapmaya başladım. Mehmet’in ailesi ile olan görüşmeleri çevre ile olan münasebetlerinde bir terslik var mıydı? Doktora gidilmiş miydi? Bir yandan bunları konuşurken bir yandan da atölyedeki işleri beraberce yapıyorduk. Mehmet’le aramızda iyi bir diyalog başlamıştı.
Benim eksik olduğum bu alanlarda bir şeyler yapmak gerekiyordu. Mehmet’le kısa zamanda çok güzel işler yaptık. Cam, levha, yazma, vitray, yağlı boya, çalışmaları yapıyorduk. Ben bu arada rahmetli Prof. Dr. Ayhan Songar ve Dr. Sefa Saygılı’nın kitaplarını okudum. Mehmet’i psikolojik açıdan görmeye, tanımaya çalışıyordum. Bu arada Mehmet’le iyice yakınlaştık. Hatta bir yerde arkadaş olmuştuk. Eğitim dönemi sona ermişti. 8 / A sınıf öğrencisi Mehmet bir önceki yıla nazaran daha iyi durumdaydı.
Karşılıklı sevgi, saygı ve gün be gün artarak atölyedeki çalışmalarımız devam ediyordu. Günlerden bir gün koridorda yürürken Nöbetçi Öğrenci “Hocam bu Bey, sizinle görüşmek istiyor.” dedi. Başı kasketli esmer yüzlü dik bakışlı adam, karşıma dikilip” sen benim oğluma ne yaptın?” dedi. Affedersiniz, “sizin oğlunuz kim ve ben ne yapmışım”. Dedim? Benim oğlum Mehmet, doktorların yıllarca yapamadığını sen yaptın, Mehmet iyileşti. Teşekkür ederim demek için buraya geldim. Çok sağol” dedi. Ben de biz Mehmet’i sadece sevdik, dedim ve uğurladım.
Mehmet adlı öğrencim okul hayatına iyice nüfuz etmişti. Folklor çalmalarında, sergi çalışmalarında, sosyal faaliyetlerde fotoğraf çekimlerinde hep o vardı. Mehmet bu seninin sonunda mezun oldu. Mehmet’i ay sonunda başarıyla mezun oldu. Lise de sanat bölümünde okumaya başladı, derken lise bitti. Ve askerlik celbi geldi akranlarıyla birlikte davullu - zurnalı vatani görevini yapmaya gitti... Ne yazık ki bu arada vakitsiz bir zamanda ALS benim kapımı çalmıştı.
Mehmet’le vedalaştık. Vedalaşmak için ancak konuşabiliyordum. El ve ayaklarımı kullanabiliyordum. Mehmet’le iyi dileklerde bulunduk. Allah’a dua ettik. Çok şükür Mehmet kazasız, belasız askerlik görevini ifa etti... Ben onun dönüşünde ayakta karşılamak duasıyla gönderdim.
Mehmet gittikten sonra köprünün altında çok sular akmıştı. Sonunda Mehmet askerliğini de bitirdi. İlk ziyaret ettiği insanlardan biri bendim. Mehmet’le oda girişinde kucaklaşmak isterdim. Ne yazık ki ben yatağa bağlı kalmıştım. Onun askerlik gibi talim etme benim sırt üstünde sürünmem talimim devam ediyordu. Bu eğitim ya teskere alır, ya da eğitim zayiatı olarak çukura koyarlar diye düşündüm.. Öğrencim Mehmet'in benim bu halimi görmesini istemezdim. . Mehmet yanıma geldi,. Beni görünce ellerini açıp ağlamaya başladı. Benim gözyaşlarım onunkine karıştı. O gırtlaktan değil yürekten dua ediyordu. Böylesi bir yüreği, böylesi duayı böylesi gözyaşları Allah herkese nasip etsin. Bu yazıyı okuyan ve dinleyen ey azizler!...
Okullarımızda binlerce Mehmetler vardır. Onlar için dua ve gayretlerimizi esirgemeyelim.
Mehmetler ağlamasın. Bu fakiri de anarsanız mutlu edersiniz.