- Kategori
- Şiir
Bir öpücüğe tutsak edemezsiniz ruhumu

Bir öpücüğe tutsak edemezsiniz ruhumu
Hiç kimse anlamadı böyle niye rahat olduğumu
Ağlıyorken gökyüzü toprağın karnını deşerek
*
Düş gücünüz yüreğinizin çamurunda çırpınırken
Hiçbir kitap fayda etmez
Aşağalanarak yaltaklandığınız bütün sevgilere
*
Eşit değilim ben
Elleri yağ bağlamış hiçbir büyük kişiye
*
Bunamış Tanrılar evlatlarına uyup
Acımasızca savaş çıkartırken
*
Bir öpücüğe tutsak edemezsiniz ruhumu
Sessizliği parçalar içimdeki tutsak kötü çocuk
*
Ahmaklarla, koca göbekliler
Gösteri yapıyor her sokakta her yerde
Büyük bir korku oyunu sergileniyor
*
Tembellikten yağ bağlamış eller
İşaret ediyor yok edilecek olanları
*
Siz ey ayaktakımı
Vızıldayıp durmakta zayıf ruhunuz
*
Bütün halkları sindirir korkunuz
Onarılmaz ruhumuzun boşluklarından
Sızmaya kalkmayın bizi de korkutmayın
*
Herkes gelsin bu içi boş gösteriyi görmeye
Bakın bunlar çıplak krallar
Bir çocuk kadar cesaretiniz olsun
*
Ruhunuz çarmıha gerilmişken
Pis bedenlerinizi korumayın kalkmayın
Bu kokuşmuşluktan
*
Gökyüzünü kemiriyor fabrika bacaları
Evrensel bir şölen verin sizde
Hor görülmüşler ayaktakımı
*
Canlanacak dünyanın bağrı
Parıldayan ateş alaylarından korlanacak gelecek
*
Siz ezilip çiğnenenler
Valizlere doldurup göz yaşlarınızı
Sayıklayarak karanlığa dalmayın
*
İnsanlık sürükleyip gelirken umudunu
Koca sıska kara kediler gibi uğursuz bakmayın
*
Karanlık mağara diplerine kaçmayın korkaklar gibi
Boyalı kağıtları şaraba bandırıp
Yakanızı kaptırmadan fısıltıların denizine
*
İçinizdeki köpeğin burnu kızarmadan
Ağlamaktan siz de gelin katılın şölenimize
*
Ellerinize kan oturmadan
Gözleriniz yorulmadan
Bir ağız kesilmeden kim dinler sizi
*
Unutmayın asıl düşman yüreğiniz
Tedirgin ve öfkeli
*
Gelin ve bitirin bu son kavgayı
06.02.2006 Mehmet Özgür Ersan