- Kategori
- Gündelik Yaşam
Bir özürlüden özürümdür
Hiç birimiz dünyanın merkezi değiliz elbette. Fakat kendi küçük dünyamızın merkezi biziz. Kendi çevremizde oluşturduğumuz halkaların merkezi... En yakın halkayı oluşturanlar bizi en fazla ilgilendiren ve etkileyenlerdir. Ailemiz, işimiz, dostlarımız, komşularımız, eski okul arkadaşlarımız, çevremizde yaşayan aşina simalar gibi. Dış dünyaya ne kadar açılırsak, ne kadar sosyalleşirsek halka sayısı o kadar artar ve merkez biz olduğumuza göre bunların diziliş sırasına üzerimizdeki etkilerine ve ilgi alanlarımıza göre kendimiz karar veririz. En dış halka bizim en az etkisi altında olduklarımızdır. Hani derler ya yakınlarımızın acıları yürek yarasıysa yabancılarınki duvar deliğidir bir vah vah la geçiştiririz.. Aynı şekilde yakınlarımıza eleştirilerimizde ne kadar hoş görülüysek çemberin en dışındakilere karşı eleştirilerimiz daha acımasız daha ön yargılı olabilir.
Sabah her zamanki gibi işe gitmek üzere durağa geldiğimde Bu gün durağa daha erken geldiğimi fark ettim. Her sabah görmeye alışık olduğum simalar yoktu. Nasıl olmuştu da aynı saate kalkmış olmama rağmen diğer günlerden daha erken hazırlanıp çıkmıştım. Ah, evet hatırladım okullar sömestri tatilinde ve bu yüzden iştahsız oğlumla kahvaltı masasındaki yaşadığım olağan baskı ve ısrar durumlarını bu sabah yaşamamıştım bu da bana zaman kazandırmıştı.
Durakta benden başka bir genç daha var. Esmer 25 yaşlarında daha önce dikkatimi çekmemişti ilk defa görüyorum. Düşük omuzlar, bozuk vücut duruşu, hafif açık bir ağız , boş bakışlar…Ondan olabildiğince uzak bir noktada beklemeye başladım. Bir yandan da dua ediyorum Allahım nerede kaldılar , bir an önce birileri çıkıp gelse daha fazla yalnız kalmasam
Uzaktan hareketlerini takip ediyorum ara ara tekrarladığı belli belirsiz mimikleri var. Acaba bana zarar verir mi ki, bağırsam kimse duyar mı ?Kafamda binbir türlü olumsuz düşünce durağa birilerinin daha gelmesini bekliyorum sabırsızca.
İleriden birinin daha gelmekte olduğunu gördüm. İçim biraz daha rahatlar gibi oldu. Esmer uzun boylu genç bir adam duraktaki rahatsız çocuğa ne kadar da benziyor ve son derece sağlıklı görünüyor. Demek o da sağlıklı olsa böyle görünecek diye düşündüm. Sanırım ağabeyi , ondan 4-5 yaş daha büyük gibi. Elindeki sigaradan son bir nefes çekiyor sonra elindekini atıp kardeşinin yanına geliyor. Elini kardeşinin ensesine koyuyor hafifçe kendine doğru çekiyor, şakalaşıyorlar. Üşümemesi için montunun fermuarını yukarı kadar çekiyor , düzeltiyor, saçlarını karıştırıyor, gülüşüyorlar. Bu ilgiden oda küçük bir çocuk gibi mutlu. Ne konuştuklarını duyamıyorum ama aralarındaki sıcak bağ ve sevgi gözlerinden okunuyor. Onları izlerken gülümsediğimi fark ettim. Az önceki endişeli ve gergin halimin yerini merak ve ilgi aldı. Şimdi kendimden utanıyorum ne kadar uysal görünüyor. Bence o kimseye zarar veremez.
Biliyorum herkes kardeşini sever. Kız kardeşler sevgilerini daha bir dokunarak, sarılarak gösterir. Ama yetişkin erkek kardeşlerin birbirlerine böyle sevgi göstermeleri çok rastladığım bir şey değil. İki kardeşin durumu beni çok etkiledi
Durağa bir servis aracı geldi ağabey kardeşini öptü , araca doğru koştu. Tam kapısına gelince döndü Akşama kahveye gel ben orada olacağım dedi. Kardeşi ona gülümseyerek el salladı. Neden bilmem ama kendimi tuhaf bir şekilde mutlu hissediyordum
Daha sonraki günlerde gözlerim hep aynı yerde onları arar oldu . Çemberin en dışındaki insanlar neden beni bu kadar ilgilendirir olmuştu. Artık yoklar . Gelmiyorlar. Kimler, neredeler bilmiyorum ama her durağa gelişimde onları hatırlıyorum ve her sabah onları gördüğüm boş noktaya bakıp ön yargılı olduğum için kendi kendime özürlü kardeşten tekrar tekrar özür diliyorum.
Allahım biliyorum insan olarak çok eksiğimiz var ama ne olur kalbimize biraz daha sevgi ver . İhtiyacı olanlara ruh ve beden sağlığı ver . Biliyorum ki bunun dışındaki tüm eksiklerimizi gerçekten istersek kendimiz kapatabiliriz. Hayalimizdekilere çalışarak sahip olabiliriz.