Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '12

 
Kategori
Güncel
 

Bir Pazar sohbeti 16 x 12 x 12

Uzun süredir yazmamanın verdiği sabırsızlık içerisindeyim. Öyle ki, her şeyi birden yapmak, size gün içerisinde 3-4 blog üretmek, resimler yayımlamak, ve yorumlar yapmak istiyorum. Ancak bir ben ve sınırlı sabah saatlerinden bahsediyoruz!

Bu haftanın fotoğraf ülkesi Yunanistan… 2006 yılında eşimle beraber ziyaret etmiştik büyük hayallerle. Ne var ki harcadığımız paraya değmeyecek ölçüde az şey bulduk Yunanistan’da! Bize en garip gelen husus öğleden sonraları haftada 3 gün çalışmamalarıydı. 2. en saçma şey, endüstrilerinin olmayışıydı. Nasıl bir toplum bu kadar tembel olabilirdi? Olabiliyordu işte. Hatta arkadaşımız Maria bunu doğrularcasına, doktora yapmış olmasına karşın, devlette mühür basan bir memur olmak istiyordu. Ülke üstüme, üstüme gelmeye başlamıştı ve şişmiştim. Bana en hoş gelen şey ise, Selanik şehrinin İzmir’in simetriği olmasıydı. İzmir’de hissettiklerim neyse, Selanik’de de o olmuştu. Fotoğraflarda görüleceği üzere sahilde, yani yine başka bir kordonda, Frape içmiştik eşimle. Bu arada Yunanistan’da ne arıyorduk diye soracak olursanız, cevabı ise, eşimin köklerini arıyorduk. Benle evlenene kadar Gülşan bir Yunan vatandaşıydı. Halihazırda Ecrin ve Yetkin’de birer Yunan vatandaşı!

Bugün Türkiye’de yine bir derbi günü… Benden spor ve futbol yorumu duymadığınız ölçüde çok, sporla ilgilenen bir adam olarak, her şeye rağmen, Fenerbahçe’nin 3-1 gibi ya da 2-0 gibi, 2 farklı skorla kazanacağını düşünmekteyim. Bu arada Aykut Kocaman’a da bir özür borçluyum. Kendisini Alex konusunda acımasızca eleştirmiş olmama karşın, o cevabını sahada bana verdi. Ve ben kendisinden özür diliyorum…

Bu hafta 3 önemli konu vardı Türkiye gündeminde: Kadına şiddet, Ergenekon ve Özürlüler yasası…

Sevgili Asabi Kedi, özürlüler konusunda harika bir yazı yazmış ve üstüne bir kelime dahi ilave edecek bir şey bulamıyorum. Kendisi olayı hem psikolojik, hem de toplumsal boyutta incelemiş.”Özürlü olduğum için özür dilerim?!” yazısını muhakkak okuyunuz. Özetle bu konuda şunu söylemek istiyorum. Empati yapan ve insanları seven bir insan için toplumdaki herhangi bir insan önemlidir.  Adı Özürlü bile kalsa, yani yeni tanımıyla Engelli olarak ifade edilmese bile, şayet toplum o kişilere karşı doğru, duyarlı ve tutarlı davranışlar gösterirse, o kişiler zaten gocunmayacaklardır. Ne var ki, bu bahsettiğim üç kelime sonucunda oluşan toplumsal davranış, ne yazık ki, Türkiyemde böyle değil! Sorun da buradan kaynaklanıyor.

Kadına şiddet, bizim toplum için, gerçekten sıradan bir davranıştır. Ataerkil yapımızın en belirgin özelliği, ne yazık ki, kadına şiddettir. Türkiyemde kadın buna izin verir mi? Evet! Erkekte hak sayar! Kadın kalitemizi ve medeniyetimizi artırmadığımız oranda, toplumsal şiddetimizi herkese ve özellikle kadınlarımıza yansıtıyoruz. Şunu unutmayalım: Türkiye’de kadın da masum değil! O da ne kadar okumuş olursa olsun, din, töre ve aile baskısından kendisini kurtaracak cesareti, davranış biçemini, toplumsal rolü geliştirebilmiş değil. Ve hatta Ataerkil yapıdan güç alır hale gelecek ölçüde TEMBEL! Kadınlar daha çok çözümün yine erkekler tarafından bulunmasından yana! Yani suya, sabuna karışmak istemiyor! KADIN HAKLARI SADECE CİNSEL ÖZGÜRLÜKTEN ve ÇALIŞMA ÖZGÜRLÜĞÜNDEN  İBARET DEĞİLDİR!!!! Kadınlar sokağa dökülmeli, duygu ve düşüncelerini anlatmalı, kısaca, çalışmalı ve çabalamalı! Aksi takdirde, tüm hakları, Atatürk’ün bahşetmiş olduklarıyla, sınırlı kalır…

Türkiye’nin sorunu Balyoz veyahutsa Ergenokon değildir. Türkiyenin sorunu HUKUK’tur. Türkiye yıllardır, onca ordinaryüs profesör yetiştirmiş olmasına karşın, hukukun üstünlüğüne kendini teslim etmek, İSTEMEMEKTEDİR. Hukuksuzluk, kendi zenginini, yandaşını, politikacısını, askerini, polisini ve işini bilen vatandaşını yaratmaktadır. Ve toplum bu durumdan son derece memnundur. Sorun da buradadır. Değişmemesi de bu yüzdendir. Bu yüzden herkes %10 seçim barajını eleştirir ama kimse bunu değiştirmez. Türkiye’de herkes ama herkes, bu hukuksuzluktan gücü ölçüsünde nemalanır. Gerçek budur. Gerisi laf-ı güzaftır!

Söyleyecek çok sözüm var, ancak, artık midem hassas, hepsini kaldırmıyor…

Herkese iyi hafta sonları…

Saygılarımla,

KAVİ’L

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..