Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '13

 
Kategori
Deneme
 

Bir ruhun itirafları.....

Bir ruhun itirafları.....
 

Bu dünyada bir zamanlar bu insanlar yaşıyordu.


Merhaba, beni göremezsiniz ama  hissedebilirsiniz. Bir zamanlar ben de sizin gibi bir bedenin içersinde hapistim. Şimdi ise özgürüm. Buraya da kaçak olarak geldim. İçinde bulunduğunuz beden aslında bir kabuk ve bu kabuk her geçen gün eskiyor. Bir gün gelecek işlevini yitirecek, çürüyüp gidecek. O zaman içinizdeki öz dışarı çıkacak. Öz dışarı çıktığında ise benim konumumda olacaksınız.  Bulunduğunuz yerkürede birçok kabuk bu şekilde yeşerdi, büyüdü ve sonunda yok oldu. Yandaki fotoğrafa bakın... Bir zamanlar onların hepsi dünyanızda yaşıyordu...Daha siz yokken....

 
Biran için gözlerinizi kapatın ve benim gibi düşünün. Yani bir ruh gibi...... Dünyaya her canlı gelişinde ne kadar çok seviniyorsunuz, değil mi? Bu canlı çocuğunuz, torununuz, yeğeniniz ve bir yakınınızın çocuğu oluyor. Onlara hediyeler alıyorsunuz. Büyümelerini izliyorsunuz. Onlar büyürken,  siz yaşlandığınızı farketmiyorsunuz. Ta ki sağlığınız bozulana kadar. İşte  o zaman sağlığınızı düşünüyorsunuz. Ne zaman bir yakınınızı kaybediyorsunuz, o zaman da ölüm aklınıza geliyor. 
 
Peki dünyanızda neler yapıyorsunuz? Hangi yaşta olursanız olun geleceğinizi düşünüyorsunuz. Kendi geleceğinizi çizdiğinizde çocuklarınızın geleceğini düşünüyorsunuz. Çocuklarınızın hangi şartlarda yaşayacağınızı düşünüyorsunuz. Ülkenin sorunlarını düşünüyorsunuz. Ülke bölünecek mi? Bölünmeyecek mi? Başbakan Başkan olacak mı? Yapılan haksızlıkları düşünüyorsunuz. Kadın cinayetlerini lanetliyorsunuz. Diğer taraftan birbirinizi yiyorsunuz. 
 
Aynaya bakıyorsunuz. Kendinizi beğenmiyorsunuz. Kabuğunuzu daha güzel göstermek için, estetik oluyorsunuz. Bedeninizi güzelleştiriyorsunuz. Ama zamanı durduramıyorsunuz. Bir zaman geliyor, artık ne yaparsanız yapın, yaşlanmanıza mani olamıyorsunuz. 
 
Kiminiz kafasını türbana takıyor, kiminiz kafasını Mehdi'yle bozuyor. Kiminiz yaşamı boyunca para peşinde koşuyor. Daha çok para, daha çok mal. Sanki bütün malları öbür tarafa götüreceksiniz.  En dindar geçineniniz bile günah işlemekten çekinmiyor. İnançlarınızda bile boşluk arıyorsunuz. 
 
Hâlâ cenneti altından ırmak akan yer, cehennemi de ateşten bir kazan olarak mı düşünüyorsunuz? Dünya gözüyle baktığınızda, öyle görürsünüz. Ama bir kere de benim gibi düşünün... Mecazi anlamda yani....Ruh gibi düşünün..... Bu konuda size daha  fazla bir açıklama yapamam. 
 
Çektiğiniz her acının bir nedeni vardır. Huzura kavuşmak istiyorsanız ruhunuzu arındırın. O zaman bu hayattan ayrılmak size daha kolay gelecektir. Ölümden de korkmayın. Zamanı gelince hepiniz bu dünyadan ayrılacaksınız. Bunu hiç unutmayın. 
 
Çünkü bu dünya kimseye kalmadı.
 
 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..