- Kategori
- Güncel
Bir ülkenin sahip olabileceği en büyük lidere sahip olduğum için şükrediyorum

Bir hasta adam Osmanlı imparatorluğu…
Öyle böyle değil..
Şöyle geçmiş tarihe doğru yolculuğa çıkıldığında öylesi sarsıntılar yaşadığını görüyoruz ki osmanlının…
Özellikle son dönemleri hem dışarıdan hem içeriden imparatorluk yavaş yavaş sonrası öylesi hızlı bir çöküş yaşıyor ki o çöküşün altından öyle er diyen kakamaz.
Osmanlının kasası da çoğunlukla Avrupa dan alınan krediler ve tabii vazgeçilmez Galata Bankerlerinden alınanlarla döner halde.
Yok canım diyebilirsiniz ama o son dönemleri incelediğinizde…
Şevket-efzâ Vâlide Sultân oğlu sultan V. Murad, tahta çıkınca padişahın güçlülüğünü ispat için saraydaki tüm takıları ki bu daha çok Abdülaziz ailesine ait toplatıp bir sinide misafirlere ikram ettiği söylenir tarih sayfalarında… Aslına bakarsanız o dönemde galata bankerlerinin elinde olan valide sultan ve padişah sonraları başlarının ağrıyacağını bile hesaba katmamışlar. (Abdülaziz`in tahttan indirilmesinde Galata Bankerleri`nin önemli rolü olduğu da söylenir. Çünkü çok müsrif bir kişi olan veliaht Murat Efendi`ye yüklü miktarda borç vermişlerdir ve Murat`ın tahta geçmesi durumunda bu borçlarını kurtara- bileceklerini ummaktadırlar.)
Galata bankerleri ni bizde günün modası açılımla biraz daha açalım.
Çünkü İmparatorluğun çöküşünü hızlandıran ekonomik çöküşse bunda başrol içç ve dış borçlanmalardır diye bir kanaatim var okuduklarımdan sonra.
Diğerleri hep yan sebep…
bütçeden karşılayamadığı para gereksinimini iki yoldan bulmaya çalışan Osmanlı; Paris, Londra ve Viyana gibi Avrupa`nın mali merkezlerindeki uluslararası finans kurumlarından borç alırken işin acı yanı; Avrupa finans kurumlarıyla ilişkili olan, borsa oyunlarına yatkın Gayrimüslim veya Levanten olan ve ömürlerinin büyük bir bölümünü Osmanlı topraklarında geçirdikleri halde Osmanlı uyruğuna geçmeyip Fransız uyruğunda(Zarifi sadece yunan uyruklu) olan kişilerin aslında ayni elin yönetiminde Osmanlıyı borç batağına çekmeleriyle sona gidiş hızlandırıldı bir nevi.
Galata bankerleri başat roller oynayarak ve büyük komisyonlar alarak;Osmanlının özelliklede Paris finans kaynaklarından borç alması sağlamaktadırlar.Yani; Galata Bankerleri devletin bir taraftan ivedi para gereksinimlerini karşılayıp, diğer taraftan da dış borçlanmalarına aracılık ederek önemli roller oynuyorlardı. Saray dahil Osmanlı bürokrasisi ile çok sıkı ilişki içinde idiler.
Galata bankerleri; `da Havyar Han`da gayriresmi bir borsa kurarak finansal oyunlar(‘’ İlk oyun; 1860`lı yılların ilk senelerine kadar yürürlükte olan bir iç borçlanma senedi iken madeni para yerine kullanılmaya başlayan ve kağıt para olarak da adlandırılan ve `kaime` denilen paranın altın ve gümüş para karşısındaki paritesi üzerinde spekülasyon yapıp önce kaimenin değerini düşürüp piyasadan kaime toplamak, sonra da kaimenin değerini yükseltip para kazanmak şeklinde oluşuyordu . Aralık 1861 `de bu oyun tehlikeli boyutlara varmış; Galata bankerlerinin kaimenin değerini iyice düşürmek için yaydıkları rivayetler örneğin sadrazamklığa atanan ve olayları yatıştırmak üzere bulunduğu Suriye`den gelmekte olan Fuat Paşa`nın yolda öldüğü, Hersek İsyanı`nda Osmanlı Ordusu`nun yenildiği şeklindeki söylentiler birden halkta büyük endişe yaratmış , kaime bankerlerin de beklemediği şekilde düşmüş, halkın ana gereksinim malları fiyatları artmış, İstanbsul`da fırınlar kapanmış, ekmek bulunamaz olmuştu. Bunun üzerine hükümet ciddi önlemlere gitmiş, Havyar Han kapatılmış, ünlü bankerler değil ama onların işlerini yürüten ayak takımları tutuklanmış; tellallar casıtasıyla halk camilere toplanıp bilgilendirilmiş ve olay epeyi gürültüden sonra yatıştırılabilmiştir.
Bankerlerin oynadığı ikinci oyun ise şirket hisse senetleri, tahviller gibi enstrümanları belli nizamlara bağlanmamış bir ortamda sanki ciddi bir borsa varmış gibi satmaları oluşturmuştur. Bunların çoğu 1980`li yıllardaki bankerler olayında olduğu gibi mesnetsiz şirketlere ait hisse senetleri ve tahvillerdi. Tahviller satılırken piyangolar bile tertipleniyordu.
Galata Bankerleri`nin bu ikinci oyunundan pek çok kişi zarar gördü. İlk önce kolayca para kazanıldığını gören ve heveslenen pek çok kişi bu finansal kağıtları aldı ama mukadder akibet gelmekte gecikmedi ve ellerinde süslü püslü ama beş para etmeyen kağıtlarla kalakaldılar. Bu düş kırıklığına uğrayanlar arasında devletin en üst kademe yöneticileri de vardı. Abdülazizin annesi Pertevniyal Valide Sultan`ın bile bu borsa oyunlarına girip para kaybettiği ve mücevherlerini rehin verdiği bilinir. Daha sonra kurulacak resmi borsanın ilk yöneticisi o dönemdeki ismiyle ilk borsa komiseri Abidin Bey`in yazdıklarına inanılmak gerekirse bu borsa oyunlarında kaybedenler arasında Mithat Paşa, Ziya Paşa ve Namık Kemal bile vardır.’’) sentezleştirilmiş bilgiye sahip olmadığımızı gördüm tarih sayfalarında. Cevdet Paşa, Maruzat'ında 19. asrın ikinci yarısında itibaren dış istikrazlar ve tüketim toplumuna geçişi veciz bir şekilde kaleme alırken Galata Bankerlerinin saray, vükela, esnaf ve halk ile olan ilişkilerini olağan bir olay olarak yazıp geçmiş her ne hikmetse. Yine Osmanlı tarihçisi Lütfi Efendi de keza kendi dönemini kaleme alırken; zorunlu gördükleri hallerde ancak bunların bir kaçının adını vermekle birlikte, işlemleri ve çevrelerine etkilerini her nedense konu etmemiş.
Bank-ı Dersaadet (Bank de Constantinople) hükümetin anlaştığı Alleon ve Baltazzi adlı iki Galata bankeri tarafından kurulmuş. Nedense bu bankanın ismi vikipedide İstanbul bankası olarak geçerken diğer yerlerde Bank de Constantinople olark geçiyor… Nedense… Canımmmm kardeşim, karıştırma…
Bu arada sanmayın saray eşrafı borç batağındayken halk değil. Onlarda ölümdü, hastalıktı, ürün kaldırılıncaya kadardı tefeciyle kankalar….
Yani top yekun batak … Kapitalist düzenle ilişkiler Kırım savaşı ve sonrası pekişmiş anlayacağınız…
Hani köklü ve yaşlı bir ağacı , ki büyüksede ağaç önce köklerini topraktan ayırırsınız belli işlemlerle ya aynen öyle…. Sakin, sessiz, sabırlı… 1850 öncesi yavaş sonrası hızlı ve sabırlı bir çökertme planı ile koskoca ağaç Osmanlı yitip gitti tarih sayfalarında.
Öylesi bir harabeden tekrar yeşertmek ve kurmak genç cumhuriyet Türkiye’yi…
Elde yok, avuçta yok…
( Siz bu zamandasınız, hayal edin, işiniz yok, paranız yok, ev kira, kara kış kapıda, alacaklılarda…)
Düşman kapıda…
Ne namus, ne din…
Düşman namus mu bırakır, din mi?
Bırakmadı da zaten defolup gidinceye kadar…
Zaten haçlı ruhu var her birinde…
Böyle bir ortamda Allah’ın Türk ulusunu düşmanın elinden kurtarması için gönderdiği bir insan Gazi Mustafa Kemal Atatürk….
Eğer şu gök altında bayrağımız dalgalanıyorsa, ezanımız okunuyorsa...
Şükredin….
Dua edin Mustafa Kemal Atatürk’e…
Yaradan istemese, Gazi Mustafa Kemal Atatürk diye biri olmazdı…
Yaradan istedi…
O zaman Gazi Mustafa kemal Atatürk’e yapılan saygısızlık yaradana yapılmış demek.
Ruhunuz şad olsun atam…
Düşüncelerinizin sonuna kadar bekçisiyim.
Ülkemin ve milletimin sizin gösterdiğiniz yolda ilerlemesi için birey olarak elimden geleni yapmaya çalışıyorum ve son nefesime kadarda çalışacağım.
Türkiye kolay kurulmadı… Bu millet çok acılar çekti, yılmadı…
Umutluyum atam…
Öylesi bir emanet verdiniz ki millete, ölümüne sahip çıkar millet.
Sizin düşüncelerinizden ölümünüzün üzerinden yıllar geçmesine rağmen korkan ülkeler milletin ruhundan sizi silebileceklerini sanıyorlarsa beyhude ümit etmekteler…
Silemezler…
Bu millet bilir….
Bu millet görür…
Ağaçtaki çürük meyveleri atar……
Bu millet Türk milleti
Sizin sonuna kadar güvendiğiniz Türk gençliği emperyalizm oyunlarıyla rotasını şaşırsada, merak etmeyiniz sizin düşüncelerinizin ışığında yolunu bulacak ve milletine, ülkesine sahip çıkacaktır.
Yoksa siz ileri görüşlülüğünüzle dünyanın gözünde yüzyılın lideri olmazdınız….
Atam şu an bir ülkenin sahip olabileceği en büyük lidere sahip olduğum için şükrediyorum düşüncelerinizle dahi sahiplendiğiniz için milleti, ülkeyi ve dudaklarımda dua, gözlerimde yaş öylece kalakalıyorum …