Bir varmış bir yokmuş, ne açmış ne tokmuş- 1

Selamlar Canlar,

Her tarafta hikayeler anlatılıyor madem bir hikaye de ben anlatayım dedim ve başladım.

Bir gün Nasreddin Hoca ile Şirin Baba ormanda karşılaşmışlar. Şirin baba "Demek sen akıllı çocuksun, o yüzden beni görebiliyorsun" demiş. Hoca bu, altta kalır mı hemen yapıştırmış cevabı "İyi de kötü de değişken oğlum" demiş ve eklemiş "Kazan almaya gelince iyi de geri isteyince mi kötü olduk? yaşından başından utan" demiş. Şirin baba bu duruma çok kızmış ve kafasındaki kırmızı şapkasını bayrak yapıp devrimi başlatmış. Bunun ne kadar Şirini Şirinesi varsa o bayrağın altında toplanmış ve hep beraber beddua etmeye başlamışlar. Nasreddin Hoca da "sizi bu ormanda yaşatmam artık lan hadi topunuzu sektirip gidin" demiş.

Not: Gözlüklü Şirin aykırı fikir belirten ilk şirin olduğu için ödüllendirilmiş ve Şirine ile evlendirilmiş. Bu evlilikten Keloğlan doğuvermiş. 

Nasreddin Hoca, Şirin babayı alt etmenin guruyla dolanırken Gargamel'in kedisi Azman'ı görmüş. 'Biraz takılayım şuna' diye düşünmüş ve şöyle demiş: "Dünyanın tam ortası neresi söyle bakalım Azman efendi? " Gargamel'den icazet almadan konuşamayan Azman, "Ben bilmem Temel Reis bilir" demiş. Hoca bu affeder mi hiç, "Lan oğlum deniz maya tutar mı lan bi söyle" demiş,  kedi gülmüş  hoca da "Gargamel Bey'e selam söyle, ipimi versin un kurtlanacak yoksa " demiş.

Not 2: Gargamel, Azman'ı kendisinden habersiz görüşme yaptığı için görevden alıp yerine Rintintin'i getirmiş. Bunu duyan Red-Kit kendi gölgesini vurma eğitimini yarıda kesip Düldül'e atladığı gibi ormana gelmiş. Onu bekleyen Dalton Kardeşlerin eline düşünce "Bir it için değer miydi?" diyerek yüzüğündeki zehri içmiş ve intihar etmiş. Nur içinde yatsın.

Hoca, limanda karşılaştığı Temel Reis'e "Ispanak mı, Hamsi mi? " demiş. Temel Reis "Hocam, ille de Safinaz " demiş. Temel'in durumuna çok üzülen Hoca "Aha da bura dünyanın ortası " demiş. Temel şaşkın bir ifadeyle Hoca'ya bakarken limana yaklaşan emiden Safinaz'la Kabasakal el ele inmişler. Ispanak konservesini Kabasakal'a fırlatan Temel'i gören liman işçileri "Nimet lan o elindeki !"  diyerek Temel'e girişmeye başlamışlar. Gücünü Kabasakal için harcamış olan Temel karşı koyamayıp bir güzel dayak yemiş.

Not 3: İntikam hırsıyla yanıp tutuşması gerekirken boyun eğmeyi seçen ve denize tek başına açılan Temel Reis'ten bir daha haber alan olmamış.

Hoca, limandaki bir gemiyle terk ettiği şehre son defa bir bakmış ve "Geldim, gördüm, noldum, oldum yandım" diye mırıldanmış. O sırada yanında duran Mevlana Celaleddin "Yine gel" demiş. Hoca da " Yine gel diyeceğine sen de gitme lan o zaman " demiş. Hafifçe tebessüm eden hazret, " Ya olduğun gibi ya da göründüğün gibi öyle şeyler işte anlat gitsin " demiş. Hoca ve Mevlana dertleşirken araya araya İbn-i Haldun girmiş. "İyi, iyi de herkes kendi toprağının getirdiği şartlara göre hayatını şekillendirir. Ova adamıyla dağ adamı bir olmaz. Mesela coğrafi determinizm diye birşey var " demiş. Hoca'yla Mevlana göz göze gelip iki koltuk yana kaymış ve sohbete devam etmişler. Yalnız kalan İbn-i Haldun "Bekleyin lan, bu daha Mukaddime, esas olacaklardan sonra adımı çok duyarsınız siz " demiş ve kağıdı kalemi eline alıp yazmaya başlamış.

Not 4: İbn-i Haldun'u yalnız bırakmak Hoca ve Mevlana'nın ortak planıymış. Ama Hoca lavabo için çıktığında Mevlana bunu İbn-i Haldun'a anlatmış ."Onun fikriydi ben de cezbeye dalmıştım sarhoştum" demiş. İbn-i Haldun "Sen nerelisin?" demiş. Mevlana "Ne ölüyüm ne diri" demiş. İbn-i Haldun koşar adımlarla güverteye çıkıp kendini denizin soğuk sularına bırakmış.

Hoca gemiden indikten sonra adeta sarhoş gibi dolandığını fark etmiş ve kendi kendine "Noldu lan bana" demiş. Onun bu halini gören Marx "Sen afyonlanmışsın, tasavvuf afyondur" demiş. Hoca bir adama bakmış bir kendine bakmış ve "Peşin parayı gördün ya gülersin köftehor" demiş. Marx para lafını duyunca neye uğradığını şaşırmış ve ağlayarak evin yolunu tutmuş.

Not 5: Marx'ın ağlamasına sebep olan adamı yani Hoca' yı takibe almışlar. Ekibi Şirin Baba tutmuş. Ekibin adı da Ninja Kaplumbağalar diye bilinirmiş.

Evet, Hoca' yı bu yeni şehirde nelerin beklediğini sonra anlatacağız çocuklar. Şimdi uslu uslu televizyonlarınızın başına geçin.

Hadi Eyvallah,