Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '12

 
Kategori
Siyaset
 

Bir yeni umut!

Bir yeni umut!
 

Yereli kuşatabildiği ölçüde bir yeni umut,

Samimi olduğu oranda yeni bir umut,

Ahlakı esas aldığı ölçüde yeni bir umut,

Mağdurun kim olduğuna bakmadan yanında olduğu ölçüde yeni bir umut,

Şiddeti koşulsuz red ederek yeni bir umut,

Merkezi siyasete alet olmadığı oranda yeni bir umut,

Ekolojiyi anlatabildiği ölçüde yeni bir umut,

İktidarı hedeflemediği ölçüde yeni bir umut,

İktidarla konuşabildiği oranda yeni bir umut,

İnsani olanı tahrip eden süreçlere karşı çözümler önerebildiği ölçüde yeni bir umut,

En birinci koşul demokrat olduğu ölçüde umut...

Ve belki de en önemlisi içinde olursak daha da umut olacak bir yeni..

EDP ve Yeşiller Partisi ‘nin Birleşme Deklarasyonu

NEDEN BİR ARADAYIZ?

Türkiye’de bugün yeni bir umuda ve yeni bir toplumsal tahayyüle her zamankinden fazla ihtiyacımız var. Bu umut ve tahayyül, bugün bölgemizde olduğu kadar, uzak coğrafyalarda da serpiliyor ve büyüyor.

Bu umut; yaşlı dünyamızın savaşlar, ekonomik ve ekolojik krizlerle yıkıma uğradığı gerçeğinden hareketle; kendine ve doğaya, başka bir deyişle emeğine, diline, kimliğine, kültürüne, inancına ve ekosisteme sahip çıkarak, hep birlikte barışçıl bir yaşam isteyen milyonlarca insanın yeşerttiği bir umuttur.

Bu umut; insanların hayatlarıyla ilgili kararlara her düzeyde katılımını zorunlu gören, katılımcı bir demokrasi özleminin ifadesi olan bir umuttur.

Bu umut; küresel ekolojik kriz ve iklim değişikliği nedeniyle geleceğinin tehdit altında olduğunu gören ve dünyamızın insanlar ve tüm canlılar için giderek yaşanması imkansız bir yer haline gelmemesi için mücadele veren insanların umududur.

Bu umut; insanın insanı ve doğayı sömürmediği, çalışan, çalışmayan, çalışamayan tüm insanların, emekçilerin onurlu bir biçimde ve insanca yaşayabilecekleri, özgür ve mutlu bir yaşam kurabilecekleri bir toplum yaratma umududur.

Bu umut; gerçek özgürlüğün, gerçek eşitliğin, gerçek adaletin, gerçek demokrasinin ve doğayla uyumlu bir yaşamın mümkün olduğuna inananların umududur.

Bugün Türkiye, tarihsel ve güncel sorunlarının çözüleceği beklentisiyle toplumdan oldukça önemli bir destek alarak iktidara gelmiş olan AKP tarafından yönetiliyor. AKP, artık hükmü kalmamış eski dünyanın yönetim anlayışıyla ülkeyi yönetirken, ne eşitsizlik-adaletsizlik-demokrasisizlik üreten sorunları, ne halktan yana olmayan bir ekonomi anlayışının yarattığı gelecek kaygısı ve geçim sıkıntısı gibi güncel sorunları, ne de Kıbrıs, Kürt, Alevi, Ermeni sorunları gibi tarihten kaynaklanan ve gittikçe derinleşen kadim sorunları çözebiliyor. Üstelik iktidar, gittikçe artan bir otoriterleşme ve muhafazakarlaşma eğilimi ile toplumu kuşatırken, karşısında yine eski dünyanın zihniyetiyle hareket eden bir muhalefet bulunuyor.

Böyle bir Türkiye’de yeni bir siyasete; özgürlükçü, eşitlikçi, ekolojist, katılımcı, toplumsal ve onarıcı adaletten yana bir mücadele anlayışına olan ihtiyaç her geçen gün artıyor.

İşte bu nedenlerle bizler, Eşitlik ve Demokrasi Partisi ile Yeşiller Partisi olarak, bu umut ve hayalleri paylaşanların da katılımıyla, umudumuzu büyütecek bir yolu birlikte yürümeye karar verdik.

Gücümüzü, yalnızca yaşadığımız toprakların tarihinde değil, insanlık tarihinde de benzer umutları yeşertmek için türlü fedakarlıklara katlanmış insanların yarattıkları gelenekler, fikirler ve değerlerden alıyoruz.

NASIL BİR PARTİ İSTİYORUZ?

Biz, nasıl bir dünya istiyorsak, öyle bir parti istiyoruz. Ulaşmaya çalıştığımız dünyada herkes özgür, herkes farklı, herkes eşit. Ulaşmaya çalıştığımız dünyada insan doğanın, erkek kadının, devlet bireyin, işveren işçinin, kimse kimsenin efendisi değil.

Tek doğrunun, mutlak bilginin, hiyerarşinin, sömürünün, militarizmin, şiddetin hakim olduğu bir dünyada yaşamak istemiyoruz. Kuracağımız parti de umudumuzun ve ütopyamızın renkleriyle bezeli olacak.

Hangi politik ilkeler zemininde ve nasıl bir parti istediğimizin cevabı açık:

» Çoğulculuk zenginliktir. Farklı görüşlerin ve geleneklerin katkıda bulunduğu çoğulcu bir parti yaratacağız. Yeşil hareketin, özgürlükçü solun, emek hareketinin, kadın özgürleşme hareketinin ve feminizmin, LGBT hareketinin, ötekileştirilenlerin hakları için verilen kimlik mücadelelerinin, hayvan hakları savunucularının, nükleer karşıtı hareketin, insan hakları ve barış savunucularının ve gençlik hareketlerinin mücadele geleneğini sürdürüyoruz.

» Doğrudan demokrasiye inanıyoruz. Politik mücadelemiz her üyenin, her yerel örgütün, her çalışma grubunun eşit düzeyde katılımcılığıyla gerçekleşecek. Katılımcılık siyasi çalışmalarımızda ve hayatın her alanında en önemli rehber ilkelerimizden biridir. Katılımcı bir siyasi partinin de, katılımcı bir ekonomik sistemin de, katılımcı bir demokratik rejimin de mümkün olduğuna inanıyoruz.

» Hiyerarşinin, lider hegemonyasının, erkek egemenliğinin olmadığı bir parti yaratıyoruz. Genel başkanlık yerine eşsözcülük sistemini, seçilmiş görevlerde kadın kotasını ve rotasyonu benimsiyoruz. Parti içinde sadece demokrasiyi, işbirliğini ve birlikte çalışmayı değil, dostluğu ve dayanışmayı da geliştirmeyi hedefliyoruz.

» İnsanın doğanın bir parçası olduğuna inanıyoruz. Doğanın vazgeçilmez haklara sahip olduğunu, insanların doğanın ve diğer canlıların haklarını ve yaşam ortamını koruma sorumluluğuna sahip olduğunu düşünüyoruz. Doğayı bir kaynak deposu olarak görmüyor, doğayla uyumlu bir yaşam ve yeşil bir gelecek kurmayı hedefliyoruz.

» Hayata ve dünyaya soldan bakıyoruz. Solun evrensel değerleri olan eşitlik, özgürlük, adalet, barış ve dayanışma bizi bir araya getiren değerler. Politik çizgimiz solun dünyayı değiştirmek, demokrasiyi geliştirmek, barış içinde eşit ve özgür yaşamak için verdiği tarihsel mücadele birikimine dayanıyor.

» Şiddete karşıyız. Savaşa, militarizme ve devlet şiddetine karşı mücadele ediyoruz. Erkeklerin kadınlara; insanın diğer canlılara yönelik uyguladığı şiddete ve toplumsal hayatın her yanına sinmiş her türlü şiddete karşı mücadele ediyoruz. Şiddetsiz bir politik dil ve mücadele arayışımızı sürdürüyoruz ve vicdani reddin temel hak kabul edilmesi gerektiğini savunuyoruz.

» Doğayı tahrip eden, bize ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmayan, eşitsizliğin, sömürünün ve savaşların kaynağı olan kapitalizme karşı verilen küresel mücadelenin bir parçasıyız. Emperyal saldırganlığı, işgal ve savaşları, neoliberal politikaları, sosyal hakların tahrip edilmesini, ekonomik büyüme saplantısını ve tüketim toplumu anlayışını reddediyoruz. Doğanın sınırlarına uyum sağladığımızda ve hakça bölüştüğümüzde bu dünya hepimize ve bütün canlılara yeter. Sadece bizim değil, gelecek kuşakların da mutluluk içinde yaşayacağı bir dünya yaratabiliriz.

» Daha iyi bir dünyanın mümkün olduğuna, bunun için de sistemi radikal bir biçimde değiştirmek gerektiğine inanıyoruz. Ama bunun için bir gün gelmesini umduğumuz o güzel günleri beklemeyeceğiz. Seçimler yoluyla, yerel yönetimleri ve parlamenter sistemi değerlendirerek, sivil toplum çalışmalarıyla, demokratik hak mücadeleleriyle, kampanya ve eylemlerle değişimi bugünden başlatmak ve dünyayı değiştirmek zorunda olduğumuza inanıyoruz.

» Etnik kimlik, kültür, dil, din, cinsel yönelim ve cinsiyetiyle tek tip olma dayatmalarına karşı çoğulcu, farklılıkların eşit beraberliğine dayalı bir toplumsal yaşam hedefini savunuyoruz. Toplumsal adalet ilkesini, tüm toplumsal konularda yön verici ve düzenleyici başat bir ilke olarak kabul ediyoruz. Herhangi bir etnik, dinsel, cinsel, beden ve cinsiyet farklı kimliğini dışlamayan tanınma adaletini toplumsal adaletin önemli bir özelliği olarak görüyoruz.

» Kürt sorunu, Alevi sorunu ve tüm etnik, dinî kimlik sorunlarının barış içinde kalıcı çözümünü, eşit yurttaşlık ilkesini merkeze koyarak aşabileceğimizi düşünüyoruz. Herkesin kendisini güven içinde hissedeceği, diğer kültürler ve kimlikler tarafından baskı altına alınmayacağı bir arada yaşama kültürünü önemsiyoruz. 

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..