Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '17

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Bir Yıldız Kaydı

Bir Yıldız Kaydı
 

Erdal Ceyhanı


O,bir yıldızdı. Çevresini, aydınlatan bir yıldızdı. Candandı, iyimserdi, yüreği sevgi yüklüydü. Bu sevgi yüklü yürek yoruldu. Dayanamadı, kalp ameliyatı sonucu Erdal Ceyhan’ı 7 Ağustos Pazartesi akşam saatlerinde kaybettiğimizi, doktorundan öğrendiğimde yıkıldım. Bu satırları gözyaşları içinde yazıyorum. Dostumdu, kardeşimdi. Erdal. Tanışmamız 1970’li yıllara uzanır.Ankara Eğitim Bilimleri’nde yüksek lisans yaparken tanıştık, o tarihlerden bu yana arkadaşlığımız, dostluğumuz devam etti. Prof.Dr.İlhan Akhun’ dan istatistik dersini birlikte aldık. Erdal, o yıllarda, Ankara/ Emek Yıldız Blokları’nda oturuyordu. İstatistik ödevlerini birlikte hazırlardık.

Trafik kazası geçirmiş, sol ayağımda kırık oluşmuştu. Eğitim Bilimleri’ndeki yüksek lisans derslerine gidemiyordum. Ankara/ Bahçelievler’de bir apartmanın teras katında kirada oturuyordum. Israrla derse gidelim, dedi. Ayağım kırık nasıl gidelim, dedim. Beni, arkalayarak teras katından indirdi. Böylesine candan, böylesine özverili Erdal’ın aramızdan ayrılışıyla yıkıldım. Her telefonla konuştuğumuzda çok kilo aldığını, yürümekte zorlandığını söylüyor; zaman zaman da o ünlü kahkahalarını atacak denli yaşama bağlıydı.Bugün bayram, diyordu. Ben, şaşkınlıkla ne bayramı, diyordum. Yaşıyoruz ya, diyordu.

Ameliyattan önce telefonla iletişim kurduk.”Ya herro ya merro”diyordu. Doktoru, oğlu Mert’in yakın arkadaşıydı. Ona güveniyordu; ama içine de sanki bir kurt düşmüştü.

Milliyet Blog’ta yazıyordu. Hangi alanlarda yazıyordu, dersiniz. Usunuza gelen her alanda; ama öncelikle şiirler yazıyordu. Milliyet Blog’da, bir şairler grubu oluşturmuştu. Sürekli yazıyor yazıyordu… Milliyet Blog’da kendini şöyle tanıtıyor:

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz siyasal ukalalık da meraklarım arasında… Çocuklarım yuvadan uçup gittiler. Şimdi Bandırma'da kıyıdaki Sanat Ev'inde eşimle birlikte hayal kurup oturuyoruz… Sonra kitapçıları dolaşıyoruz… Simitimizi alıp, çayımıza bana bana kahvaltımızı yapıyoruz… Bir de Aman Allah, Pazar’ları dolaşıyoruz… En büyük zevkimiz, güzel havalarda İstanbul'a kaçmak. İki saatte Feribotla gidiyoruz, akşam dönüyoruz… Bazen de Erdek veya Gönen’e… Gönen Barajını gördünüz mü? Görmediniz mi? …Yazık size… Bu yöre görülmeye değer. Manyas, Kuş Cenneti… Kapıdan yarımadası üzerindeki tarihi Manastır ve çevresindeki bütün köyler. Her birisi birer macera… Emeklilik bir macera… Özetle yaşamak güzel bir serüven…

Bu güzel serüven kapandı. Şairdi, eğitim akademisyeniydi, denemeciydi. Her alanda yazdı. Astroloji, kültür-sanat, eğitim, spor, bebek-çocuk, dil, günlük yaşam, özel günler, söyleşi, sivil toplum, yemek… Toplam,2774 Blog,10 204 yorum,237 mesaj

26 Temmuz 2017’de yazdığı Haiku’lar:28-30

28

O babaannemdi.

Bir kış günü bırakıp gitti.

Şimdi kendisi mahzun ben mahzun.

 

29

İçimde ne varsa döktüm.

Bir ırmak oldu, aktı şiir

Sonra bir göle vardı, durdu.

 

30

İşte geldi, bir sis bastı.

Ta yüreğimin ortasına kadar.

Ondan sonra koydunsa bul.

 

Bu “Haiku” lara yorumum:

Babaannene duyduğun özlemi, duygu yüklü sözcüklere dökmüşsün, Erdal. Selam ve sevgilerimle.27.07.2017,23.09.

 Cevap:

Bazen nerden çıkıp geliyor, bilmiyorum. Pazar günü Ankara’ya gidiyorum. Dua et. Sevgiler, selamlar.28.07.2017,23.24.

Pazartesi akşam sularında, telefon ettiğimde, kızı Selin çıktı. Damardan girdiklerinde sonuç alamadılar; ”açık kalp” ameliyatına döndüler, deyince içimden eyvah, dedim. ”Açık kalp” ameliyatı olursam kurtulamam, diyordu. Gitti. Bir yıldız kaydı, aramızdan. Yattığı yer, Cennet olsun. Işıklarla dolsun.

 
Toplam blog
: 391
: 2555
Kayıt tarihi
: 04.12.12
 
 

Hüseyin BAŞDOĞAN, 1942'de Malatya- Arapgir'de doğdu.Arapgir Ortaokulunu, Diyarbakır Öğretmen Okul..