Bırak mutluluk peşinden gelsin..

Bir radyo proğramında dinlemiştim. Herhalde "Özgür Radyo" idi.

“Küçük sevimli bir kedi kendi kuyruğunu yakalamak için koştukça koşuyor, sevimli bir şekilde kuyruğunun peşinde döndükçe dönüyormuş.
Bu durumu gören yaşlı bir kedi, niye böyle güle oynaya kuyruğunun peşinde koştuğunu sormuş sevimli minik kediye.
Minik kedi şu cevabı vermiş.
Ben mutluluğu arıyordum ve bu aradığım mutluluğun kuyruğumun ucunda olduğunu gördüm. O yüzden mutluluğu yakalamak için kuyruğumun peşinden koşuyorum. Ve yakalayana kadar da koşacağım. Ayrıca bu durumdan hiçte rahatsız değilim hem eğleniyorum, hem de mutluluğun nerede olduğunu biliyorum. Eninde sonunda yakalayacağım.
Yaşlı kedi alaycı bir şekilde gülümsemiş ve,
Sen kuyruğunun ucunda olduğuna inandığın mutluluğu kovalayacağına ve hiçbir zamanda yakalayamayacağına göre, doğru düzgün hiçbir yanlışlığa düşmeden yolundan gitsen de mutlulukta peşinden gelse daha iyi olmaz mı?.
Bırak deli danalar gibi dönmeyi, sen mutluluğu kovalayacağına doğru düzgün yolunda yürü mutluluk peşinden gelsin.”

Mutluluk..

Kimileri tarafından kovalanan, elde edilmeye çalışılan, bu çabalar karşılığında gelen başarısızlık durumunda oluşan mutsuzluğun yarattığı hayal kırıklıklarının yaşandığı bir kavram.

Nedir mutluluk ?.
İnsanlar, hayvanlar, ülkeler neden mutluluğu arar?.
Ülkemiz standartlarına göre 60-70 yıllık bir insan ömründe, ekonomik olarak rahat, sorunsuz, kafasına göre bir hayat arkadaşı ile geçirilen ve bu ortama uygun çocuklar, yeni nesiller yetiştirilmesi midir mutluluk?.

Yoksa tüm dünya ülkelerine örnek olacak ekonomik sıkıntıların olmadığı, demokrasinin tüm kurumları ile dört dörtlük yaşandığı, adaletli gelir bölüşümü nün olduğu, can ve mal güvenliğinin sağlandığı, özgürce düşüncelerin ifade edildiği, terörün, işkencenin, acıların olmadığı bir ülkede yaşamak mıdır mutluluk?.

Yoksa yiyecek kuru ekmek bulamazken bir şekilde o ekmeği bulduğunda “keşke içinde soğanın cücüğü de olsaydı” diyen bir insanın yaşadıklarımıdır mutluluk?.

Ya da ne bileyim?, işinde, gücünde kazandığı ile ancak geçinebilen sorumluluğunu taşıdığı yakınlarını geçindirebilmenin gönül rahatlığı içinde akşam evine gelip, ayaklarını yıkayıp, kaynayan tencereye bakıp “şükür” diyen bir işçi kardeşimin yaşadığını zannettiği "gönül huzuru mudur" mutluluk?.
Veya insanların sorumsuzluğu yüzünden İstanbul’un göbeğinde başına cam kütlesi düşüp günlerce komada kaldıktan sonra hayata dönen ve hepimizi sevindiren dünyalar güzeli Ece’nin babasının yaşadıkları mıdır mutluluk?.

Mutluluğun ne olduğu sorularının cevaplarını aradığımızda, insanların, hayvanların, ülkelerin mutluluğu bulmak için bir çaba, bir emek harcadıklarını görüyoruz. Çoğu kez bu çabalar sonuçsuz kalıyor maalesef.

Özellikle ülkemizde toplumun tüm kesimleri ne aradıklarını bilmeden, sonunda iyi bir şeyler (belki de mutluluk) ortaya çıkar diye kuyruklarının etrafında dönüp duruyorlar.
Bu bazen Milli Piyango kuyrukları olarak karşımıza çıkıyor, bazen tekke ve tarikat odaklarındaki kuyruklar olarak karşımıza çıkıyor kimi zaman da kanunsuz yolla zengin olma hayalleri olarak karşımıza çıkıyor.
İşin acı tarafı toplumun bu deli dana gibi dönmesi karşısında, yol gösterecek bir “bilge kedi” de hiçbir zaman ortaya çıkmıyor.

Bence,
-Demokrasisine sahip çıkan,
-Daha adil ve laik bir eğitim sisteminin olduğu,
-Daha adil bir sağlık sisteminin olduğu,
-Daha adil bir istihdam sisteminin olduğu,
-Bağımsız ve onurlu bir dış politikaya sahip,
-Can ve mal güvenliği ile düşünce özgürlüğünün tam olarak sağlandığı bir ülkede, belki de AKP hükümetinin yönetmediği ve bir daha da yönetecek ortamı bulamayacağı bir ülkede yaşamaktır mutluluk.
O zaman mutluluğun kendisi zaten peşimizden gelecektir eminim.

Evet evet bence en doğrusu, bu insanların mutluluğu bulma hayali ile kuyruklarının peşinde koşmaları değil de iyilikten, haktan, doğrudan yana güç birliği yaparak enerjilerini birleştirip ülke geleceği için en doğru kararı vermeleridir.
Bu yolda ilerleme ve dolayısıyla mutluluğunda peşlerinden gelmesi o zaman mümkün olabilecektir ancak.

Mutluluğun herkesin peşinden gelmesi dileği ile..

Saygılar.

03.05.2009