Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '13

 
Kategori
Siyaset
 

Birand, Hrant ve Kasvetli Bir Cumartesi

Birand, Hrant ve Kasvetli Bir Cumartesi
 

  • Yağmur iki gündür Antalya’yı teslim aldı. Öyle böyle değil… Antalya uzun zamandan beri böylesine şiddet dolu bir yağmur görmemişti. Yağmur dün öğleden sonra başladı, gece boyunca hiç ara vermeden yağışını sürdürdü. Yeri geldi şimşek çaktı, yeri geldi rüzgârın şiddeti ve uğultusuyla birleşip ortalığı kasıp kavurdu.
  •  
  • Saat 06:45 işyerinde masamın başındayım…
  • Kasvetli bir gün…
  •  
  • Yağmuru severim ama bu şiddette yağmur yağıyorsa, evden dışarıya çıkmak istemem…
  •  
  • Bugün 19 Ocak…
  • Bir tarafta kasvetli bir gün, diğer tarafta Hrant’ın ölüm yıldönümü. Ve Mehmet Ali Birand…
  • Mehmet Ali Birand’ın ölümü beni gerçekten üzdü. Daha birkaç gün önce ekrandaydı. Şimdi ise… Hayat herhalde böyle bir şey… Her akşam evinizin içerisine aldığınız bir kişi... Birçok aile kendisinden kabul ediyordu Birand’ı. Bu gün ise o evlerin her akşam konuğu olan güleç yüzlü bir haber spikeri yok. Ne sürpriz ama…
  •  
  • İnternete “Birand’ı kaybettik” diye haberler düşmeye başlayınca garip bir üzüntü kaplamıştı zihnimi. Akşama doğru haber yalanlandı ve iş yerimden çıkıp, eve ulaştığımda aynı haber yinelendi. “Birand’ı 18:29 itibariyle kaybettik.”
  •  
  • Bu gün birbirine yakın iki noktanın bir yerinde Hrant anılacak, diğer yerinde ise Birand’ın cenazesi kaldırılacak.   
  •  
  • Hem Hrant, hem Birand… Her ikisi de bu ülkeye çok şey vermiş isimlerdi. Tevazuuyu, içten olmayı ve dürüstlüğü… Kötü olan ise haklarında ortaya atılan iddialardı. Hedef gösterilmeleriydi… Hrant’ı da, Birand’ı da aynı çevreler hedef göstermişti. Hrant’da istediklerine ulaştı bu çevreler. Hem Hran’tı yok ettiler, hem de 17 yaşında bir çocuğu katil yaptılar. Birand’da bu çevrelerin hedefiydi ama o çevreler Birand’da muvaffak olamadılar. Ama her defasında da Birand’ı huzursuz ettiler. Belki de başarının kimi çevrelerce çekilemez oluşuydu.
  •  
  • İstanbul…
  • Yıllar önceydi.
  • Mehmet Ali Birand “Apo ve PKK” isimli kitabını çıkarmıştı. Başına ne çok şey gelmişti o kitapla ilgili. Askerler ne gürültüler kopartmışlardı bu röportaja dair. Hatta “Apo’yu bu ülkenin başına musallat eden adam” dahi demişlerdi. Meslektaşlarından kimisi meydanı boş bırakır mı? Paşa babalarından işareti almışlardı nasıl olsa. Askerin arkasında konuşlanan basın erbapları Birand’a veryansın ediyorlardı. Oysa Birand büyük bir gazetecilik başarısı göstermiş, o güne kadar kimsenin bilmediği, tanımadığı bir örgüt lideriyle görüşmeyi başarmıştı. Gazeteci olan herkes bu başarıyı tabi ki kıskanır. Yıllar önce bir Cumartesi günü, henüz daha yeni çıkmış bu kitabını almıştım Mehmet Ali Birand’ın. Bakırköy sahiline gitmiş, bir kafenin ücra bir yerine oturmuş, o gün akşama kadar kitabı okuyup bitirmiştim. PKK hususunda, APO hususunda bilmediğimiz, bilinmesi gereken birçok şeyi de öğrenmiştim.
  •  
  • Aslında Mehmet Ali Birand sayesinde ne çok şey öğrenmiştik. 32.Gün bu topluma az şey mi verdi? Bu ülkede ilk kez yapılmış en ciddi haber/belgesel programıydı. Geçen gün 25.yılı için 32.Gün’ün eski ekibi bir araya gelmiş, eski günleri yad ediyorlardı. Öldüğü gün bu program tekrar yayınlandı. Cüneyt Özdemir, Can Dündar, Ali Kırca, Çiğdem Anad, Ahmet Sever, Musa Çözen, Deniz Arman, Rıdvan Akar ve diğerleri… 32.Gün anılarını anlatıyorlardı. Kaçırmış olanların izlemesini öneririm. Kaç insanı bu ülkenin basın dünyasına kazandırmış Mehmet Ali Birand.
  •  
  • Yağmur şiddetini sürdürüyor.
  • Kasvetli ve sıkıcı bir gün… Dışarıda sadece yağmurun şiddeti ve rüzgârın uğultusu var.
  •  
  •  
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..