Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Birilerinden sakladığımız ya da gizli yaptığımız şeyler demokrasinin utancıdır

Birilerinden sakladığımız ya da gizli yaptığımız şeyler demokrasinin utancıdır
 

Bizler ayıp ya da günah denilen ama aslında özgürlüğümüz ve hakkımız olan çoğu şeyi saklı ve gizli yapıyoruz. Müslüman ve gelenek görenek ananeleri olan bir ülkede yaşadığımızı unutmayarak hayatımızın yasaklanmış yönlerini yaşamak için deve kuşu gibi kafamızı kuma gömüyoruz. Bizi görüyorlar ya da görmüyorlar, bilmiyoruz; ama sanıyorum görmüyorlar, iyi saklanıyoruz, makyajımızı tuvalette yapıyoruz, çünkü o bile ayıp.

Ne demokrasisi ya! Demokrasi olan bir ülkede insan makyajını tuvalette yapar mı? Modern giyinen biziz, modern düşünen biziz; literatürde bizim hayatımız yazıyor ama onlara göre yaşıyoruz. Denize girerken bile utanarak, endişeyle, bizi gözetleyen biri var mı diye etrafımıza bakıyoruz. Onlar eksikleri için bizden utanacağına biz fazlalıklarımız için onlardan utanıyoruz.

“Onlar ve biz” Türkiye’de realite. İsim taksak, dindar-laik desek, siyasi oluyor; eski-yeni desek alınıyorlar, eskiyi kabul etmiyorlar, biz yeniyiz diyorlar; kabul, siz yeni olun biz eskiyiz, ama lütfen anlayın artık aynı değiliz.

Vatan bölünmesinciler, kardeşçe yaşayalımcılar benim makyajıma bile ayıp diyerek beni tuvalette makyaj yapmaya mecbur edenlerle yan yana yaşayabileceğimizi hatta birlik ve beraberlik içinde kaynaşmamız gerektiğini söylüyorlar; tavuklar bile gülüyor bu akıldan noksanların sözlerine gıdaaakk gıt gıt dıdaaaakk!

Vatan bölünmesinci, kardeşçe yaşayalımcı akıldan noksanların bu işlerden bilmediğimiz menfaatleri olabilir ya mağdurların neden sesi çıkmıyor? Mağdurların bir kısmı mağdur değil; ceplerinde para, hadi bakalım sitelere yazlıklara. Kalanı da köle “Ayyaş herif caminin önünden geçerken tövbe edeceksin” Eyvallah şıhım! Güç, referans yine onlarda. Zaten hep onlarda. Zira babamız cahil, onlardan yana; kanunlarımız eski, onlardan yana.

Önlerinde öyle bir çıkmaz sokak var ki Türkiye’de demokrasi âşıklarının ötenazi istemekten başka şansları yok. Çünkü bu durumun adına demokrasi deniliyor. O, bu görmesin diye mecburen tuvalette makyaj yaptığın düzenin adı demokrasi oluyormuş. Çünkü Türkiye’nin üçte bir dindar ama %70’i tutucu. Yani normal dediğiniz insanlarda da sorun var.

Sinemaya saklı gizli gidiyoruz. Kadınsak yalnız bakkala bile gidemiyoruz. Çok şeyi gizli yapıyor, gizli yaptığımız bu şeyleri asla konuşamıyoruz. Bazı kimseleri eleştiremiyoruz. Mezhepler konusunda kimse konuşamıyor, yazamıyor, çizemiyor; yasak, tabu.  Bir şehre, bir insana, bir şeye gerçekten kötü olsa bile kötü diyemiyoruz. Soyumuzu, mezhebimizi söyleyemiyoruz. Ana dilimizi konuşamıyoruz, yazamıyoruz. Ve bütün bunların yaşandığı ülkenin yönetimine demokrasi diyoruz.

Kerim Korkut’un “onlar ve biz” diye zorunlu olarak ayırdığı kesimlerin ülke topraklarında birbirlerini rahatsız etmeden iki ayrı yapı şeklinde konumlanmaları gerektiğini söylemesi ilgi çekmedi. Kendilerini savunduğumuz, özgürlükleri için çalıştığımız yarım medeniyet enteller bile projemize ilgi göstermediler. Çünkü onlar da kavgayı seviyorlar. Çocukluklarında Teksas Tommiks okumuş, gençliklerinde kovboy filmi seyretmişler çünkü. Sakallı onlara küfredecek, onlar da sakallıya; hoşlarına gidiyor.

Bu ülkede gerçekten özgürlük isteyen var mı, ondan bile emin değilim.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..