Biutuful,

Biutiful,  

Javier Bardem, sade ve güçlü oyunculuğuyla Oscar’a aday bu filmiyle. Film Barcelona’nın “arka sokaklarında” geçiyor. 

“Marka” çantaların çakmasını üreten kaçak iş gücünün dramını bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor film. Şehrin en pahalı mağazaları önünde satılacak bu malları hazırlayanların itildikleri izbelerde ki yaşam mücadeleleri başarılı bir sinema dili ve uslubuyla aktarılıyor beyaz perdeye. İnsanın insana zulmü. Kendi çocuğuna para biriktirmek isterken başka insanların ve çocukların ölümüne sebep olan “Uxbal”ın dokunduğu bir avuç insanın yaşam hikayeleri. Ucuz iş gücü ve O’nların sırtından para kazanan iş bağlayıcılar. Küçük balığı yutan ama kendi de yutulan biraz daha büyük balıklar. İnsanın “değeri ve aynı anda değersizliği” o kadar birbirini tanımlayarak yan yana duruyor ki film can acıtan gerçekliğiyle insanı kıskıvrak bağlıyor. 

Biutuful, sözünü açık ve sert söyleyen bir film. Ancak bu sertlik filmin uslubundan değil anlattığı gerçekliğin sertliğinden ileri geliyor. 

Sevgi, fedakarlık, ahlak, ahlaksızlık, zulüm, o.luk yan yana ve karşı karşıya. 

Filmden yorgun ve boğazınızda yutkunamadığınız bir düğümle çıkıyorsunuz. 

nz,