Biz sevgiyi işledik siz göresiniz diye

Yüreklerimizde açan sevgi çiçeklerinden bir demettir paylaştıklarımız.

Yaşamın renklerini nakışlarımızla kumaşlara işledik.

“Binlerce kilometrelik yol bir tek adımla başlar” demiş bir düşünür.

Bizimkisi de yaşamın içinde yolculuktu.

Bu yolculuğa biz de Ekim ayında Selda öğretmenimizle bir adım atarak çıktık.

Daha önümüzde binlerce kilometrelik yolumuz var.

Bir soluklanalım dedik durduk ve sevginin resmini kumaşa, ahşaba, cama işledik.

İçimizden gelen bu duyguları herkesle paylaşmak istiyoruz.

Gözlerimizdeki ışığı büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ten, yüreğimizdeki sımsıcacık sevgileri annelerimizden aldık.

Kumaşlara, ahşaplara dostluklarımızı, çiçekleri, kuşları, güneşi, denizi tüm doğayı, sevginin renkleri ile işledik.

Büyük ozan sormuş ressam arkadaşına “Sen mutluluğun resmini çizebilir misin?” diye. Biz resmini çizmedik; nakışlarımızla, kanaviçelerimizle kurdelelerimizle, boyalarımızla kumaşlara ahşaplara işledik mutluluğu, sevgiyi, doğayı, özgürlüğü…

Yolumuzun üzerinde orada öylece duruveren “geçmişle bağlantı kurarak ne yapabiliriz” düşüncesi bizi başka çalışmaların içine bırakıverdi. Mademki burada duruyorlar biz dışarı çıkaralım yaşamın içinde durağan değil görünür olmalarını nasıl sağlayabiliriz dedik ve bir sosyal sorumluluk projesi olarak yaşama geçirmek için bir adım daha attık. Bu yolda birçok sapaklar var zaman zaman bu sapakların içine de girelim dedik. Bu yollardan birinde bir yaşam öyküsüne rastladık. Güllükten dünyaya bir pencere açalım dedik

1. Yaşayan el sanatları ile ilgili çalışmalar: Yöremizde üretilen el dokuması ürünleri nakışlarla bezeyerek görünür hale getirmek. Bunun için eskiden kalma dokuma tezgâhlarının bir dökümünü çıkararak yeniden yaşama geçirelim dedik,

2. Yaşama yöresel mutfak ve sofradan bakmak. Otu kekik, yemeği keşkek düşüncesinden hareketle yöresel yemekleri kitlelere ulaştıralım dedik,

3. Sandıklarda gizli kalmış olan nakışların ortaya çıkarılması için “Artemis’in göz nuru” söylemiyle gizlenen değerleri gün ışığına çıkarmak için geçmişe bir yolculuk yapalım dedik,

4. “İasoos’un çan seslerinin tekrar duyulmasını amaçlayarak sanat, kültür, eğitim, iletişim, tiyatro ve folklor çalışmaları için Hermiyas’ın yunusunun sırtında Güllüklü çocuklarla yüzelim dedik,

Ve hep birlikte Ege’nin en nadide kolyesi olan Güllük Körfezinde tarihimizle birlikte yolculuğumuza başladık.

Biz bize çok kısa gelen bir sürede sevgiyi işledik.

Tüm dünya ile paylaşmak istedik.

Tüm blog yazarlarını; bu güzellikleri görmek için kıyının dilberi olan Güllük’te Temmuz’un ilk haftasında yapılacak olan festivale bekliyoruz.

Tarihle kaynaşmış olan güzellikleri yaşamaya ne dersiniz?