- Kategori
- Bebek - Çocuk
Biz Yaşayamadık, Çocuğumuzun Her Şeyi Olsun! Oyuncak Kullanımı

Çalıştığım ailelerde çocuğa ne kadar ve nasıl oyuncak almalı konusunda bilinçlenme ihtiyacı olduğunu çok gördüm. Örneğin geçmişte maddi zorluklar yaşamış anne babalar "Çocuğumuz yokluk görmesin, her şeyi olsun" diye tüm maddi imkanlarını çocuklarının önüne serebiliyorlar. Ya da bazen sık sık hediye alınan oyuncaklar uzun saatler çalışıp çocuğundan ayrı kalmanın vicdani rahatlaması olarak kullanılabiliyor. Peki alabildiğimiz her şeyi alınca çocuklarımız istediğimiz gibi mutlu, başarılı, doyumlu bireyler oluyorlar mı?
Artık oyuncaklar o kadar çok çeşitli ki... Bu konuda çok dikkatli ve seçici olmalı. Yoksa çocuğun gelişimine yarardan çok zarar verme ihtimali var... Bol bol oyuncak alıp, evdeki oyuncak kovasına doldurup sonra da oynasın diye hepsini birden çocuğun önüne sermek dikkat dağınıklığı yapabilir örneğin. Odaklanma sorunu yaratabilir.
Oyuncak Seçimi Nasıl Olmalı?
Bu ayrıntılı bir konu. Çocuğun gelişim dönemlerine göre oyuncakların özellikleri de değişir. İlk altı yıl için genel hatlarıyla bahsetmek gerekirse,
-Gerçek hayattan kopuk özelliklerde oyuncaklar da çocukların gelişimine uygun olmaz. Canavarlar örneğin. Soyut algısı daha gelişmemiş çocuğu gerçek hayatta karşılaşmadığı özelliklerde varlıklara maruz bırakmak onu olumsuz etkileyebilir. Nitekim geçmiş yıllarda kendini örümcek adam sanan 5 yaşındaki çocuk 7. kattaki pencereden atlamıştı...
-Savaş, şiddet araçları içeren oyuncaklar da özellikle dikkat edilmesi gerekenlerden. Oyunu, onun hayatı olan bir çocuk oyuncak silahı arkadaşına yöneltince eğlenirken (!) bunu eğlenceli bir şey olarak algılar. Gerçekle ayırt edemez. Savaş ve şiddet içerikli oyuncak, görsel, tümünden uzak durmalı. Maalesef daha yeni 10 ve 11 yaşındaki iki çocuk babasının tüfeğiyle oynarken (!) biri hayatını kaybetti... Çok acı... Bu başlı başına değerlendirilmesi gereken bir konu...
-Tüm renklerin bir arada kullanıldığı plastik oyuncaklardan mümkün olduğunca kaçının. Çocuğun estetik algısını bozabilir, malzeme doğal olmadığı için doğal hayatın parçası olma farkındalığı olumsuz etkilenebilir. Onun yerine gelişimine uygun ahşap bir oyuncağın kokusu, hafifliği, ağırlığı, çıkardığı sesler de çocuk için pek çok duyuyu birden besleyip farkındalık yaratır. Örneğin İlk altı aylık dönem için tahta çubukların arasına minik bir top konularak yapılmış bir çıngırak.
-Düğmesine basınca ışık yakan, ses çıkaran oyuncaklar da çocuğun anlamlandıramadığı bir geçişe neden olur. Bazen korkma tepkileri verdiklerini görmüşsünüzdür. Bunun yerine manuel olarak kendi kullanacağı, hareket ettireceği oyuncaklar zihinsel açıdan çok daha geliştirici olacaktır. Örneğin, düğmesine basınca çalışan bir oyuncak elektrik süpürgesi yerine çocuğun boyuna uygun bir el süpürgesi, fırça, kürek ve ulaşabileceği bir yerde bir çöp kovası. Otomatik oyuncak elektrik süpürgesinde bir düğmeye basarak elde ettiği beceri ve kazanımla süpürgeyi yerinden alma, yere dökülenleri süpürme, küreğe toplama, sonra da dökmeden çöpe kadar taşıyıp çöpe boşaltma süreçlerindeki odaklanma, el göz koordinasyonu, başarma duygusu, iç disiplin geliştirme, duyusal deneyimler gibi kazanımlar kıyaslanamayacak kadar fazla.
Yani oyuncak seçerken mümkün olduğunca doğal malzemelerden, sade tasarlanmış, elleriyle işleteceği manuel özellikte ve gelişimine uygun olmasına dikkat etmeli. Böylesini nasıl bulacağım derseniz benim de kullandığım Montessori Metodu'ndan faydalanabilirsiniz. Maria Montessori'nin pek çok farklı ülkeden binlerce çocuğun gelişimini ve davranışlarını gözlemleyerek oluşturduğu bu metod, tamamen çocuğun doğal eğilimleriyle gelişmesini desteklemek üzerine tasarlanmıştır. Üstelik evdeki birkaç malzemeyle kendiniz de uyarlayabilirsiniz.
Ayrıca, çocukların sıkılmaya da ihtiyaçları vardır. İhtiyaç duyup yeni bir şeyler üretebilmek için... Hatta az malzemeye... Hayal gücünü kullanıp yeni fikirler bulsun, yeni şeyler oluşturabilsin diye.
Şimdi gelelim baştaki sorumuzun cevabına... "Çocuklarımıza alınabilecek her şeyi alınca istediğimiz gibi mutlu, başarılı, doyumlu bireyler oluyorlar mı?" Çocuklar maddi yoksunluk değil ama ruhsal yoksunluk çekiyorlar maalesef böyle ortamlarda. Doyumsuz, ne istediğini bilmeyen, sonunda da çok imkanı olmasına rağmen mutsuz insanlar olabiliyorlar. Her şey dengeli olunca güzel.
Öncelikle ihtiyaçları olan şey aile içinde sevilerek, saygı duyularak, güven içinde doya doya vakit geçirmek. Aile bireylerinin de katıldığı oyunlar oynamak, beraber bir iş yapmak, gülmek, eğlenmek. Sonra bilinçli olarak nitelikli oyuncak ve etkinlik kullanımıyla da gelişimini desteklersek huzurlu, potansiyelini geliştiren, doyumlu çocuklara sahip olabiliriz.
Sevgiler,
Ayşegül Karahan Ertuğrul
Eğitimci, Ebeveyn Danışmanı
Instagram @aysegulkarahanBilincliAileler