- Kategori
- Psikoloji
Bizi ne hareket ettiriyor ?

Hayatta her gün seçimler yaparız?
Peki bunların dayanağı nedir?
Bizi bir yerden diğer yere götüren etki nedir?
Fiziksel olarak düşündüğümüzde;
Hayatta kalma içgüdüsü, susuzluk, açlık, tensel zevkler, tembellik, para, gördüğümüz manzaralar/olaylar, dinlediğimiz müzik, tatdığımız yemek…
Hayatta kalma içgüdüsü örneğin; ölümün karşısına diğerini atmaya kadar götürürken, açlık ve susuzluk başkasının ekmeğini, suyunu çalmaya, tensel zevkler hayvanlarla bizi eşitlerken, tatdığımız yemek paylaşmayı beraberinde getiriyor olabilir veya gördüğümüz muhteşem manzara şiirsel tarafımızı ortaya çıkartabilir. Tembellik ise, enerjimizi akıtamadığımız için çabuk yaşlanmamıza veya başkalarının bizim için çalışmaları gerekliliğine götüren sapkınlıklara ulaştırabilir. Para veya her türlü nesne ise bizi hareket ettiren, Goethe bununla ilgili Faust kitabında ruhun satışı ile ilgili olarak uzun açıklamalarda bulunuyor, benim onun üzerine bir şey ilave etmem yakışık almazJ
Van’da birbirini tartaklayıp çadır kapanları, sonra da gidip parayla satanları veya Japonya’da Tsunami sonrasında biraz yemek için sırada sessizce bekleyenleri ne hareket ettiriyor?
Psikolojik sebepler de vardır;
En temelde korkular, bağlılık, öfke, kıskançlık, nefret, aşk, günah…
Her tür korku (yalnızlık, ölüm, günah, cehennem, dışlanma, başarısızlık, sevilmeme v.b.) bizi ya hareketsiz/kararsız kılıyor ya da paralize/panik olmamıza sebep veriyor, her iki durumda da dengeyi kaybedebiliyoruz. Öfke, kıskançlık, nefret gibi negatif duygular bizi sonrasında pişmanlık ile yüzleştirirken, bağlılık, aşk gibi değerler ise sonu mutlulukla biten hareketlerin içinde olmamıza neden oluyor.
Bugünlerde fazlasıyla tanık olduğumuz kadın cinayetlerini gerçekleştirenleri veya sokak çocukları için çalışan, onların ihtiyaçlarını gidermeye çalışan, iyi bir vatandaş, insan, baba olsun diye mücadele eden kişileri ne hareket ettiriyor?
Elbette zihinsel düzeyde ve hatta spiritüel düzeyde bile sebepler bulunur;
Arzular, hırs, cennet beklentisi, kibir, prestij, cehalet, bilgiye ulaşma, ideal
Siddartha Gautama Buda acının kaynağının arzular, beklentiler, cehalet olduğunu söylemiştir. Yine bir Hint Destanı olan Mahabharata’da da “insan neden doğru davranamıyor” sorusuna verilen yanıtta, kişiliğin hırsla yaklaştığı bencil hareketleri sonrasında acı çekeceği belirtilmektedir. Diğer taraftan bilgiye ulaşmak için harekete geçirdiğimiz analiz yeteneğimiz sayesinde bilim yapabiliriz, ya da senteze vararak daha iyiye yönlenebiliriz, birlik fikri gibi üst fikirler sayesinde birlikte yaşamda uyuma ulaşabiliriz. Prestij ya da kariyer için yapılan eylemlerde, koltuğu doldurmaktan ziyade, o koltuğun kölesi oluruz sonunda, oysa bir ideal sahibi iseniz hayatınızı yönü de bellidir, ulaşacağınız limanda.
Van’a yardım kampanyalarında toplanan para ve ayni olarak verilecek yardımları iç eden, har vurup harman savuran veya zayi eden zihniyeti ya da Tsunami’den sadece 6 ay sonra yokolmuş yerleri önce büyük parçalardan arındırıp, sonra gönüllü öğrenciler vasıtası ile küçük parçacıkları ayıklatan zihniyeti ne hereket ettiriyor?
Şimdi sorumuzu tekrar edelim: Bizi hareket ettiren şey nedir?
Her birimizin arzudan arınmış, sadece doğruyu, adili, güzeli, iyiyi işaret eden zihin olmasını dilerim.
Bu yazı, Yeni Yüksektepe Kültür Derneği felsefi sohbetleri ışığında hazırlanmıştır.