- Kategori
- TV Programları
Bizim Hikaye Dizisi

Seviyorum beee;))
Yeni yayın dönemlerinden bir halt olmayacağını beklerim genelde.
Pek dizilerle müptelalık yaşamam kolay kolay.
Çok nadirdir.
Hala on yıl önceki sevdiğim dizilerin tekrarını izlerim.
Tuhaf bir ilişki vardır aramda senaryoyla.
Diyaloglara dikkat ederim mesela.
Arka planların kuruluşlarına.
Hassas noktaların hangi ayrıntılarla verilmesine
Gündemin akışına, popülerliğe, üçüncü beşinci sayfa ilgisine, destekli köşegenlere göre giden bir dizi hemen gösterir kendini ve o kadar çiğ durur ki.
Zaten haftalar önce çarşaf çarşaf bültenler çıkmıştır. Bilmiyorlar ki bu bir handikap, o dizi tutmaz!
Fragmanlar yanılmaz,
Beğendiklerime dur bir bakayım dediğimde ilk bölümün yarım saati yeterli.
Biz; mahalle, orta halli, klasik sorunları olan aile ortamlarını sokak muhabbetlerini seviyoruz ve özledik.
Günlük olayları yaşamayı sadece.
Her gün karşımıza çıkan sıradan, basit durumları.
Lüks, şatafat, aristokrasi, ağalık hayatımız değil.
Plazalar, yalılar, avmler, yatlar, katlar, hiç değil.
Bizim Hikaye bu ortamda ilaç gibi ilaç.
Eksikliği, ihtiyacı, zarureti acındırarak değil, hayatta olabilen bir durum gibi verdiği için.
Sarhoşluk, kavga, acizlik, aşk, sevgi, kandırma, yalan gibi duyguları aynı bizim yaşadığımız gibi verdiği için sevdim .
Eskiden bir yanlış yapılsa da içinde pislik barınmazdı,
Yaşanılanda art niyet aranmazdı,
Hep bir samimiyet ve olumlama gücümüz vardı.
Son bölümü izlerken bunları düşündüm yine.
Nasıl unuttuk bu kadar kısa sürede ve arayıştayız.
Dizi sektörü düşünsün şimdi,
Keser döner sap döner..............