- Kategori
- Blog
Blog yazmaya başlarken

Blog okumayı seviyorum bir süredir. Hiç tanımadığım insanların yaşantılarına ortak olmayı, iç dünyalarını görmeyi… Bana benzer, benim gibi düşünen insanlar olduğunu, bu dünyada yalnız olmadığımı bilmeyi...
İçimde biriken anlamları, ifade bulamamış kelimeleri paylaşmak için bir blog sayfası oluşturdum sonunda. Biraz gecikmeli olsada. Benim için yeni bir yolculuk başlıyor şimdilerde. En zoru sanırım ilk başlarda, neyi nasıl yazacağını belirlemek. Hayatta da öyle değilmi. Yeni bir adım atmadan önce durup düşünürüz uzun süre, hazırlıklar yaparız kendimizce.
İlk heyecan, sesini insanlara duyurmanın verdiği ilk haz. Hangi konuda yazayım, içeriği, yazı stili nasıl olsun ertelemeleri, bir başlayalım, diğer bloglara bakalım sonra detaylandırırız acemiliği... Belki üzerinde fazla düşünmeden hayata geçirilen detaylar olsada, ilk blog yazmaya başlarken, içinizdeki coşku sizi sürüklüyor zaten yazmaya...
Bizi yazmaya, yazdıklarımızı paylaşmaya iten sebep her ne olursa olsun, yazmanın ne kadar ciddi, ne kadar dönüştürücü bir iş olduğunu daha iyi anlıyorum.
Yeni bir değişim dönemindeyim hayatımda... İçimde ve dışımda bir şeyler değişiyor. Eski eşyalar yerlerini, yenilere bırakıyor. Eskimiş miadını doldurmuş her şey hayatımdan çıkıyor... Artık beni yansıtmayan kıyafetler, zamanı geçmiş düşünceler, enerjimi düşüren insanlar, gittiğim, içinde bulunduğum çevreler. Birer birer şekilleniyor hayatımda...
Eskinin düşmesi sancılı oluyor bazen. Bırakmak istemiyorsun hayatından. İyi kötü günleriniz geçmiş birlikte, artık üzerinde yük olduğunu bilsende kolay vedalaşamıyor insan... Sancılı oluyor biraz değişim... Bazen çokça kafa karıştırıcı... Bir ileri bir geri eski ve yeninin arasında bocalıyorsun bir süre. Eski bildikti tanıdıktı... Yeniyse ne kadar güzel vaatler verse de bilinmiyor gözünde...
Bir yolculuk bu ve sanırım hiç sonu yok... Her an verdiğimiz kararlarla, attığımız adımlarla değiştiriyoruz şekillendiriyoruz hayatımızı... Bazen yeni fikir bir süre enerji verse de, eskinin alışkanlıkları arasında kayboluyor... Tutamıyoruz elimizde. Yaşadığımız çevre değişimlerimize direnç gösteriyor, bizi bildik sularda tutmak için elinden geleni yapıyor...
Her değişim biraz cesur olmayı, risk almayı gerektiriyor bu yüzden. Sabırlı ve disiplinli olmayı peşinden... Önce bir fikirle tanışıyoruz, bir yerlerden yeni bir şeyler öğreniyoruz, yeni bir bakış açısı duyuyoruz... Yâda beğendiğimiz, hayranı olduğumuz birinin fikirlerini örnek almak istiyoruz. Öyle bakmaya çalışıyoruz bir süre hayata... Belki gördüklerimiz yeni bakış açımız hoşumuza gidiyor devam ediyoruz yola, yâda çok fazla tutamadan bilincimizde günlük koşuşturmaların, tanıdık söylemlerin arasında kaybediyoruz. Bazen sırf insanlar bizi ukala bulmasın diye sahip olduğumuz fikirleri ifade edemiyoruz...
Önce düşüncede başlıyor değişim... Düşündüklerimiz oluyoruz sonunda...
Hayatımın bu döneminde, yeni edindiğim fikirlere daha sahip çıkabilmek istiyorum. Yeni düşünme şeklimi daha çok ifade edebilmek. Daha çok anlatabilmek, anlattıklarımıza dönüşüyoruz sonunda. Yazıda bu süreçte beni geliştirecek besleyecek bir yolculuk. Kendi düşüncelerimi anlatma, hatırlatma, şekillendirme yolculuğu...
Umarım bu yolculukta, yazarak, paylaşarak, okuyarak diğer hayatları, içkavgaları, yeni bakış açılarını, kendimi yenileyebilirim daha az sancılı... Hepimiz aynı gelişim sancılarından geçiyoruz, yazmak birazda kendine yol arkadaşları bulmak galiba. Anlatarak, ağlayarak, sarılarak birbirine geçmiş acıları iyileştirebilmek. Yeniye umutla bakabilmek... Ne kadar farklı ama ne kadar bir olduğunu anlayabilmek.