- Kategori
- Edebiyat
Boş masa

İnternet'den bunu bulabildik
Boş sayfaları okurum ben. Bakarım, içimden ne gelirse o yazar o sayfada.
Gökyüzünü, denizi, boşluğu severim ben. Boş plajları yazarım, boş masaları.
Nasıl mı?
Geçen ay İzmir de bir masa ilişti gözüme kahve dünyasında. Bir masa, iki sandalye, iki fincan. Biri içilmiş, diğeri yarım bırakılmış. Yarım bırakılanda ruj izi belli belirsiz. Erkek kahveyi bitirmiş. Kadın içmemiş. Karnı açmış belki, belki kahveyi sevmezmiş, yanlış yere gelmiş, ya da laf olsun diye bulunmuş orada. Adamın sandalyesi masaya dönük. Kadının sandalyesi yan. Aynı masa da oturmuşlar ama karşılıklı değil anlaşılan. Masanın üzerine ufak tefek yalanlar dökülmüş. Kendilerinden değil de, başkalarından bahsetmişler gibi masanın hali. Ama başkalarından bahsederken kendilerini anlatmışlar sanki. Dağılmış masa, biraz mahcup, biraz pişman. Ve sonra gitmişler.
Nereye mi?
Bilmem… Ama ayrı yönlere olduğu kesin… Sandalyeler söyledi. Bir ayrılık belki…
http://www.dailymotion.com/video/x28c0wz_yalnizlik-agaci-ahmet-karakayan_music