- Kategori
- Sinema
Bright Star

Yapım:
2009- İngiltere, Avustralya, Fransa
Tür:
Biyografi, Dram, Romantik,
Süre:
119 dakika
Yönetmen:
Jane Campion,
Oyuncular:
Abbie Cornish,
Ben Whishaw,
Thomas Sangster,
Kerry Fox,
GörüntüY:
Greig Fraser,
Senaryo:
Jane Campion,
Yapımcı:
François Ivernel,
Tarzını kendime yakın bulduğum Jane Campion’un en sevdiğim filmi. Campion ilk çıkışını 1993 yılında The Piano ile yapmıştır. Kitabı kadar beğendiğim tek film olan Piano’yu izledikten sonra diğer filmleriyle de buluşma şansını yakaladığım yönetmen, pırıltılı kadınsı dokunuşlarını anlatımına çok dozunda ekliyor. Ve bu dokunuşlar, onun filmlerine farklı bir lezzet, lila renkli bir şiirsellik katıyor.
Jane Campion Oscara aday gösterilmiş dört kadın yönetmenden bir tanesidir. The Piano ile en iyi özgün senaryo oscarını almış, yine aynı filmle Altın Palmiye ödülüne layık görülmüştür.
1818 yılında Londra yakınlarında geçen ve yirmibeş yıllık yaşamına üç adet şiir kitabı sığdıran romantik akımın önde gelen şairlerinden John Keats’in, komşusu Fanny Browne ile yaşadığı zor bir aşkı anlatmakta olan filmin gerçekçiliği belki de burada gizli. Zor bir aşk çünkü, kendilerince nedenleri olan Fanny’nin annesi ve John’un en yakın arkadaşı bu birlikteliğe karşı. Zor bir aşk çünkü o dönemin şartları içinde, hiç bir serveti bulunmayan Keats ile Fannynin evlenebilmeleri imkansız. Zor bir aşk çünkü genç şairin ciddi sağlık problemleri var. Ama aşk her zaman güçlü ve yenilmez. O yüzden bu kadar değerli....
İsmini Keats’in sevgilisi için yazdığı Brıght Star şiirinden alan yapım, rahatlıkla başarılı bir dönem filmi olarak tanımlanabilir. Brıght Starın senaryosu, ustalıkla yazılmış bir roman kadar sağlam, kurgusu mükemmele yakın. Kostümler hikayenin geçtiği yüzyılı çok iyi yansıtmasının dışında, göze hoş gelen bir zevkin ürünü. Filmin genel havası, genç şairin şiirlerinin romantizmiyle uyum içinde. Bu yönleriyle sadece romantik bir aşk filmi olarak anılmanın ötesinde, Brıght Star sanat filmi kategorisinde de yer alabilecek düzeydedir .
Filmin en önemli özelliklerinden birisi de, tabiat aşığı resim severlerin ellerinden çıkmışcasına insanı hayran bırakan doğa görüntüleriyle süslenmiş sahneler. O anlarda filmin içine karışmak, kırlarda dolaşıp, küçük bir kız çocuğu masumiyetiyle çiçek toplamak isteği sarmalıyor izleyeni.
Finale doğru, sevdiği adamdan gelen kötü bir haberle kahrolan Fanny’nin, nefes alamadığını söylediği performans, izleyenlerin onunla aynı acıyı hissetmelerini sağlayacak kadar iyi bir oyunculuk gösterisine dönüşüyor ve doğal olarak filmin en etkileyici sahnelerinden biri oluyor.
Brıght Star yaşanmış bir aşk hikayesini anlatıyor. Anlatırken duygusallığı, duygu sömürüsünden uzakta tutuyor hep. Seyircinin bunu hissetmesine asla izin vermiyor. Aşkın hallerini çok sade bir şekilde seriyor gözler önüne. Gerçek aşkın olmadığını düşünenlere, “Hayır, var !” diye haykırabilmenin en iyi nedeni bu film bence.
Aytül Bingöl