Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ocak '18

 
Kategori
Güncel
 

Bu Halk Bölünmez

Bu Halk Bölünmez
 

BİR OLAYIN DÜŞÜNDÜRDÜĞÜ...

Pendik köprüsün altında otobüsümü bekliyorum. Saat. 1830. Metrodan çıkanlar bu durağa gelip evine ulaşacağı vasıtayı beklediğinden gidenlerin yerini yeni gelenler alıyor..
Peşi sıra gelen otobüslere binmek için hareketli telaş var.
Bu sırada otobüse binmek üzere mi olan, yoksa otobüsten inen birisi mi tam olarak anlayamadığım birisi aniden kaldırım ile afsaltın arasında düştü ve sırt üstü uzandı..

Daha önce sık rastladığım, kendini acındırmak için saralı numarası yapan birisi sandım önce.

Anında kaldırıp kaldırma uzattılar önce.. Bu yaşı 20 ile 25 arası modern bir genç kızdı..

Biri kalabalığa seslendi. İçinizde sağlıkçı var mı?. Cevap veren olmadı…

Bu şok olay karşısında etkilenmemek elde değildi.. O anda bu genç kızı ailemden biri gibi düşündüm. Herkesin başına gelebilecek bir olaydı.. Nabzını tuttum. Eli sıcaktı ve nabzı atıyordu…

İnsanlar otobüslere koşuşturmaya devam ederken yerdeki kızın başında ona yardım etmeye çalışan insanlara baktım. Kimi çaresizce uzaktan bakıyor, kimi ne olduğunu merak edip soruyor ve 4-5 tane başı kapalı genç sayılabilecek kız da olanca gücüyle yerde upuzun yatan kıza yardım etmeye çalışıyorlardı.. Bir tanesi sürekli 112 yi ararken, bir yandan da ambulans geliyor mu diye yolu gözlüyor, diğerleri de kızın başının rahat edebilmesi için çantalarını başının altına yastık yapıyor, kolonya ile mesaj yapıyor, yüzüne su serpiyor, masaj yapıyor, hava alabilmesi için de etrafı.boşaltmaya çalışıyordu…

Onlar gidecekleri yeri falan unutmuş, bir an önce yerdeki kızı hayata döndürme çabasındayken, diğer insanların ilgisizliği de bir başka ayrıntıydı ama sağlıkçı olmadıktan sonra da herkesin birden yardım etmesine de zaten imkan yoktu.. ..

Kızın hareketsizliği beni korkutuyordu ama başı kapalı kızların yerdeki bu modern genç kızı hayata döndürmek için çırpınmaları aralıksız sürüyordu. Kan dolaşımını sağlamak için birkaç kez yana çevirdiler, masaja devam ettiler ve sonunda başardılar…

Genç kız hareket etmeye başladı.. Başını çevirdi, Ayaklarını hareket ettirdi, ağzını oynattı..
Derin bir nefes aldım.. Belli ki ya kan şekeri düştü ya da bir tansiyon problemi yaşamıştı..

O sırada otobüsüm geldi. Ona yardım eden o kızlar hala başındaydı. Her ihtimale karşı, gelmekte olan ambulansa teslim edene veya belki de hastaneye kadar onu bırakmayacaklardı…Gelen giden otobüslere kafalarını çevirip bakmıyorlardı bile..

Otobüste otururken hala olayın etkisindeydim. Düşündüm..

Sadece kızın durumu için değil.

Yıllarca türbanlı, türbansız kavgası ile toplumu karpuz gibi ikiye bölmeye çalışan siyasetin çirkin yüzü insanları şekil olarak belki değiştirebiliyor ama yüreğinde ve geleneğinde var olan dostluk, komşuluk, kardeşlik sevgisine asla uzanamıyordu…
Yok ettikleri mahalle kültürü kim ne derse desin,sosyal hayatta aynen devam ediyordu..
Bu ülke insanının birbiriyle zoru yok.. Başı açık veya kapalı diye bir derdi yok..
Onlar sokakta, maçta, sinemada, alış verişte ve böyle kötü bir günde yine beraberler..
Sorun, onu öyle zanneden veya öyle olmasını isteyen, öylesi işine gelen çirkin siyasetçinin beyninde…
 

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..