Bu işte bir yanlış var !!

Evet bu işte yanlış var.. Geçen sene oynadığı futbolla şampiyonluğu anasının ak sütü gibi hak eden Beşiktaşımız gitmiş sanki yerine bambaşka bir takım gelmiş. Yalnız bu söylediğim Galatasaray maçının yenilgisiyle bir alakası yok. Elbette Galatasaray bu sezon oynadığı futbolla şampiyonluğun en büyük favorilerinden birisi olduğu şüphesiz ancak oynanan maça bakıldığında futbolu oynayan taraf Beşiktaş olurken golleri bulan taraf Galatasaray oldu. Benim anlamadığım taraf ise şudur ; Ali Sami Yen stadına gidip Beşiktaşımıza destek verebilmek için her türlü sıkıntıyı göze alıp üstüne birde türlü türlü rezillik yaşatılıp (Galatasaray yönetimine bu rezillik için ayrıca teşekkür ederiz !!! ) maça ancak 20 dakika geçtikten sonra girebilen biz Beşiktaş taraftarı gerçekten bir şeyi merak ediyoruz. Geçen sene Şampiyonluk payesinden beklide en fazla payeyi çıkardığımız Teknik Direktörümüz Mustafa Denizli maçtan önce sahaya sürpriz bir kadro süreceğini sinyallerini vermiş olduğu halde çııkarmış olduğu 11 den acaba ne gibi bir beklentisi olduğunu anlamakta güçlük çektik. Oynanan futbola bakıldığında o kadar kötü bir oyun sergilenmemiş olsa bile ilk 11 tercihinde özellikle Rüştü ile başlayıp acaba Galatasaray teknik direktörüne Rüştü’nün kaleciliğini ispat etme çabasına mı girdiğini düşünmeden edememekteyim. Böyle bir maçta maç eksiği olan bir Rüştü yerine 4 haftada sadece 1 gol yiyen ve defansla diyaloğu Rüştü’den daha iyi durumda olan Hakan Arıkan ile başlamaması beklide maçın en kilit noktalarından birisi olarak kalmaktadır. Ki Rüştü yediği özellikle 2. gol ile maç eksiğini bariz bir şekilde göstermiştir.

Orta sahada ise daha önceki maçlarda hiçbir şekilde bozmadığı Fink-Ernst ikilisini bozup Fink’in yerine Ekrem Dağ ile başlamaması orta sahada belirgin bir defansif zafiyet göstermesine yol açmaktadır. Ki birde üstüne sakatlıktan yeni çıkan Yusuf’un ilk 11 tercihi yapılıp böyle bir maçta Galatasaray’ın belalısı olan Nobre’nin oynatılmayıp Nihat’ın Galatasaray defansının içinde boğulmasına sebep olduğunu da belirtmek gerekmektedir. Oyunda kaldığı sürece verilmiş olan bonservis bedeliyle gündemi epeyce meşgul eden Tabata ise oynadığı futbolla vasat bir görüntü çizerken biraz daha vakte ihtiyacı olduğunu hep birlikte görmüş olduk. Ancak beklide bu maçta özellikle milli takımda attığı golden sonra moralli dönen Holosko’ nun yedek soyundurulması belkide maçın seyri açısından Beşiktaşımızı olumsuz yönde etkilemiş görünmektedir. Ayrıca rakip futbolcuya kafayı vurup kırmızı kart gösterilmeyen başka bir Lig var mı bildiğiniz merak ediyorum.. Bu belki yenilginin mazereti değil olamaz ama kartlardaki standartları korumadıkları takdirde bu yönetimleri bu sene bu şekilde sürdürülecek olursa taraftarın psikolojisini bozanların Ali Kıran baş kesen metoduna son vermesi gerektiğini hatırlatmak isterim. Aksi halinde bu Türk futboluna zarar verecektir. Belki de işin en yanlışı ki umarım yanılıyor olmak istediğim durum geçen sezon ki şampiyonluktan sonra göreve devam etmek istemeyen Mustafa Denizli’nin teknik direktörlüğü rica’yen yerine getiriyor olup bu sezon ki görüntünün bu şekilde süreceği şeklinde ki korkudur.. Ancak bu takımın bu görüntüyü yarın oynanacak Manchester United maçıyla kırıp yoluna geçen sezon bıraktığı yerden devam etmesini beklemekten başka bir şansımız olmadığıdır. Ki bu maçı da her ne olursa olsun takımını yalnız bırakmayan taraftarıyla alıp yeniden şahlanma maçı olarak görmekteyim.. Son olarak da medyada kendini Beşiktaş yazarı olarak gösteren ama ne hikmetse ekmek yediği tekneye tüküren kendini çok iyi bilen kalemler BEŞİKTAŞ sahipsiz değildir. Bunu unutmayın.. Saygılar..