Bu Ne Biçim Falcılıktır?

Köylerimizin, mahallelerimizin biraz uzak durup, tırstığımız insanlarıdır falcılar, büyücüler. Kimisi kahveden, kimisi elden, kimisi küre benzeri cisimlerden bakar geleceğimize. Klasik yuvarlama cümlelerle bizleri kandırırlar:

-Yakın zamanda yola gideceksin. (Bunu dinleyen falzede, inanır. A be kardeşim şu zamanda arabaya binip yola gitmeyen mi kaldı?)

-Senin üstünde kem göz var. Yakınından birisi. Seni çekemiyor. (Güzel kardeşim şu zamanda düşmanı olmayan insan var mı?)

Hele hele zeka seviyesi saf altı kabulünden birisi bu sözleri duyunca şehir efsanesi büyür gider:

-Alucra’da bir falcıya gittim. Tıpkı bildi. Hatta düşmanımın olduğunu söyledi. Kesin benim komşu Hatçe’dir. Sokağa her çıkışımda balkondan yan gözle bakar, kesin odur. Zaten falcı orta boylu hafif toplu demişti.

***
Fala inanmam da lakin Discovery’de seyrettiğim polisiye belgesel kafamı karıştırır durur. Koskoca eyalet savcıları, şerifleri işin içinden çıkamadıkları zaman son çare olarak medyumlara başvuruyorlar. Örneğin katil birisinin kurbanını gömdüğü yeri medyum hissediyor. Öyle kolayca değil, petrol aramak için açılmış binlerce kuyunun içinden cesedin hangi kuyuda olduğunu buluyor mesela. İşin o kısmını anlamadım gitti. Gerçi onlar kendilerini falcı yerine koymuyorlar, negatif enerjileri hissedebilen insanlar olduklarını söylüyorlar ama çok büyük başarı. Üstelik aydınlattıkları olaylar çok fazla.

***
Bir kere falıma bakıldı. Onda da az kalsın falcı kadına saldıracaktım. “Senin arkadaşlarının içinde isminde Ö harfi olan Kurban Bayramı’nda memlekete gitmesin, otobüs kaza yapacak.” dedi.

Falıma bakmak için çok uğraşırlar. Kahvemi içince fincanı mutfağa götürür musluğu açar fincandaki delilleri yok ederim.

***
Geçenlerde uzun süredir bir dertten muzdarip arkadaşım son çare olarak yörenin ünlü medyumuna gitti. Güya her şeyi bilen bu kadın arkadaşıma ısınma soruları sormuş:

-Adın ne evladım?
-X Y
-Ne iş yapıyon?
-Filanca yerde çalışıyorum.
-Nerelisin?
-Falanca yerden.
-HANIM NE İŞ YAPIYOR?
-...

Kadın kadın bu ne biçim sorudur? Bu ne biçim falcılıktır? Bu ne biçim medyumluktur? Hem her şeyi bilirsiniz hem böyle abuk sabuk sorular sorursunuz. Adamcağız Leyla’sını bulmak için denemediği çare kalmamış. Son çare olarak sana gelmiş. Sen utanmadan, “Hanım ne iş yapıyor?” dersin.

Bizim büyücüde pişkinlik çok. Sonra falına bakmış:

-Senin üstünde büyü var. Bu büyü olduğu sürece evlenemezsin. Bu büyüyü yok etmek için yazdığım bu kağıdı al. Bu kağıtla birlikte üst üste üç pazartesi denize gir. Üstündeki büyü kalkacak. O zaman nasibin çıkacak.

Oldu inandık.

***
Seneler önce Memiş ile Keto vardı ya. Çok kanallı ve çok radyolu hayata yeni yeni alıştığımız günlerdi. Bunların ikisi canlı yayına çıkmıştı. Medyum Keto, Memiş’e iltifat yapacaktı. Onun cinsel tercihiyle ilgili dedikoduların olduğunu ama kendisinin inanmadığını söyleyecekti. Lakin ağzından ancak Medyum Memiş’in cinsel tercihiyle ilgili kısım çıkabilmişti.

Ne diyeyim fala inanmayın, falsız da kalın, bir şey kaybetmezsiniz.