- Kategori
- Spor
Bu sene, O sene!..

Bize her sevdadan geriye kalan..
Eski bir Fransız filmi vardı ;
.. çocuk vitrindeki maket gemiyi görünce koşa koşa mahallesine gider ve kağıttan gemi yapmaya karar verir, başlar her yerden kağıt toplamaya, soranlara gemi yapacağını söyler, herkes olmaz evladım vazgeç bu sevdadan derken çocuk üşenmez tam bir hafta uğraşır kağıtlarla yapıştırıcılarla, bir kişinin sığabileceği sandal tipli bir şey yaptıktan sonra tüm mahalle çocuklarını çağırır ve sandalı suya indirirken tören başlar çocukların törenleriyle sandal suya indirilir fakat çok sürmeden gemi batar..
Çocuklar alay etmeye başlar, bizim veled çok üzülmüştür, üzgün gözlerle caddede dolaşmaya başlar, gözleri dolmuştur, ağlamaklıdır bir mağazanın önünden geçerken kafasını kaldırır ve gözleri ışıl ışıl olur..
Mağazanın camına yapışır soluksuz biraz bekler ve mahalleye doğru sevinçle, hızla koşmaya başlar..
Vitrinde bir uçak görmüştür!..
. . .
Galatasaray ’ın ismi her geçtiğinde bam teli ses verir yüreğimizin, Sarı ’nın yanına en çok yakışandır kırmızı.. Kırmızı aşk ’ın rengidir, sevda ’nın rengi, ateşin ve elbette devrimin herdaim..
Kimi zaman yeşil çimlerdedir sevda, kimi zaman potada, bazen suyun içindedir, bazen filede.. Mekan değişir, yüzler değişir ama değişmez sevda..
İlk ’lerin takımıdır, En ’lerin takımıdır, Karşılıksız Aşk ’ın takımıdır Galatasaray..
Mayıs ’ın 17 ’si 2000 yılını nasıl kutsal kılmışsa, Nisan ’ın 9 ’u da 2009 senesini tanrısallaştırmıştır; Bayan Basketbol Takımı ’mımızın omzunda yükselen kupa ile..
Güneşin göğü terkettiği vakitlerde gözlere biriken yaşlar sevinç nidalarıdır, hayata tutunmanın keyfidir, hastane koridorlarında yalnız bırakılmamanın, Can ve Dost seslerin kulaklardan yüreklere doğru çınlamasının;
Sarııııııııııııııııı...
seslerine ;
Kırmızııııııııııı...
diye cevabını veren tarifsiz, bilinç dışı, yüreklerin mutluluğudur !..
Kimi zaman düşer omzumuz, umutsuzluk sarar bedenimizi, çok istemiş ama vuslata kavuşamamıştır yüreklerimiz.. Hedef bellidir, yolun çizgisi ışıl ışıl parlamaktadır ama ulaşılmaz.. Kağıttan gemilerimizi su alır götürür..
Kağıttan gemi çocukluk anılarımızın hüzne boğularak tazelenmesi belki de; anne kokusu, komşu bahçeden arsızca aşırılan meyveler, babanın ayak izi, karartma geceleri, kardeşlerle paylaşılan sofra, aşkın yüreğe ekildiği ilk tohumlar, sebepli - sebepsiz tebessümler, insan etine değmemiş süt dişleri, tertemiz düşler, tanrısallık..
Gördüğümüz her su birikintisinde annemizin naif elleri ile öğrettiği kağıttan gemileri yüzdürürdük, deniz tuzu ve martı kokularının arasında büyürken bedenlerimiz hayata dair ne çok şey öğrenmişiz meğer o günlerde.. zira ..oğlum nasıl olsa batacak lan bu,neden yapıyorsun ki diye müstehzi gülüşmelere ..olsun bir daha yaparız diyerek her umutsuzluğun aslında yeni bir umudu doğuracağını ezber etmişiz dimağımıza yaşamak direnmektir demişiz ve aslında dünyanın kirli sularında yüzdürdüğümüz her kağıt geminin bir süre sonra batacağını bile bile yeniden bembeyaz kağıtlar aramak gerektirdiğini hayatın, usanmadan yüzdürmek için herdaim..
Hem ne de olsa; herzaman görülecek bir uçak mutlak surette vardır be gözüm..
Bakmasını bilelim yeter ki !..
1968/1969 sezonu takım sporları alanındaki en önemli iki branş olan Futbol ve Basketbol ’da aynı yıl şampiyon olduğumuz en son tarih olarak görünüyor.. Ve içinde bulunduğumuz mevcut şartlar bu hasretin vuslata ermesine çok yakın olduğumuzun işaretleri ile dolu.. Yönetim, sporcular, teknik heyet ’ler ellerinden geleni yapmakta.. Fenerbahçe ’nin Ülker ile birleştiği tarihten bu yana ilk defa normal sezonu üstlerinde tamamlamayı garantiledik mesela dün.. Futbol takımımız Süper Final serisine 5 puan önde girmekte vesselam.. Bizler de bundan gayrisinda başımız dik yürüyeduralım.. Madem ki bize her sevdadan geriye kalan; Galatasaray..
Ovakit;
En yüksek desibel ile; Sarııııııııııııııııı!!!
12.Nisan.2012
Kerem Porazan