Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '13

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Bu su hiç durmaz

Su, akarken seslenmiş “hey, bana bakın bana, asla durmam” demiş. Hayat, durur mu, yapıştırmış cevabı “sen durmazsan, beni kimse durduramaz”.

Bülent Ortaçgil’in çok güzel bir şarkısıdır “bu su hiç durmaz”. “sen hep kendine önlemler aldın ben kendime yasaklar koydum önümüzde barajlar var bu su hiç durmaz...” dediği.

Hayat böyle işte. Kendimiz için önlemler alıyoruz, kendi kendimize yasaklar koyuyoruz. El freni çekik araba gibi gitmeye uğraşıyoruz. İvmemiz düşük, zorlanarak bir ilerleme çabası. Dere tepe düz gidip bir arpa boyu ilerliyoruz.

Halbuki, Hz. Muhammed “iki günü bir olan ziyan içindedir” demiş. Benzeri sözleri dünyanın ilerlemesine fikirleriyle katkıda bulunan çok sayıda büyük beyin de söylemiştir.

İnsanların çoğunluğu ki oranları %99’dan bile fazladır, kendilerini geliştirmek için çaba harcamıyor. Eh, zaten onlar burayı da okumadıkları için onlara sinirlenerek atarlı, giderli bir yazı yazmamın da anlamı olmayacak. O tiplere zaten kızmam, tarzım değil. Ama aklı başında, kendini geliştirmek isteyen aynı kafada olduklarıma kızarım, kimse kusura bakmasın. Galatasaray gol yediğinde golü atan rakibe kızmıyorum ki, hatası olan Galatasaraylı futbolcuya kızıyorum.

Anlayacağınız gelişime açık değil insanoğlu. Sadece koşarken kafaları yerde olan eski zaman futbolcuları gibiler veya gözleri bağlı yarış atları gibi koşan, hayatın harala gürelesiyle uğraşanlardan bahsetmiyorum. Kendilerini geliştirmek için çalışan, çabalayanların bir çoğu da aynı kategoride aslında.

Durup dururken nereden aklıma geldi ki bu konu? Son verdiğim seminerlerden gördüklerimden yola çıkıyorum. İnsanlar seminer sırasında ve sonrasında heyecanlanıyorlar, havaya giriyorlar. Anlattıklarımı uyguluyorlar. Sonrasında hayatın içinde karşılaştıkları ilk sorunda egzersizleri yapmayı bırakıyorlar. Bu yazı bu yüzden yersiz değil. Kendi gelişimine önem verenlere bir hatırlatma sadece.

Burayı okuyanlar içinde kendi gelişimleri için uğraşanlara söyleyeceğim ilk şey : Bırakmayın. Çalışmalarınızdan vazgeçmeyin. O kadar önemli ki bu.

Bir de hatırlatma yapayım. Çekim yasası, kuantum düşünce yöntemi ve bilinçaltı teknikleri insanlar üzerinde birbiriyle etkileşim halindedir. Bazı kişisel gelişim uzmanları arasında gereksizce bir itişme görürsünüz bu konuda. Kişisel gelişim gibi bir konuda insanların birbirine girmesi çok saçmadır ama oluyor ne yazık ki. Tibet’teki bir Budist Tapınağı’nda, yönetici seçimlerinde kavga çıktığını öğrendikten sonra bu tip şeylere şaşırmayı bıraktım aslında. Olay 90’larda yaşanmıştı. Abi neyin kavgası bu ya, hani mevzu Nirvana’ydı. Kurt Cobain’den sonra bitti mi Nirvana olayı?

Size her kim ne öğretiyorsa dikkatle dinleyin ve absorbe edin. Birbirleri arasındaki sorunlara takılmayın. Allah zeka vermiş, analiz edin sonra da sentezleyin. Hegel’e çok takılmayın. Anti-tez falan girerse işin içine, yürüyemezsiniz. Çünkü Yin-Yang’daki gibi her siyahın içinde bir beyaz, her beyazın içinde de bir siyah vardır. Sorular bitmez, olduğunuz yerde sayarsınız. Maratonu asla tamamlayamazsınız, nefesiniz kesilir, dalağınız şişer.

Asla vazgeçmeyin demiş miydim? Demiştim elbette. O kadar önemli ki. Hani, anlatıyorum ya A kutusu, B kutusu diye. Şu anda hangi konumdaysak A kutusundayız. Para, mal-mülk, ilişki falan filan A kutusu. Ulaşmak istediğimiz yer, hedefimiz B kutusu. Yine para, mal-mülk, ilişki vesaire. Bu yazıyı yazmama sebep olan, canımı sıkan konu buradan sonra başlıyor işte. B kutusuna ulaşınca bitti mi yahu? Hayat bitti mi ki sen bitesin?

Hayatımız boyunca B kutuları bitmez, şekil değiştirir. Güzel slogan olur bundan, seminerlerimde kullanayım. Aynı “efsaneler ölmez, şekil değiştirir” gibi.

İstediğimiz noktaya ulaştığımızda eğer bizi ileri götürecek başka bir hedef olmazsa ilerlememiz durur. Bilmeden hayata geliş amacımıza ihanet etmiş oluruz. Hayata geliş amacımız, çetrefilli ve tartışmalı bir konu ve benim bunlara ayıracak satırım yok ne yazık ki.

Birkaç paragraf yukarıda “gelişime açık değiliz” yazdım. Bir tespit bu, eleştiri değil. Sebebini de biliyorum. Yaşınıza göre onlarca ama aslında milyonlarca yıl önce bilinçaltımıza nakşolunan sebepleri var. Savaş veya kaç tepkisi ve bilinçaltımızın bizi koruma çabası sebebiyle gelişim bizi korkutuyor.

Diyelim ki çaba harcadık, meşhur B kutusuna geçtik. B kutusu oldu sana yeni A kutusu. Bundan sonra ne olacak. Tecrübelerime dayanarak söyleyeyim; gelişim durur. Hedef vurulmuştur çünkü. Emin misiniz? Bitti mi yani? Futbolu bırakıp veteran takımda oynamaya mı başlayacağız. Daha yaşınız ne ki?

Ölüm, yaşlanınca değil, hayatı yaşamayı bırakınca gelir. Yaşınız kaç olursa olsun, hayatınızı yaşamayı bırakmayın.

 
Toplam blog
: 13
: 2033
Kayıt tarihi
: 09.10.08
 
 

İ.T.Ü'den mezun İşletme Mühendisi Kişisel Gelişim Uzmanı Yaşam Koçu Öğrenci Koçu ..