Bugün artık kadının fıtratına uygun iki şey kaldı; çocuk doğurmak ve cinsellik

Bu da aslında tek bir şey sayılır. Bilim ve teknoloji mantıklı davranarak önce erkeklerin değil kadınların işini elinden aldı. Çünkü erkek eve ekmek getiriyordu. Buzdolabı-çamaşır makinesi yani kadının boş kalması işsiz kalması anlamına gelmiyor. Bilimin/teknolojinin çalışmayı gereksiz kılmak için ev kadınlarından başlaması iyi oldu.

Ki zaten çalışan kadın sözü kulağa hoş gelmiyor. Kadının bedenine baktığınızda çalışmak için yaratılmadığı çok açık. Şimdi bu saçma yazıları yazıyorum ama günü geldiğinde onlara yol gösterdiğim için insanlık bana dua edecek. Aslında erkeğin çalışması da yok. Daha önceki yazılarımızda bunu detaylıca anlattık.

Canlılar yiyip içip yatmak gezip eğlenmek (yaşamanın tanımı da böylece ortaya çıkıyor) için dünyaya gelmiş olmalı. “Yiyeceğimizi içeceğimizi nasıl sağlayacağız, işlerimizi nasıl göreceğiz?” Beynimizin, beceri ve yeteneklerimizin bunun için verildiğini düşünüyorum. Bize akıl hayatı yaşamak için değil hayatı kurmak için verildi.

Kadının vücuduna baktığınızda "ne çalışması ya, bu vücut olsa olsa aşk için yaratılmıştır" diyorsunuz. Üremeyi de abartmamak lazım; 80 yıllık hayatta iki çocuk doğurmak nedir ki. Kadın aşk ve sevişme için vardır. Birlikte gezip eğlenme için vardır. Erkek de aynı. Şu anda insan denen bu cins varlığını amacı dışında kullanmaktadır.

Gelişme çağında yani insanlığın gelişmesi çağında akıl-yetenek-beceri üretim yapacak duruma gelmediği için(bütün işlerimizi görecek teknoloji dünyası kuracak durum) bugünkü yapılanlar anlaşılır şeyler. Ama artık hayatı bir yerinden kesip yeni bir dünyaya sıfırdan başlangıç yapmalıyız.

Kadın eşittir ev işleri değil mi; peki nerede ev işleri? Hepsini evlerimize doldurduğumuz teknolojik alet ve makineler yapıyor. Kadına bir şey kaldı mı? Hayır. Binlerce yıl sonra bugünkü gibi hala insanların çalışacağını mı düşünüyorsunuz? 100 yıl sonra dünyada bedeni çalışma ortadan kalkacak; insanlar oturdukları yerde sadece düğmeye basacak.

Bir 100 yıl sonra da bu düğmeler otomatik hale gelecek; çalışma tümüyle ortadan kalkacak. Yani atıyorum tarlayı süren bir traktör bu işi kendisi robot gibi otomatik olarak yapacak. Peki, biz ne yapacağız? Ne yapacağız, yaşayacağız. 

İşte kadının statüsünü bu koşullarda ele almak lazım. Bu durumda kadın (ya da erkek) ne yapacak. Tamam, o günlere gelmedik ama gidiş böyle. Bence bu anlaşılmaz saçma yazılara bakın; çünkü bu satırlar arasında insanlığın geleceği ile ilgili ipuçları var.

Kadınla erkek yasak elmayı yediği için cennetten kovulan Âdemle Havadır. Şu an mecburen çalışıyor ama kadın yaratılışına uygun davranmalı. Çalışma kadının vücudunu bozar. Çalışan kadının güzelliği kaybolur. Aslında çocuk doğurmada aynı ama bu tolere edilebilinir.

Yani bu kadar nadide yaratılmış kadın çalışır kas yapar, bacağı eğrilir, beli bükülür mü? Dünya güzellik kraliçesini haydi çalış diye kömür madenine sokmak gibi bir şey bu. Şu an gerektiği için çalışıyor itirazımız yok ama normalde kadının işçi-emekçi-eli nasırlı bir şekilde çalışmasını kutsayan düzenler aptalcadır. Ya bir kere bak bakalım çalışmaya uygun bir vücut var mı? İçinizde tarım işçisi kadınla yatan var mı? Kadının neresi çalışmaya uygun. E ev işleri sanat vs. de teknoloji kaptı. Ne yapacak kadın? İlla bir şey mi yapması gerekiyor. Evrenin sahillerinde süzülüp gezecek; yetmiyor mu?

Sanat, kadın, aşk, evrenin güzelliği, yaşamın mutluluğu… İşte kadının statüsü! Kadının vücut güzelliğini bozan her şey yanlıştır. Erkek için de aynı. “İşlerimizi kim yapacak?” Sepet kafanın içindeki akıl!