- Kategori
- Seçim
Bükemediğin bileği öpeceksin... Bu bir nezaket ve olgunluktur...

Siyasi nezaket ve olgunluk örneği veren iki siyasi lider. Bu resim yerine Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin resimlerini koymak isterdim...
BUNUN ANLAMI, "YENİLGİYİ KABUL EDECEKSİN, HAZMEDECEKSİN" DEMEKTİR...
Sosyal kültürümüzde yer alan bu sözün anlamı ve bu anlamın gereği, nedense insanlarımız tarafından fazlaca yerine getirilmez... Siyasi kültürümüzde ise hiç yerine getirilmez; birkaç istisna dışında...
Çünkü biz, birey olarak, grup olarak, kitle olarak yenilgiyi kolay kolay kabul etmeyiz...
Özellikle siyasilerimizin, her siyasi yenilgiden sonra "allem edip, kallem edip" bu yenilgiden bir başarı bulmaya çalışması, bana göre,"dünya siyasi tarihinde yeri olmayan" ve yalnızca bizim siyasilerimize has olan bir tavırdır.
Bir seçim geçirdik. Adaylardan biri Cumhurbaşkanı oldu ve bu oluş, şu an için resmi olmasa da Yüksek Seçim Kurulu tarafından onaylandı...
Artık bin dereden su getirerek, "şu olmasaydı bu böyle olmazdı" gibi söylemlerle seçmenin tercihlerini zedelemeye ve seçilen aday için, "bunu hak etmedi" gibi, çiğlik yapmanın anlamı yoktur.
Yapılacak iş "bir hakkı teslim etmek ve seçilen adayı kutlamaktır"... Hem insanı nezaket hem de siyasi olgunluk bunu gerektirir.
Bakın, size bu konuda, siyasi tarihimizde ender olan "siyasi bir olgunluk örneği" aktaracağım.
x x x
İki örnek vereceğim :(X)
ÖRNEK - 1 :
"Pazar gecesi... Saat 24.00 suları... Yeni Cumhurbaşkanı'nın seçildiği kesinleşince... Süleyman Demirel, Recep Tayyip Erdoğan'ı telefonla aradı :
-- Tebrik ediyorum... Hayırlı olsun... Başarılar diliyorum"
ÖRNEK - 2 :
1993'ü hatırlıyoruz...
Demirel, Cumhurbaşkanlığı'na adaylığını koyunca... En sert muhalefeti ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz yaptı.
Ama... Meclis'te Demirel'in Cumhurbaşkanı seçildiği açıklanınca...
Mesut Bey, yerinden kalktı, ceketini ilikledi ve Demirel'e yaklaştı.
-- Tebrik ediyorum... Artık siyasi rakibimiz değilsiniz... Cumhurbaşkanımızsınız... Başarılar diliyorum.
Bugünkü köşesinden aktardığım bu örnekleri yazan, medyanın ünlü köşe yazarı, kendi değerlendirmesini de şöyle yapıyor :
"İşte budur... Siyaset biraz da nezakettir... Evet... Siyaset sadece rekabet, kavga, polemik demek değildir... Nezaket de gerektirir"
x x x
CHP ve MHP'nin "çatı adayı" Ekmeleddin İhsanoğlu'nu hep eleştirdim. Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığına, kendime göre nedenler göstererek uygun olmadığını yazdım. Düşüncem değişmiş değil.
Ama, seçim sonuçlanınca, bloğumun birinci kısmında belirttiğim gibi, olması gereken bir tavırla "siyasi olgunluk" göstererek yenilgiyi kabul edişini ve Başbakan Erdoğan'ı bu başarısından dolayı kutlamasını takdirle karşıladım.
Ama, aynı olgunluğu, seçim kaybede kaybede bu tür yenilgiyi kanıksamış olan, sıradan bir olay gibi algılayan ve hiçbir şey olmamış gibi işine devam eden Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'den elbette beklemezdim...
Ama, telefonla da olsa Erdoğan'ı arayıp kutlamaları iyi olurdu diye düşünüyorum...Hem kendi seçmenlerinden hem de diğer partilerin seçmenlerinden artı puan alabilirlerdi... Bu iki liderin, propaganda sırasında, Erdoğan'ı eleştirirken, Erdoğan'a oy veren seçmenleri de, bilerek ya da bilmeyerek, nasıl küçümsediklerine de tanık olmadık mı?
Seçim yenilgilerini, başkalarına değil de biraz da kendilerine yükleseler çok iyi olacak... Bu bloğumu, zaman zaman, yeri ve zamanı geldiğinde sık sık dile getirdiğim iki tespitle noktalamak istiyorum.
A - Bu, "harp sanatı" ve "harp tekniği" ile ilgili "taktik ve stratejik" bir ilke olmasına rağmen, sosyal ve siyasi hayatımıza da uygulanabilir olmasından dolayı hoşuma giden bir ilkedir. Şöyle :
"Yığınakta yapılan hata, muharebe boyunca düzeltilemez, muharebeyi yürüten komutanlar biraz da beceriksiz olursa yenilgi kaçınılmazdı."
B - Şimdi yazacağım ise, kültürümüzde "bir baltaya sap olmak" şeklinde kullanılan bu sosyal deyişin, tarafımdan geliştirilmiş şeklidir. Yani patenti bana aittir. Şöyle :
"Bir baltaya sap olamayanlar ve sap oldukları baltanın iyi kesmediğini söyleyenler, suçu neden başkalarına yüklerler ki?"
Seçtiğimiz Cumhurbaşkanı ülkemiz ve halkımız için hayırlı olsun... Umarım ülkemizin ilerlemesinin önünü tıkayan iç ve dış kaynaklı engellerin aşılmasına neden olur...
cdenizkent
---------------------- :
(X) Bu örnekleri, köşe yazarı Yavuz Donat'ın, Sabah Gazetesi'ndeki bugünkü((13 Ağustos 2014) köşe yazısından aktardım.
NOT : Blog yönetiminde ricam, bloğumda koyu ve italik olarak vurguladığım yerlerin aynen çıkmasıdır...Teşekkürler.