Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Aralık '12

 
Kategori
Güncel
 

Bülent Arınç'ın "dağa çıkma" empatisi ve...

 

Bülent Arınç’ı sevmem… Onu bir demogog olarak görürüm… Siyasi yönünü de fanatik bulurum… Toplumu terbiye etmeye çalışan davranışlarını da empatiden uzak bulurum. Bülent Arınç yıllardır gündemde… Kendisini hep gündemde tutmasını da iyi biliyor… Çok etkili, etkileyici, akıcı ve ikna edici bir konuşması var. Ne konuşursa konuşsun gündem yaratıyor…

BDPli Gülten Kışanak’a çok kızdığını hatta ona beddualar ettiğini belirten Bülent Arınç, Gülten Kışanak’ı dinledikten sonra onun Diyarbakır cezaevindeki yaşadıklarını ben yaşasaydım” ben de dağa çıkardım” diyor… Şimdi empati açısından bakarsanız Bülent Arınç’ın tepkilerinin tam yerinde olduğunu düşünüyorum…

12  Eylül cuntasının Diyarbakır başta olmak üzere tüm Güneydoğu illerini hapishaneye çevirdiği ve sistemli olarak işkence yaptığını herkes biliyor…12 Eylül 1980’de ben de Güneydoğu Anadolu Bölgemizin bir ilinin bir köyünde öğretmendim… Okulun da müdürüydüm…12 Eylül Cuntası çalıştığım köye de askeri komandolarını göndermişti… Askerler sorgusuz sualsiz okulu işgal ettiler, okulu sorgulama ve işkence merkezi haline getirdiler… Okulun lojmanında kaldığım için bunların çok önemli bir bölümünü de gözlerimle gördüm… Köyde sorgulananlar ve işkenceden geçirilenlerin bir bölümü de Diyarbakır merkeze gönderildiler… Diyarbakır o zamanlar en adi işkencelerin yapıldığı bir merkez haline getirilmişti…

Empati yapmak zorundayız, eğer empati yapamıyorsak insanlığımızdan şüphe etmemiz gerekir… Diyelim bir Kürtsünüz, Kürt olmanız bile potansiyel bir suç olarak görülüyor ve daha sonra’da Bülent Arınç’ın Gülten Kışanak’tan dinlediği gibi adi insanlık dışı işkencelere tabi tutuluyorsunuz… Siz olsanız ne yapardınız diye bir soru sormak tam anlamıyla empatik bir sorudur?

Benim garibime giden “Bülent Arınç’ın ben olsam, ben de dağa çıkarım” sözü değil… Yılların politikacısı Bülent Arınç'ın bunları ilk kez duyormuş - biliyormuş - gibi hareket etmesidir.. 

12 Eylül cuntası bu ülkeye en büyük kötülüğü yapmıştır… Ayrışımın temellerini atmıştır… Tüm insan haklarına saygılı, devrimci, demokrat kesimleri budamıştır… Din ağırlıklı anlayışın temelini de pekiştirmek için uğraşmıştır… Bugünün iktidarı da 12 Eylül’ün bir ürünüdür… Duygusal kırılmalar da 12 Eylülle birlikte bir ivme kazanmıştır…

Bülent Arınç’a tepki gösterebilirsiniz, ben de çoğu kez ona tepki gösteriyorum… Bu satırların yazarına da tepki gösterebilirsiniz… Ülkesini seven bir yurttaş olarak empati yapmanın önemini biliyorum… Simdi siz de kendinizi, Gülten Kışanak’ın ve Bülent Arınç’ın yerine koyun ve ondan sonra sağlıklı bir tepki verin…Bana dokunmayan yılan bin yaşasın dersek, her koyun kendi bacağından asılır dersek, ateş düştüğü yeri yakar dersek, elle gelen düğün bayram dersek empati yapmamış oluruz…

Bize yapılmasını istemediğimizi başkalarına da yapılmasını istemediğimiz zaman, iğneyi kendimize çuval dızını başkasına batırdığımız zaman empati yapmış oluruz… Empati yapmak öncelikle de bir samimiyet ister…

İster kabul edin ister etmeyin bu ülkenin en önemli sorunu Kürt sorunudur… Bu sorunu da binlerce yıl beraber yaşamış bu halklar birlikte çözebilecek kadar akıllı ve sağduyuludurlar… Bu sorunu biz çözemezsek, dışarıdan uzanan ellere, karıştırıcılara, emperyalist anlayışlara boyun eğmek zorunda kalabiliriz…

Bülent Arınç’ın bu konudaki tepkisini empati açısından olumlu samimiyet açısından kuşkulu buluyorum…

    

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..