Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '07

 
Kategori
Futbol
 

Bundan sonra Fatih Terim ve biz,neler yapabiliriz?

Bundan sonra Fatih Terim ve biz,neler yapabiliriz?
 

2002 Dünya 3.milli takımımız oynadığı son beş maçta 10 puan kaybederek 2008 Avrupa şampiyonasına gitme şansını zora soktu.Norveç’ten üç puanla dönebilirsek kendi sahamızda Bosna ile tarihi bir maç oynayacağız.Final maçlarını beceremeyen bir takım olduğumuz için ve ortaya futbol adına birşeyler koyamadığımız hiç de iç açıcı bir manzara karşılamıyor bizi ne yazık ki.

Fatih Terim’in kurtarıcı olarak oturduğu koltuğu artık sallantıda denilebilir. Romanya ile oynadığımız özel,

Bosna,Malta,Moldova,Macaristan ve Yunanistan ile oynadığımız resmi maçlardaki performansımız rakipleri sevindirecek derecede kötüydü.Neredeyse Avrupa Şampiyonasına gitmemek için elimizden geleni yapıyoruz denilebilir.Kendi takımlarında süre alamayan Tümer,Emre,Hakan,Tuncay gibi oyuncuları sahaya sürerek hem milli takımı hem de kariyerini riske eden Fatih Terim alınan kötü sonuçlardan sonra en büyük sorumluluk sahibi olarak kalan iki maçı da almak için çözümler üretmelidir.Bunlar neler olabilir:

    Gerilim politikasından vazgeçmelidir.Bu politikanın karşılığını Fifa’dan ağır cezalar alarak ödediğimizi kimse unutmamalı. Basın ile olan diyaloğunu mutlaka düzeltmelidir.”Ben beğenmediğim adamın gözünü şişiririm”tarzından sert açıklamaları kimseye yarar sağlamayacaktır.İyi onayan bir milli takımı kaybettiğinde bile alkışlayacak olgunluk herkeste varken (hakaret içermeyen)her türlü eleştiriyi Fatih Terim de göğüsleyecek olgunlukta olmalıdır. Basın ile olan sürtüşmelerinde futbolcularını kullanmamalıdır.Emre’ye sembolik de olsa ceza vermeliydi.Hem Emre fazla yıpranmayacak hem de basınla buzları eritecekti. Elemelerde toplam 68 oyuncu deneyen Fatih Terim takım iskeleti kurmada başarısız olmuştur.Rakibimiz Yunanistan neredeyse Avrupa şampiyonu olan kadrosu ile karşımıza çıkarken bizler sanki ilk defa biraraya gelmişçesine acemilikler yapıyorduk. Yunanistan maçında neredeyse 90 dakika kulübeden çıkmayarak oyunu sadece izledi.Ta ki tribünlerden “Terim istifa” sesleri yükselene kadar.Moral ve motivasyon açısından takımı hazırlayamadığı oynanan oyundan bellidir. Yunanistan gibi ağır ama garanti oynayan bir takıma karşı golcü tercihini Gökhan Ünal’dan yana koyarak yanlış yaptı.Ümit Karan ve Hakan Şükür bu maçın kilidini açacak isimlerdi.Aynı yanlışı orta saha kurgusunda da yaptı.Takımda Emre markajda kalınca top tutacak ve oyunu yönlendirecek ikinci bir isim eksikliği göze çarptı. Norveç maçında önce gol yemeyeceksek Gökhan,İbrahim ve Servet’in dağınıklığına çözüm bulmalı,gerekirse Wederson ya da Ümit Özat bile düşünülmelidir. Defansın toparlanması takımın en iyisi olarak görünen Aurelio’dan ofansif olak da yararlanılmasını sağlayacaktır Forvette Fatih Tekke’nin durumu dikkate alınmalıdır.Son vuruş becerisi yüksek olan Fatih Tekke,Ümit Karan ve Hakan Şükür’den en iyisi sahada olmalıdır.

Peki tribün olarak neler yapılabilir?

1. İlk önce milli maça taraftarı olduğumuz takımın forması ile gelmemeyi öğrenmeliyiz.Yunanistan maçına Milan,Celtic,Liverpool forması ile gelen taraftar gördüm.Ayrıca maçın Ali Sami Yen de olması Ultraslan grubunun tişörtlerinin de bir hayli fazla görmemize neden oldu.Ayrıca Sakaryaspor’un taraftar grubu Tatangalar’da yeşil-siyahlı eşofmanları ile yerlerini almışlardı.Beşiktaş,Fenerbahçe,Galatasaray,Trabzonspor,Bursaspor,VestelManisa formaları gözümüze takılanlardı.Örneğin Hollanda kendi evinde oynarken tüm tribünde turuncu renk hakim olurken bizde sadece bedava dağıtılan bayraklar sayesinde rengini belli ediyor tribünler.

2. Seyirci baskısı olsun diye Ali Sami Yen tercih edilmesine karşı tribünler bir türlü organize olamadı.Milli maçlara özel ne bir şarkımız ne de bir destek sloganımız var(gençlik marşı’nı saymıyorum). Maçın Ali Sami Yen’de oynanması taraftar grubu olarak Ultraslanın hakimiyeti olacağı anlamına gelmemeli.Galatasaray’a özgü tezahüratları ve şarkıları milli takımımıza uyarlayarak seyirci baskısı zaten kurulamazdı.

3. Maçın bitimine 7-8 dakika varken Aurelio’yu alkışlayıp diğerlerini yuhlamak yanlıştı.Nitekim o anlarda Arda’nın şutu direkten döndü.O top girse maçın çevrilme olasılığı yok değildi.Her ne kadar kötü de oynasak bile.

4. Sponsorların sağladığı biletlerle tribünlere gelen seyirciyi “sponsor seyirci istemiyoruz”diyerek protesto etmek de futbol bilincinimizin ne kadar sığ olduğunun bir göstergesiydi.

Umarım Norveç maçını kazanır ve 2008 Avrupa şampiyonası kapısını aralarız.Artık karamsar futbol yazıları yazmak istemiyorum.

Fotoğraf:Mehmet Eren’in objektifinden.

 
Toplam blog
: 242
: 1784
Kayıt tarihi
: 24.06.06
 
 

1970 doğumluyum.Karadenizin bir sahil şehrinden, hayatın güler yüzlü tarafına tutunmak için İstan..