Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '07

 
Kategori
Mizah
 

Bunları biliyor muydunuz ? (12)

Bunları biliyor muydunuz ? (12)
 

B U N L A R I.


&
‘ Türkiye Endonez’ya olur mu? Furyası, başlaması ile bitmesi bir oldu, bundan da Endonezya’ lıların haberi bile olmadığını, şimdi ‘ sıradaki! ’ dendiğini,

& Boş oturmak, Müslümanlığa yakışmaz deyip, gündeme inek altında aradığımız masa sandalyelerimizi getirsek mi diye düşündüğümüzü,

& Türkiye’de gündeme getirilecek gündemin , her hafta muntazaman değiştirildiğini, gündemsiz yapamayacağımızı, gündemi belirleyenlerin, abuk sabukçu’ nun önde gideni olduğunu ve ayağa düştüğünü, yakında da ‘Gündem Bank’ kurulursa, hiç şaşmayalım dediğimizi,

& Gündemlere heveslenerek bizim de gündeme ‘kulak’ konusunu ortaya atarak gündemi belirleyip, gündemde tutmak istediğimizi, buna göre sol kulağımızı sağ elimizle göstermenin dinen bir sakıncası olup olmadığını sorguladığımızı,

& İkinci olarak dünyanın merkezi, Nasrettin Hoca’ nın eşeğinin arka sol ayağının tam ortasıdır tezi ile gündem yaratarak, ortalığı karıştırmak istediğimizi,

& N.Hocanın ölü eşeğinin arka sol bacağının mezardan çıkarılıp, DNA testine şimdiden başlanabileceğini,

& Dünyanın merkezinin bu test sonucuna bağlı olduğunu, ‘azzzzzz sonra’ bildireceğimizi,

& Burdur Belediyesi oto gara para ödemeden çıkan yolcu otobüsüne 146 YTL.ceza kestiğini, ödenmesi için tebligatın da Zonguldaklı bir öğretmene yollandığını, öğretmenin de: 'Burdur’ a ne gitmişliğim var, ne de kamyonum’ demesine rağmen encümenin ‘bu parayı ödeyeceksin diye tutturduğunu, ört ki, ölem! dediğimizi,

& Devirlerin sıralamasının yine değiştiğini. Taş, tunç demir ve teknoloji devirlerinin kitaplarda anıldığını, şimdilerde; şort devri, uzun don devri, haşama devri, sıkma baş devri, slip devri, g-string ve jet ski devri diye kısımlara ayrıldığını,

& Karnını kaşıyanla kaşımayan vatandaşın arasında derin farkın, ortadan kalkmağa yüz tuttuğunu,

& Kendi köylülük adetlerini kaybedenlerin, geldikleri yeni yerleşim yerlerinde bozulanlar olduğunu, çevre yolunda inek otlatan, kurban kesenlerin, donla denize girenlerin, evlerinde blander, recorderleri ile plazma TV.lerinin olduğunu, görgüsüzlüklerinin de paçalarından aktığını,

& Gülden Işık’ın , eşi ‘'Emekli Dede' ile birlikte blog yazdıklarını, Gülden in kızı ile ÖSS sınavlarına girip kazandığını,

& İzmir’in kurtuluşunda K.Yakaya davet edilen Gazi’nin, ayakları altına serilen Yunan Bayrağı’nı, ‘kaldırın onu. Bayrak, bir milletin onurudur’ diyerek çiğnemediğini ve dünyaya buradan ‘onur dersi’ verdiği yerde, sembolize edilen panosunun delik deşik edildiğini, bu sayfalardan daha önce duyurduğumuzu,

& İzmir Valisi'ne, o bloğumuzdan seslenerek: ‘İzmir’in o onurlu konağından, onurlu başınızı uzatarak o onurlu panonun uğradığı onursuzluğu görünüz ve tedbir alınız. K.Yaka Belediyesini de size , şikayet ediyorum’ diye sızlandığımızı,

& Sayın İzmir Valiliği : ‘’Milliyet Blog İnternet sayfasında yayımlanan ’Atatürk evi’ başlıklı yazınızda, K.Yakada kaldığı evin önüne yaptırılan panonun bakımsız bir halde olduğu belirtilmiştir. Konu hakkında K.Yaka Kaymakamlığı ve Belediye Başkanlığından alınan cevabi yazılarda, mevzubahis pano, yenisi ile değiştirilmiştir.Ve zarar görmesin diye de bahçe korkulukları içine alınmıştır.’’ denildiğini,

& Valilik, aynı yazısında, Milliyet Bloğa, gösterilen hassasiyet için teşekkkür ettiğini ifade ile: ‘aynı panonun ışıklandırılması için de, apartman sakinlerinin izinlerinin alınarak gerekli çalışmaların başlatıldığını da bildirdiğini, Valiliğe, bizim de teşekkür ettiğimizi,

& İşbu Valilik mektubunun, karşı sahildeki K.Yaka’daki bize ulaştırılmak üzere: ‘ 5 Ekimde yazılıp, 15 ekimde postaya verildiği 25 Ekimde elimize geçtiğini, elektronik devirde bu postacılık harikasını da alkışladığımızı,


& Bir ay önce de K.Yaka Belediye Başkanı Danışmanı Cengiz Duyar’ı görevlendirip, telefonla arandığımızı, sempatik danışmanın ‘en kısa zamanda mesele hallolacaktır’ demesine rağmen, hala yaprak bile kıpırdamadığını, Belediyeyi; tekrar, ışıklandırma konusunda, valiliğe şikayet etsek mi diye düşündüğümüzü

& Yukarıdaki konuda, başta Blog idaresini ve sizleri sıktığım için özür dilediğimi, işi takip edebilme uğruna ‘kuyruğu dik tutma’ mecburiyetinde olduğumuzu,

& Rice’ın ‘Kürdistan’ın hücra yerlerinden PKK.yı temizlemek zor derken, Kürdistan’ı telaffuz ettiğini, sınırı geçmemiz konusunda da bir öyle, bir böyle olduklarının artık iyice belirgenleştiğini, işin başa düştüğünü ve 'bunlardan ne köy olur, ne de kasaba dediğimizi,

& Blogların iki kıymetli unsuru Aydın Sevinç ve Celal Çelik arasında tartışmanın eğriliği ve doğruluğundan ziyade, enteresan olanın, imza ile destek verenlerin bu kavgaya uzaktan baktıklarını, ’nerede bunca 500 imzanın sahibi, ortalarda niye yok?!’ dendiğini,

& Zeynep Gülay Kibaroğlu’nun tek başına aslanlar gibi savunarak aslanlar gibi de cevaplar yetiştirdiğini, imzasını koruduğunu,

& Sevgili Aydın Sevinç’in, babamızın oğlu olmadığını, daha öncelerinden, uzun zamandır da, bir mesele yüzünden aramızın limoni olup, bize kızdığını,

& Aydın Seviç’in, ’ bu işten rant sağlamamak için, kampanya sonu gelen yorumları sileceğim’ diye peşinen söylemesine rağmen, sevgili Celal Çevik’in, kendi yorum tıklarının hayli yükseldiğini,

& Birisinin: ‘Aaa, cambaza bak!’ mı demek istediğini anlayamadığımızı,

B İ L İ Y O R

M U Y D U N U Z ?

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..