- Kategori
- Güncel
Cadde'de fotoğraf okumak üzerine...

İbrahim YILDIZ, Küresel iletişim yoksunu...
3 Ocak tarihli Milliyet’te yürekleri dağlayan fotoğrafıyla kamuoyu gündeminde yer alan İbrahim Yıldız’ın fotoğrafı yeni yılın ilk günlerinde vicdanları kanattı.
Mersin’in Anamur ilçesi Devlet hastanesinde şirkette sözleşmeli olarak asgari ücrete çalışan onu bilgisayar işletmeni, yirmi ikisi temizlik işçisi kırk dört kişi gerekçesiz olarak işten çıkarıldı. Annesinin kanser hastası olduğunu ve bu işten başka gelirinin bulunmadığını söyleyen temizlik işçisi İbrahim Yaldız, derdini kameralara anlatırken gözyaşlarını tutamadı.
Türkiye’nin gündemine Milliyet Gazetesi’nin haberi ile gelen işten çıkarma haberi İbrahim Yıldız’ın görüntüleri ile medyada geniş yer buldu. İşten çıkarılmaların rutine dönüştüğü günümüzde zaman, zaman bloklarımda yörsan, desa deri vb. içten çıkarmaları işledim…
8 Ocak tarihli Milliyet gazetesi’nin CADDE ekinde “Çetin ALTAN İLE FOTOĞRAF OKUMA” bölümünde Miraç Zeynep Özkartal röportajını okuma olanağı buldum.
Söz konusu röportajda M.Z.Özkartal’ın “Bu fotoğraf neyin sonucu?” sorusuna, 384 ağır ceza davasından geçmiş Çetin Altan yanıtı “ Dünyaya çocuk getiriyorlar, Allah nafakasını verir diyorlar. Sonuçları da bu fotoğraf oluyor. Türkiye’de köylü dünyalarında ekonomi bilinci yoktur;tarih bilinci yoktur, hukuk bilinci de…” oluyor.
Yılların Çetin Altan’ı 536 lira asgari ücrete devletin hastanesinde temizlik işçisi olarak taşeron firmaya çalışan İbrahim Yıldız’a bilinç yoklaması yaparken sınıf bilincinden söz edecek değil işi toptan köylülüğe bağlayacak işinin/konumunun doğası gereği. Liberal/serbest piyasa/küresel ekonomi politikalarının kaçınılmaz sonucu olduğundan söz etmesini beklemek hayalcilikten öte bir anlam taşımaz değil mi sayın okuyucu. Sermayenin maksimum karlılığından başka amacı olmayan ekonomik düzene suç bulmayacak kadar yüksek bilince erişmiş eski TİP’li yazarımızı Allah CADDE’mizden eksik etmesin diyerek ikinci soruya geçiyorum izninizle.
İkinci soru şu: ”Seçeneği var mı hayatta?”
Yanıt filozofça “Farkına varmadan daha küçük yaşlardan ya ailevi bir gelenek halinde, ya babasının işini devam ettirir ve yahut da başka işlere bakar. Küreselleşme kendisiyle aynı işi yapanlarla iletişim kurmaktır. Bu çocuk için hangisi geçerli? Önce iş nedir, meslek nedir bunun tarifini yapmak gerekir. Bir temizlik işçiliği meslek midir mesela?”
Çetin Altan “Küreselleşme kendisi ile aynı işi yapanlarla iletişim kurmaktır.” derken, aslında eski günlerinden kalma bilincin dışavurumunu yakaladım sanırım.. Kapitalizm küresel çıkarlarını korurken, sömürüsünü sürdürürken; çalışanların/işçilerin/emekçilerin iletişim içinde olmaları gerekir. Küresel sömürü politikalarına ancak iletişim kurup, örgütlenerek karşı durabilirler.
Üçüncü soru:” Meslek nedir?”
Meslek tanımı “Bir donanım sonucu ya gövdesel ya beyinsel enerjini somuta dönüştürmektir.” diye tanımlıyor. Biz hemen aynı soruyu google soralım. İlk bulduğumuz yanıt; ”Meslek, insanın yaşamını sürdürebilmek için icra ettiği ve genellikle yoğun bir eğitim, çalışma, bilgi birikimi, seçilen mesleğe bağlı olarak yetenek geliştirmeyi gerektiren ve tüm bu sürecin sonunda kişilerin kazandığı ünvanın adıdır.” deniliyor.
Dördüncü soru: “Bu işçininki meslek mi?
Yanıt “Gövdesel olarak bir hizmet veriyor. Ama somuta dönüşmüyor yaptığı iş, olsa, olsa ortalık temizleniyor. Türkiye’de 11 milyon işsiz var.”Ne iş olsa yaparım” dediğin zaman mesleğin yok demektir. Mesleği olamayınca piyasası yoktur adamın. Köylünün mesleğe ihtiyacı yok. Şu sırada bin köyün yolu kapalı. Ama hepsinin cep telefonu vardır. Neden bu çocuk doğduğu yerden çıkıp buraya geldi? Neden doğduğu yerde hastanesi, itfaiyesi, yolu örgütlenmesi yok?
Ortalığı temizlemenin, çöpleri yok etmenin somut olmadığı görüşünün üzerinde durmayalım isterseniz. Fakat işçinin yaptığı işi “.. olsa olsa ortalık temizleniyor.” diye küçümsemek şehirli bakışı gerektiriyor görüldüğü üzere.
“Mesleği olmayınca piyasası yoktur adamın.” tespitini yapabilmek için kendini piyasacı/liberal gözlüklerle bakmanın dayanılmaz modasına kaptırmış olmak gerekir. Neyse her cümleyi irdelemek yerine köyünde kalmayıp şehre gelmesinin nedenlerinin; tarımın yok edilmesi, şehirde ucuz işgücüne olan ihtiyaç olarak kısa bir yorum ile yetinelim.
CADDE ekinde yer alan FOTOĞRAF OKUMA bölümünü Milliyet com.tr’de bulabilseydim sizlerle link aracılığıyla paylaşacaktım. Merak edenler 8 ocak tarihli Milliyet gazetesi’nin CADDE ekinde tamamını okuyabilirler.
Sonuç olarak özelleştirmenin kurtuluş olarak sunulduğu liberal politikaların ülkeyi getirdiği fotoğraf iç karartıcı. Emeğin değersizleştirildiği, işsizliğin toplumsal bir soruna dönüştüğü günümüzde uygulanan liberal politikalara yönelik eleştirilerden söz edilmeyen röportajda iş yine hemen, hemen, herkesin hem fikir olduğu genel olumsuzluklardan söz edilerek sona eriyor.
Necati TÜFEKCİ Ocak 2010 ANKARA