- Kategori
- Deneme
Çalamayacağın tek şey Ruhumdaki sükunettir
Tek bir gün yeter onlara
İçini doldurmaya çalıştığımız boşlukların açtığı derin yaraların izlerini silmekle meşgul olan hayatlar yaşıyoruz. … Renkleri aynı, sözcüklerin farklı anlamlar kattığı hayatlar… Grilerden aydınlığın rengini unuttuğumuz, hayal denilen olgunun peşinde köle olduğumuz, sert darbeler aldığımız, yürürken takılan çelmelerin sersemliğiyle her adımda tekrar tekrar düşünerek atılan bir diğer adımın yorgunluğuyla sürdürülmeye çalışılan sıradanlaşmış bir mücadele… Devamındaysa…
Aşka güvenmek istersin, sarılırsın, inanırsın, sarsılırsın sonunda… Dost eli tutmak istersin, tutarsın da… Sonra bir bakarsın dağılmış hatta hiç sana ait olmamış anılar tüm hoyratlığıyla karşında… Sırların dağılmış, darmadağın olmuş her şeyin arasına. Başladığın noktayla bitirmeye yaklaştığın nokta arasında anlamsız bir karmaşa hakim yalnızca. İşte kölesi olduğun hayallerinin urganı arasında hayatın… Tamam mı devam mı diye sorulan sorunun sahibi yine hayallerin… Cevap verense sen değil mahkumiyetin… Ne yaşadığım değil ne yaşayacağım klişesine sığınıp geçmişinden daha doğrusu geçmişinin sana öğrettiklerinden kaçabilirsen tekrar hayatının efendisi sensin demektir. Fakat geçirdiğin hayat zarfında edindiğin korkuların her adımda seni senden daha da uzaklaştıracak. Korkaklığın seni aydınlıktayken karanlıkta bırakacak.
Anlamlandıramadığın uzun bir hayat hikayesi olsun istemiyorsan hayatın, boşlukları doldurmak yerine sadece gülümse hayata…Yaşadığın her şeye inat, sonsuz bir hayata sahip olmadığını hatırla. Yaşadıklarını yaşayan insanların hayat hikayelerinden çıkarılacak doğru sonuçlar rotanı belirlesin…
Korkma… Korkmamak en büyük güçtür. En yorgun olduğun anlarda aynandır yüzleştiğin korkuların…