- Kategori
- Güncel
Çamur Fatih'ten İmparator'a
Fatih Terim, futbol yaşamına 1969’da henüz 18 yaşında iken, ‘Çamur’ lakabıyla formasını giydiği Adana Demirspor’da başlamıştır.
Teknik Direktörlükte en büyük başarısını 1999-2000 sezonunda Galatasaray Spor Kulübü ile UEFA Kupası’nı kazanan Fatih Terim, son günlerde ‘sosyo - psikolojik’ sorunlar yaşamaktadır.
‘Karizmatik’ ve ‘liderlik’ özelliği ile dikkatleri üzerinde toplayan Terim, ülkemizin Futbolda bugüne kadar yetiştirdiği ‘en üst düzeyde’ ‘dünya çapında’ ‘futbol adamı’dır.
Fatih Terim, futbol kariyerindeki ‘bilgi,’ ‘birikimi’ ve ‘kazanma hırsı’ ile sürekli önde gelmiş ve tek hedefi ’kazanmak’ olmuştur.
Bu ‘kazanma hırsı’ son haftalarda arka arkaya gelen ‘kritik’ maçlarda çok büyük ağırlık oluşturmuş, altında ezilmeye başlamıştır.
Ne Türkiye ne de Fatih Terim Real Madrid maçından 3-0’lık bir yenilgi beklemiyorduk, hepimiz için sürpriz oldu.
Bu maçı yöneten Norveçli hakemin kariyer patikasında oldukça acemi olması Galatasaray için çok büyük şanssızlık olmuştur.
Sarı-kırmızılıların iki penaltısını vermeyen, yenilen 3. golden önce hatalı bir faul çalan Norveçli hakem, gösterdiği ‘haksız’ sarı kartla da Burak Yılmaz’ın cezalı düşmesini sağlamıştır.
Galatasaray’da Norveçli hakem Moen’e öfke çığ gibi büyürken, Fatih Terim de maçın ardından yaptığı açıklamalarda hakemi alışılmışın dışında daha hafif şekilde eleştirmeyi tercih etmiştir.
Neden ise Fatih Terim Norveçli hakem Moen’e olan öfkesini içine gömerken, dün oynanan Galatasaray’ın 3-1 galibiyetiyle sona eren Mersin İdmanyurdu maçının hakemi ‘genç’ Süleyman Abay’a ‘kümülatif öfkesini’ kusmuştur.
Dany’nin oyundan atılması doğru ve yerinde bir karardır. Çünkü Dany koluyla ‘orantısız güç’ kullanıyor ve rakibini yere seriyor, gol şansını engelliyor.
Fatih Terim, hakem Abay’ın üzerine doğru yürüdü, kendini kontrol edemiyordu. Kararlarını beğenmediği hakem Abay’a dersini vermek için oyun alanına girdi.
İşte yayıncı kuruluşun çalışanı sadece görevini yerine getirirken omun enstrümanına müdahale etmek ülkemin ‘futbol idolüne’ ‘yakışmıyor,’ hele rahmetli ‘Topal Talat’ın oğluna bir ‘futbol emekçisinin’ ‘ekmek teknesine’ böyle davranmak hiç hiç yakışmıyor..
Evet, ülkemin ender yetiştirdiği ‘futbol yeteneği,’ ‘büyük yıldız,’ ‘örnek futbol yorumcusu’ Rıdvan Dilmen ‘dost,’ ‘arkadaş,’ ‘ağabey’ bildiği Fatih Hoca’yı uyaran ‘hoca yakışmıyor’ sözlerine ‘Bana ne yakışır ne yakışmaz bunu ben bilirim…’ ifadesi hele İmparator kimliğinehiç mi hiç yakışmıyor.
Fatih Terim Hoca’ma önerim:”Tek yapmanız gereken, zihninizi yeniden programlamaktır.”
08.04.2013, İzmir