Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Haziran '13

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Canımın içi

Canımın içi
 

Ah! utanıyorum bazen insanlığımdan.


Bursa da; Akşamları serin bir yalnızlık eser penceremden. Az uzatsam başımı dışarı, kıyamet kopacak sanırım. Aslında koptu kopan benliğimden. Ne zaman seni düşünsem, kayıp yanlarımı hatırlarım.

İnsan; tüm hayatı boyunca, kendisini anlayabilecek insanları arar durur. Bu insana; has bel kader bir şekilde denk gelirse, ona sıkı sıkı, bağlanır. Hele birde ilgi alaka görürse o insandan, kendini sevildiğine inandırmak için, olağan üstü bir çaba sarf eder ve bunu da başarır. Beyninde yarattığı bu olayı çok rahat aşka dönüştürebilir, çünkü onu tamamlayacak doğru insanı bulduğuna inanır. Hayal dünyasında yaşamaya başlar, kendini öyle kaptırır ki, karşı tarafı anlama zahmetine bile girmez. Diğer taraf bunu hissettiğinde, geri adım atar , yanlış bir şey yapmak istemez. Çünkü durumun farkındadır. İnsan ilgi ve alakanın azaldığını fark edince, derin bir yeis içine düşerek, yine kendi ürettiği, asılsız fikirlerine dayanarak, senaryolar yazmaya başlar. Akabinde umutsuzluk, çaresizlik, acı, gözyaşı, ne varsa işte, hepsi artarda gelir. İnsan; bir türlü gözlerini açıp, gerçeği kabullenmek istemez.

Zaman geçer, geçer, geçer, geçer..

Ve sonunda kafasına dank eder ki, kendi yalanlarıyla kurduğu bu dünyada, kendine işkence etmekten başka, hiç bir şey yapmamıştır. İnsanın kendi kendine ihanet ettiği kadar, kendini aldattığı kadar, yalanlara boğduğu kadar, kimse kötülük edemez. İnsanın dostu da, düşmanı da kendisidir.

Öyle şeyler vardır ki, hayat karavanasında, yenilip yutulamaz, sadece kotarılır.

Hani bir demiri ateşte közlersin, ateşten çıktığında çekiçle, örste döversin, şekle sokarsın ya, işte öyle şekil alıyor, şekle sokuyor insanı bazı sözler. Canımın içi

Düğüm düğümdür hayat, bazı anlar. Bazen, tüm kelimeler anlamlarını yitirir, boğazında kalır özlemlerin. Acını tarif edebilecek, tüm sözcükler manadan yoksundur. Susarsın sadece, çünkü bilirsin ki, kurabileceğin hiç bir cümle, kaybettiklerini sana geri kazandırmayacak.

Ezcümle; yaşadıklarımdan asla pişman olmadım, bu gün olsa yine aynı şeyleri yapardım. Sonuçlarını bile bile.

Su çekilir, toprak ölür. An gelir zaman durur, biter nefes İnsan ölür. Kara bir bohçada küflenir tarih. Asır biter, medeniyetler çöker. Susar diller, kapanır gözler, umut ölür.

Ne varsa acıdan yana, yaşar hesapsızca. Benden daha değerleri olanları, benden korumak adına.

Uzaklar da bir yerlerde, biliyorum ki mutlu insanlar var. Acıları gözbebeklerine nakışla işlenmiş. Korkudan, nefesleri tutulmuş ama umudu öldürmemiş, bedel ödemiş, insanlar var, biliyorum. (hiç bir mutluluk bedelsiz değildir)

Umudum; boş duvarlar ardında, gizlenmiş gölgeler gibi. Ben dönüp bakmasam da ardıma, onlar hep peşimde, güle oynaya. Yarın var mı? Onu bile bilmezken, iyi ya da kötü muhakemesi kuramam. Çok şükür ki, bu an da varım. İşte buradayım ve yaşıyorum. Yarın seni sevmeye,

özlemeye, beklemeye, vaktim olmayabilir, hatta yarın olmayabilir. An da kal. Sadece şu anda, ne öncesi olsun, ne de sonrası. Hadi, kısa bir süreliğine, durduralım zaman denen ihaneti.

Güller, ah! O güller ki, titrer seherin ayazında. Dokun, bir kere olsun yalnızlığıma. Dilimin ucunda, hep o iki kelime. Diyemiyorum ki, hayalin düşünce kirpiklerime. O kadar uzaksın ki bana. Uzansam göğe yıldızlara değebilirim belki, ama uzanamıyorum yüreğine.

Sonunda beni de kendine benzettin, bak öldürdün içimde ki tüm umutları. Artık, ne sevmeni bekliyorum beni, ne de özlemeni. Hatta gelme ihtimalini bile düşünmüyorum, olasılık dahilin de. Takıl işte kafana göre, aklın nereye sürüklerse, oraya. Ama dönüp ardına, bana sakın, "sen çok değiştin" deme.

Tebrik ederim övünebilirsin eserinle

Dilruba Emine Genç 08 Haziran 2013 /05:10

 
Toplam blog
: 41
: 486
Kayıt tarihi
: 11.01.13
 
 

İlkokul mezunuyum. Müzikle ve şiirle ilgileniyorum, yazmayı seviyorum.. İki edebıyat sitesinde (a..