Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Carolina Isolabella Özgün

http://blog.milliyet.com.tr/carolinaozgun

29 Aralık '11

 
Kategori
Psikoloji
 

Carolina'dan sevgilerle

Carolina'dan sevgilerle
 

SURRENDERING / RASSOULI


Yılbaşına birkaç gün kala, uzun zamandır yapmaya hem istek hem fırsat bulamadığım şeyi yapmaya itilim hissettim…

Evet birbirmize bağlı olduğumuz için içinizdeki her acı bende de bir his uyandırıyor.

Kiminizin şikayeti var, kiminiz kabullenmedesiniz, kiminiz isyanda…

Yaşadığınız her an ve olay bilin ki sizi aslında daha güçlü kılıyor.

 

2012 senelerdir hatta belki asırlardır beklenen, kehanette bulunulan, korkulan bir yıl…

Ama bence tam tersi bizim için çok olumlu sonuçları ve yeni başlangıçları getirecek bir yıl olacak.

 Biliyorum aranızda ciddi AŞK acısı yaşayanlar var…

Bunun sebebi artık koşulsuz ve beklentisizce sevmeyi öğrenmekle alâkalı…

Aynı zamanda bir insana en büyük aşamayı yaptıran yegâne şey…

Acısını ancak yaşayan bilir… sonucunda içte büyümeyi de er ya da geç bileceksiniz… kabul etmeyi, olmayacak bir şeyi veya değişmeyecek bir varlığı olduğu gibi sevmeyi öğrenerek ve belki de onu serbest bırakarak.

Çünkü her serbest bırakılan şey yepyeni bir özgürlük kapısıdır. Yaşayacak ve bunu fark edeceksiniz… buna inanın ve artık kendinizi sevmeyi, hem de en çok kendinizi sevmeyi öğrenin. Bu sevgi sizi büyütecek çünkü egoistçe ve bencilce bir sevgi olmaktan çıkıp, kendi hatalarının idrakinde olacak ve kendinizi vicdanen affecedecksiniz, dolayısıyla Allah da sizi affedecek. Çünkü kendini vicdanen affedenleri Allah da affeder!

İşte beğenmediğiniz, sevmediğiniz yanlarınızı görüp kabul ettiğinizde Aşkı da aşacaksınız. Çünkü Aşk insanın kendini arayışından başka bir şey değildir. Mutluluk da kişiye bağlı değil, insanın iç özgürlüğüne bağlıdır. Dolayısıyla varılacak hedef mutluluk olamaz, o zaten sizledir her nerde ve ne şekilde olursanız olsun…

Mutlu OLUN.

Yaşadığınız, var olduğunuz için şukran duyun, çünkü siz sevilensiniz. Hayatınızın kıymetini bilin, çünkü siz yaratılansınız.

 Biliyorum aranızda ciddi MADDİ SIKINTI yaşayanlar var…

Tutunmak ve korunmak korkusu taşıyan herkeste olduğu gibi…

Gerçek ihtiyaçlarınıza bakın… onlar nedir? Neden ihtiyacınız var? Neye yarayacaklar?

Bu soruları sorup dürüstçe cevap verdiğinizde anlayacaksınız; tutkularınızı, tabularınızı ve vazgeçilmezlerinizi…

O zaman yüzleşeceksiniz maddeyle.

Her maneviyatın bir madde bedene gebe olduğunu anladığınızda, somutluk sadece bir iç çekiş olacak.

Biliyorum çünkü bedenimin içinde taşıdığım sonsuz ruhumu tanıyorum… Siz de tanıyacaksınız.

Seveceksiniz ve maddeye olan ihtiyacınızı ancak o zaman karşılayabileceksiniz…

Parasal sorunlarız o zaman sorun olmaktan çıkacak, neye göre yaşamanız gerektiğini bilecek, hırslarınızdan arınacak ve yine özgürleşeceksiniz…

İşte o alanda da mutlu OLUN.

Yokluk zannettiğiniz varlıkta kendinizi bulun ve sahip çıkın. Hayatınıza, iradenize, kişiliğinize ve özverinize… Olmayandan var edin, edin ki Olmayı deneyimleyin, sorumluluk alın “kendiniz olma sorumluluğunuzu”…

 Biliyorum aranızda ciddi BUNALIM yaşayanlar var…

Dünyaya uyumlanamayan, buraya ait değilmiş gibi hisseden ve kendini bir türlü ifade edemeyen…

Nereye gitse, kimle konuşsa sanki havaya konuşuyormuş gibi hisseden.

Dünyaya bakın tıpkı dalından koparılmış ve hâla yaşam savaşı veren güzel bir çiçek gibi. Topraktan kesilmiş ve yaşam pınarını kaybetmiş olsa da,  elinden geldiğince yaşam savaşı veren…

Nasıl da güzelliğini ve kokusunu sergilemek istiyor.

Dünyaya bakın her yerde beton, pislik, havasızlık ve nasıl da üstündeki tüm canlıları korumayı istiyor.

Ne farkınız var ki çiçekten, dünyadan?

Onlar onca karanlığa ve zorluğa rağmen hala çabalamıyorlar mı?

Dünya dönmüyor mu?

Bizi her şeye rağmen kucaklamıyor mu?

Siz nasıl olur da kendinizi herşeyden soyutlarsınız?

Buraya uyumlanmaya ve uyanmaya geldik, var olmaya ve var etmeye…

 Sevin! haykırırcasına sevin, tüm dünyayı içindeki tüm kötülüklere rağmen sevin.

Onu besleyin, o zaman akacaksınız ona, kendinize ve her şeye…

Kendinize kötülük etme hakkınız yok! Dolayısıyla hiçbir şeye yok!

Benlik yok, sen yok, ben yok, o yok, bu yok…

Çünkü her şey BİR ve bütün…

Sağlığa gelince; her hastalık bu 3 aşamaya bağlıdır… zihinseldir ve bedeni deler..

Maddenizi, yani madde bedeninizi ruhaniyetinizle bir etmediğini sürece aşırı kilo veya zayıflık, ağrı, acı ve hastalık sizle olur.

Geçmişi bırakın, affedin ve şifalanın…

Bedeninize iyi bakın, güzel ve yararlı şeyler yiyin ve için…

Hem bedeninize hem ruhunuza zarar veren kötü alışkanlıklarınızdan arının.

Onu çöp kutusu gibi doldurmayın, onu sevin, onu temiz tutun, ona iyi bakın.

Yürüyün, tek başınıza yürüyün.

Organlarınızı, eklemlerinizi, kaslarınızı, sinir sisteminizi hissederek tek başınıza yürüyün. Tıpkı ruhsal yolları yürürken yaptığınız gibi.

Bir başınızayken kendinizi tanıyın, kendinizi hissedin, kendinizi sevin.

Su için, bol bol su için.

Arının, yıkanın, suyla kendinizi arındırın.

Arındırın ki yeni gelecek zaman dilimine merhaba diyebilin, çünkü diyebilirseniz kapılar açılacak.

Aşk, bolluk, şifa, sağlık ve bereket sizle olacak. Her anda ve her alanda…

İnanın, sadece isteyin ve inanın…

Bir de sevildiğiniz bilin…

Koşulsuzca ve beklentisizce…

 29.12.2011

Carolina

 

 

 
Toplam blog
: 144
: 676
Kayıt tarihi
: 21.09.06
 
 

İstanbul'da yaşayan bir levantenim, yeni özler, sözler, gözler tanımayı, farklı bakış açılarını p..