- Kategori
- Deneme
Carpe diem
BODRUM KAT…..
Bu bir sihir miydi? Bana verilen bir nimet miydi? Benim kişisel fikrime göre bana verilen zor bir görevdi çünkü kimsenin duymadığı sesleri duymak ve müdahale edebildiğim gibi edemediğim zamanlarda vicdan muhasebesine girmem anlamına geliyordu. Genelde müdahale olanağı zor olan bir görevdeydim.
Bu görev yüzünden sabaha kadar kesintisiz uyuduğumu hatırlamam. Sesler asla izin vermez. Uykuya izin vermediği gibi çatı katında dairem olmasına da asla izin vermezler. Çatı katında daire kiraladığım zamanlarda, seslere yabancı kalıp yardım edebileceklerime dahi edememek veya bir kişinin kaderinde kötü oyun varsa onu bozamamak demekti. Çatı katında, seslere uzak kalıp kendimde eksiklik hissetmeye başladığım gibi yeniden bodrum kata taşınırdım. Ne zamandır bu seslere hakimdim hiçbir fikrim yoktu.
Akşam saat yediyi vurduğunda, apartmanın aheste bir şekilde hareketlenmesiyle, salondaki yeşil kadife, sallanan koltuğuma oturup, ölümle doğum arasında kalan çizgi içinde yeniden sesleri duymaya başladım.
Gözlerim karanlıkta, yan apartmanda yeni serpilen on iki yaşındaki bir kız çocuğunun gelecek günlerinin seslerini, duymaya başladım. Karanlığa dalmış gözlerim, duyduğum sesler karşılığında beni gülümsetmeyi başarmıştı. Genç kızın yaşayacağı uzun ömründe, mutlu günleri olacağı gibi gözyaşı da olacaktı ama mutluluk gözyaşını ezip geçecekti dedi kulağıma gelen ilk ses. Dostlar kazandığı gibi düşmanları da olacak ama dostları düşmanlarını ezecek dedi beynimden kulağıma ulaşan seslerin bir tanesi. Merdivenlerden yukarı çıktığı gibi inişi de yaşayacak ama merdivenlerden daha yukarı çıkıp dağların zirvesine oturacak dedi kulağıma ulaşan ses. Hele aşka gelince, hayal kırıklıkları olacak ve kendini dibe vurup yeniden su üstüne nasıl çıkacağını bilmediği halleri olduğu gibi sonsuz aşkıyla mutluluğa son nefesine kadar evet diyecek dedi kulağıma ulaşan ses.
Sesler kulağıma sancılı geldiği gibi gitmesi de sancılı olabiliyordu kimi zaman ama bu sefer acısızdı gelişi de gidişi de. Bundan önce ki sesin gelişi de gidişi de sancılıydı çünkü bir üst mahallede oturan yaşlı kadının evinin yanıp, kül olurken uykuda göçüp gideceğini yakınlarını bulup uyardığımda, bana gülüp geçmişlerdi. Hatta kardeş mahallenin delisi ilan edilmiştim. Ne yazık ki dediklerim bire bir çıkınca kardeş mahallenin delisinden, medyumluğuna dedikoducular tarafından terfi etmiştim.
Halbuki ben medyum değildim sadece seslerin efendisiydim ve seslerin hepsini ancak ve ancak bodrum katında yaşadığım sürece kesintisiz duyarım…….